"San Junipero" Birleşik Krallık yapımı antoloji bilimkurgu dizisi Black Mirror'ın üçüncü sezonunun dördüncü bölümüdür. Dizinin yaratıcısı Charlie Brooker'ın yazdığı ve Owen Harris'in yönettiği bölüm, tüm üçüncü sezon bölümleriyle birlikte 21 Ekim 2016'da Netflix'te gösterime sunuldu.
Bölüm içe kapanık Yorkie'nin (Mackenzie Davis) daha girişken olan Kelly (Gugu Mbatha-Raw) ile tanıştığı sahil beldesi San Junipero'da geçer. Belde yaşlıların isterlerse ölümden sonra da oturabilecekleri bir simüle gerçekliğin parçasıdır. "San Junipero" üçüncü sezon bölümlerinden ilk yazılanıdır. İlk taslakları nostalji terapisini temel almaktaydı ve 1980'lerde geçen, heteroseksüel bir çifti konu alan ve mutsuz biten bir dönem hikâyesiydi. Bölüm birkaç haftada Londra ve Cape Town'ta çekildi. Film müziği 1980'ler müzikleriyle Clint Mansell'in orijinal müziğini harmanlar.
Bölüm özellikle Mbatha-Raw ve Davis'in performansları, senaryodaki sürpriz, görsel stili ve dizinin genel tonundan ayrılan iyimser tonu bakımından eleştirel başarı sağladı. Dizinin diğer bölümlerinden yüksek eleştirel reytingler alan bölümü bazı eleştirmenler 2016'nın en iyi televizyon bölümleri arasında saydı. Diğer çok sayıda ödülün yanı sıra "San Junipero" En İyi Televizyon Filmi ve Mini Dizi, Film ya da Antoloji Dizisinde En İyi Senaryo dallarında iki Primetime Emmy Ödülü aldı.
Konusu
İçine kapanık bir genç kadın olan Yorkie (Mackenzie Davis), 1987'de San Junipero'daki Tucker's gece kulübüne gider. Canlı bir "parti kızı" olan Kelly (Gugu Mbatha-Raw), Wes'in (Gavin Stenhouse) kendisine gösterdiği ilgiyi karşılıksız bırakarak Yorkie'yle tanışır. Kelly ve Yorkie dans ederken, Yorkie bundan rahatsız olur ve kulüpten ayrılır. Kelly Yorkie'yi takip eder ve cinsel ilişki teklifinde bulunur ancak Yorkie nişanlı olduğunu söyleyerek onu reddeder. Ertesi hafta Yorkie bara geri döner ve Kelly'nin başka bir adamla flört ettiğini görür. Yorkie ve Kelly barın tuvaletinde tekrar bir araya gelir ve sonrasında Kelly'nin sahildeki evinde sevişir. Yorkie bunun ilk cinsel deneyimi olduğunu itiraf eder, Kelly ise ona bir zamanlar evli olduğundan söz eder.
Bir sonraki hafta Yorkie Quagmire adındaki başka bir gece kulübüne giderek Kelly'yi arar. Wes ona "başka bir zamanı denemesini" tavsiye eder. Yorkie Tucker's'a birkaç farklı on yıllık zaman diliminde gider ve sonunda Kelly'yi 2002'de bulur; ancak Kelly onu geri çevirir. Yorkie oradan ayrıldıktan sonra sonra Kelly arkasından giderek onu bulur. Yorkie'ye ölmekte olduğunu ve onu görmekten ona karşı beslediği hisler nedeniyle kaçındığını itiraf eder. Yorkie ve Kelly tekrar sahil evinde sevişir ve Yorkie Kelly'ye isteksizce yaşadığı yerin Santa Rosa, Kaliforniya olduğunu söyler.
