Tebriz adının Farsçadakiteb (ateş) ve rîz (akıtan, döken) sözcüklerinin birleşmesinden meydana geldiği söylenmektedir. Adın ortaya çıkışına dair bir hikâye bulunmaktadır. 791'de Abbasi Halifesi Harun Reşid'in ateşli hastalığa yakalanan eşi Zübeyde Hatun'un Tebriz'deki kaplıcalara girdikten sonra sağlığına kavuştuğu için buranın adı Tebriz (ateş döken) olmuştur.[4]
Evliya Çelebi de şehrin adını "sıtma dökücü" olarak aktarmıştır.[5]
Şehrin adı Arap coğrafya kitaplarında Tibriz, Bizans ve Ermeni kaynaklarında Tavrez ve Tavreş şeklinde geçer. Avam halk buraya Tevriz de demekteydi.[6]
Tebriz’in ne zaman kurulduğu hakkında kesin bilgi yoktur. Şehirde yapılan arkeolojik kazılara göre Tebriz’in 5 bin yıllık bir geçmişi olduğu tahmin edilmektedir.
Çeşitli kaynaklar III. yüzyılda şehrin varlığından söz ederler. Gazaka olarak da bilinen kent Atropatena’nın başkentiydi. Fakat sonra bir depremde yıkıldı ve Arap hâkimiyeti zamanında tekrar imar edildi.[8]
Tebriz’in kuruluşu Ahameniş İmparatorluğu öncesine dayanır. İsmi Tavrez, Tavrej, Taris ve Turi diye de tarih kitaplarında geçen Tebriz, tarihi boyunca yıkımlara uğrayıp yeniden inşa edilmiştir.
Tebriz'in eski ismi Tavrez, Tavriz şeklinde olmuştur. Tebriz kelimesi Kıpçakçaya ait bir kelimedir: Tebriz = Tavris = Tavaris. Yani (tav)+(aris) "dağ+arası".[kaynak belirtilmeli] Bu da Tebriz şehrinin üç yandan dağlar ile çevrili olmasıyla ilgilidir.
Eskiden beri önemli bir merkez olan Tebriz’in kuruluşunu hazırlayan etkenlerden biri de kuzey-güney ve doğu-batı doğrultularında önemli yollar üzerinde (İpek ve Baharat yolları üzerinde) bulunmasıdır. Tebriz, doğu ile batı arasında bir Orta Çağ kültür merkezi olmuştur.[9] Tebriz, gerek içinde barındırdığı Türk nüfusu ve gerekse İran’ı yüzyıllar boyunca yöneten İran Azerileri açısından önemli bir merkezdir.[10]
1174 yılında Tebriz ele geçirilmiş Kızıl Arslan onu İldenizliler’in başkenti yapmıştır.[11]
Abaka Han devrinde (1265-1281) Tebriz, İlhanlıların başkenti oldu. Gazan Han'ın saltanatı sırasında başkent olan Tebriz'de 1299’dan sonra geniş bir imar faaliyetine girişildi. 1336’dan sonra Celayirlilerin eline geçen şehir daha sonra Timur tarafından istila edildi. Timurlular zamanı imparatorluğun batı eyaletlerinin idari merkezi olan şehir imar faaliyetleri ile daha da geliştirildi. Timur'un ölümünden sonra şehir onun oğulları arasında el değiştirdi.
1406’da Tebriz, Karakoyunlu hükümdarı Kara Yusuf’un eline geçti. Kara koyunlular zamanında da Tebriz başkent olarak kullanıldı. Timur’un yerine geçen Şahruh, 1436’da Tebriz’i kesin olarak ülkesine kattı. Şehrin yönetimini oğlu Cihanşah’a verdi. Cihanşah devrinde Tebriz’de meşhur Gökmescit ve daha birçok bina yapıldı. 1468’de Tebriz Akkoyunlular hükûmdarı Uzun Hasan tarafından alındı.
Kuzeyde Eynali Dağı, güneyde volkanik Sehend Dağı arasında bulunmaktadır. Bu yüzden dağlarla çevrili bir düzlükte kurulmuştur. Ayrıca Kömür Çayı (Mehran Çayı ya da Kuru Çay) ve Acı Çay’ın birleşmesinden oluşan nehir yatağında konumlanmıştır. İmam Humeyni Caddesi kenti doğudan batıya iki parçaya bölen bir ana caddedir. Bu caddenin bir ucunda Tahran’a giden ana yol, diğer ucunda ise Tebriz Garı bulunmaktadır. İran Ermenilerinin piskoposu Tebriz'de oturur.
