Türk Kadın Yolu, 1925-1927 yılları arasında yayımlanan ve Türk Kadınlar Birliği'nin yayın organı olan haftalık kadın dergisidir. 30 sayı çıkan dergide yeni kurulan Cumhuriyet rejiminin sağladıkları ile Mustafa Kemâl övgüsü hâkim söylemdi.
Hakkında
Nezihe Muhiddin öncülüğünde bir araya gelen kadın çevreleri kadınların oy hakkı için mücadele edecek bir bileşim için Haziran 1923'te harekete geçmişti. Yeni tesis edilen Cumhuriyet rejiminin sınıfsız halk politikası nedeniyle Kadınlar Halk Fırkası oluşumuna müsaade edilmezken Türk Kadınlar Birliği adı uygun görülmüş ve Türk Kadın Yolu dergisi bunun bir tezahürü olarak zuhur etmişti. 16 Temmuz 1925-1 Ağustos 1927 tarihleri arasında 30 sayı olarak yayınlanan dergi iki yıl boyunca hükûmetten de 300 lira yardım aldı. 16 Eylül 1925'te ise derginin basımında kullanılacak Avrupa menşeli 30 bin kiloluk kağıdın ülkeye girişinde gümrük resmî muafiyeti tanınmıştı.
Nezihi Muhiddin'in GY'lik görevini yürüttüğü derginin ilk iki sayısı Kadın Yolu adıyla çıkmıştı ve derginin haftalık olarak çıkacağı duyurulmuştu. Derginin genel muhtevası dünyadan kadın haberleri, edebiyatçılardan yazılar, mutfak kültürü, mülakatlar, karikatür, demokrasi ve feminizm gibi çeşitli alanlardayken dernekten de haberler veriliyordu. Hamid ve Mahdumları Matbaası’nda basılan derginin müellif kadrosunda ise Şükûfe Nihal, Efzayiş Yusuf, Yaşar Nezihe, Hüseyin Rahmi, Abdullah Cevdet, Kemalettin Şükrü, Mehmet Şevki gibi isimler ile daha genç yaşta olan Hatice Refik, Pakize Ahmed, Saadet Esad, Esma Zafir, Muhsine Salih, Enver Behnan, Yaşar Nabi, Fahrettin Kerim gibi isimler yer alıyordu.
Söylem
Dergideki siyasi söylemde Osmanlı İmparatorluğu'ndan kopma ve kimi zaman imparatorluk bakiyesini reddetme, kadim olanı eleştirme ve Mustafa Kemal'i bu geçiş döneminin halaskârı olarak görme hâkimdir. Dolayısıyla dönemin manzarası dergide fazlasıyla belirgindir. Cumhuriyet devrimi gerçek bir devrim olarak görülürken aynı nitelikte görülmeyen İlan-ı Meşrutiyet'le kıyaslanıyordu. Nezhihe Muhiddin'e göre İlan-ı Meşrutiyet kadınlara erkeklere olduğu gibi özgürlük sahası yaratmamıştı. Yeni hâkim olan Türklük ideolojinin tezahürü de en çok Enver Behnan imzalı yazılarda görülmektedir. Kadınlar hakkındaki yazılarında ise, kadınlar üzerindeki tahakümün şehirden kırsala gidildikçe azaldığı ve Türkmenler ve Yörükler'de kadın algısının daha değerli olduğu fikrinde olduğu görülmektedir.
Dergiye göre Cumhuriyet kazanımları miras, şahitlik, aile hukuku, sosyal hayat ve evlilik gibi muhtelif alanlarda eşit konumlar sağlamıştı. Muhuddin'e göre Cumhuriyet devrimi "Türk’ün yüksek semasında ebediyet nuruyla parlayan necim ve hilalimize bir zamanlar musallat olan muzlim ve kesif bulutları yırtıp parçalayan" bir niteliğe haizdi. Onun yazılarında bu tonlama büyük bir yüceltmeyle sunulmaktayken Pakize Ahmed de aynı konumdadır. Yaşar Nabi ise geçmiş özlemle eski adetleri korumak isteyenler eğitim yoluyla yenilikleri anlayabilecek duruma getirilmeliydi. Batı medeniyet sahasını yanlış yorumlayan kitle de Nayır için tehlikelidir ve ona göre "asrilik doğru anlaşılmalı, medeniyet doğru yorumlanmalıdır."
Kaynakça
- Genel