Tebriz Kapalıçarşısı: Doğudaki en büyük ve en önemli pazarlardandır. Pazarının genişliği bir kilometre karedir. İçindeki küçük çarşıların ve kervansarayların sayısı yirmiye ulaşır. Eskiden beri ticaret merkezi olmuş ve bugün de İran'ın kuzey batısının en görkemli ticaret merkezlerindendir.
El-Gölü (Şah-Gölü): Büyük bir havuz ortasında bir binadır. Binanın yapılış tarihi bilinmemektedir. Ancak Abbas Mirza zamanında restore edilmiş ve 1931 yılından itibaren genel mesire yeri şekline dönüşmüştür. Bu mesire yeri, ferah yeşil bir alana sahiptir.
Şairler Anıtı (Makberet-ol Şuara): İran'ın yetiştirdiği birçok şairin ve önemli insanın mezarının bulunduğu yerdir. İran’ın çağdaş büyük şairi Şehriyar’ın mezarı da burada yer almaktadır.
Tebriz bulunduğu coğrafya nedeni ile, İran'ın batı kapısı olarak görülür bu yüzden birçok modern yapı ve etkinlik, İran’da ilk olarak Tebriz’de yapılmıştır veya görülmüştür. Bu yüzden çoğu Tebrizli İran'ın ilk modern hayata geçen şehri olarak görürler:
İran’ın ilk modern okulu Tebriz’de Hasan Roşdiye tarafından 1888 kuruldu.
İran’ın ilk işitme engelliler okulu Cabbar Bahçıvan tarafından 1924 yılında Tebriz’de kuruldu.
İran’ın ilk özel dahi çocuklar okulu 1926 yılında Almanlar tarafından Tebriz’de kuruldu.
İran’ın ilk ana okulu 1923 yılında Tebriz’de kuruldu.
İran’ın ilk belediyesi, şehir meclisi ve belediye sarayı Tebriz’de kuruldu.
İran’ın ilk modern polis teşkilatı Tebriz’de kuruldu.
İran’ın ilk ticaret odası 1906 yılında Tebriz’de kuruldu.
İran’ın ilk madeni para darphanesi Tebriz’de işe başladı.
İran’ın ilk umumi kütüphanesi Tebriz’de kuruldu.
İran’ın ilk sinema salonu 1900 yılında Tebriz’de kuruldu, ayrıca 1921 yılında Tahran’ın ilk sinema salonunu bir Tebrizli kurdu.
İran’ın ilk tiyatrosu ve tiyatro grubu Tebriz’de kuruldu.
İran’ın ilk modern fabrikası Tebriz’de kuruldu.
İran’ın 1900'lü yıllardaki telefon sistemine kavuşan ilk şehri Tebriz idi.
İran’ın ilk kadın derneği Tebriz’de kuruldu.
İran’ın ilk öğrenci yurdu Tebriz’de kuruldu.
Oteller
Hotel Şehriyar (5 yıldızlı) - Şah Gölü Caddesinde
Hotel Pars (Hotel El-Gölü) (5 yıldızlı) - Şah Gölünde
Hotel Gostereş (4 yıldızlı) - Azadi (Abresani) Meydanında
Tebriz Uluslararası Hoteli(4 yıldızlı) - Daneşgah Meydanında
Hotel Derya (3 yıldızlı) - Humeyni(Pehlevi) Caddesinde
Hotel Azerbaycan - Şerieti (Şehnaz) Caddesinde
Hotel Erk - Şerieti (Şehnaz) Caddesinde
Hotel Park - Humeyni Caddesinde
Hotel Sina - Gülistan Parkının Karşısı Gonga Başında
Ekonomi
Endüstri
Tebriz İran’ın sanayi üretiminde büyük bir paya ve öneme sahiptir. Tebriz’in modern sanayisi başlıca otomotiv, makine, kimya, petrokimya, petrol rafinerisi, çimento, elektrik/elektronik eşya ve tekstil üzerine kuruludur.