San Junipero'nun ölülerin yaşayabildiği ve yaşlıların ziyaret edebildiği, hepsinin diledikleri bir dönemde sahip oldukları genç bedenleriyle var olabildiği bir simüle gerçeklik olduğu ortaya çıkar. Fiziksel dünyada yaşlı Kelly (Denise Burse) Yorkie'yi (Annabel Davis) ziyaret eder. Yorkie'nin hemşiresi Greg (Raymond McAnally) ona Yorkie'nin hikâyesini anlatır. Yorkie 21 yaşında ebeveynine açılması ve onların bunu olumsuz karşılamasının ardından araba kazası yaparak felç geçirmiştir. Yorkie sürekli olarak San Junipero'da yaşamak için ötanazi talep etmekte, ailesi ise buna karşı çıkmaktadır. Greg ile evlenmeyi de kendisi yerine ötanaziye rıza göstermesi amacıyla istemektedir. Kelly Greg yerine kendisiyle evlenmesini teklif eder, Yorkie bunu sevinçle kabul eder. Törenden sonra Kelly Yorkie'ye ötanazi uygulanmasına izin verir.
Kelly'nin San Junipero'yu bir sonraki ziyaretinde Yorkie ondan tam zamanlı olarak orada kalmasını ister. Kelly simülasyona yüklenmeden ölmeyi planladığını anlatır. Kocası da kızları San Junipero ortaya çıkmadan önce öldüğü için böyle yapmayı tercih etmiştir. Yorkie ve Kelly tartışırlar, Kelly arabasıyla ayrılır ve arabasını bilerek çarpar. Yorkie tam onu bulduğu sırada Kelly o haftalık ziyaret süresi sona erdiği için ortadan kaybolur.
Zaman geçer ve Kelly San Junipero'ya temelli gitmeye karar verir. Kendisine ötanazi uygulanır, cenazesi ailesinin yanına gömülür ve San Junipero'da sevinçle Yorkie ile yeniden bir araya gelir.
Prodüksiyon
"San Junipero" Black Mirror dizisinin üçüncü sezonunun dördüncü bölümüdür. Sezonun altı bölümünün tamamı 21 Ekim 2016'da aynı anda gösterime sunuldu. Dizinin ilk iki sezonu Birleşik Krallık'ta Channel 4'da gösterilmişken, Netflix Eylül 2015'te dizinin altışar bölümlük iki sezondan on iki bölümü için $40 milyonluk teklifte bulundu.[1][2] Ardından Mart 2016'da Netflix Channel 4'ten daha yüksek teklif vererek üçüncü sezonun Birleşik Krallık'ta dağıtım hakkına sahip oldu.[2] Netflix'e geçmesi nedeniyle bu sezon öncekilerden daha geniş bütçelidir[3] ve daha fazla bölümden oluşur ki bu, dizinin tür ve ton açısından önceki sezonlara göre çeşitlenmesini sağlamıştır.[4] "San Junipero", yine üçüncü sezon bölümü olan "Nosedive" ile birlikte Netflix'te gösterime sunulmasından önce ilk defa 2016'da Toronto Uluslararası Film Festivalinde gösterildi.[5]
Fikir ve yazım
İnsanların 'Hayır! Tamamen Amerikalı olacak!' dediklerini okudum ve dedim ki lanet olsun, hikâye Kaliforniya'da geçecek, lanet olsun, birdenbire aklıma gelen kahramanları tercih etmeyeceğim ve bunları Unabomber'ın yazdığını düşünenlerin çenelerini kapatmak için teknolojinin umut verici bir kullanımını ele alacağım.
"San Junipero" üçüncü sezonun filme çekilen ilk senaryosuydu[7] ve Charlie Brooker tarafından "diziyi değiştirmek için bilinçli bir karar" ile yazılmıştı.[8] Dizi önceden teknolojinin olumsuz etkilerine odaklanmıştı,[9] bu bölüm ise Black Mirror'ın moral veren bölümlerinin de olabileceğinin bir kanıtı oldu.[8]
Brooker ilk olarak korku ve doğaüstü kurgu türlerini düşünerek[10] teknolojinin ölümden sonra yaşamın olup olmadığını araştırmak için kullanıldığı bir bölüm planladı.[6] Daha sonra yaşlı insanlar için nostalji terapisi ona ilham verdi.[11] Brooker ve baş yapımcı Annabel Jones, "White Christmas" bölümünde yer almış olan sanal bilinç konseptinin daha fazla potansiyele sahip olduğunu hissetti.[10] Brooker'ın başlangıçta aklında olan konseptlerden biri olan ölen kişilerin karakterlerinin yakınlarının ziyaret edebileceği bir tema parktaki yapay birimlere yüklenmesi, "Be Right Back" bölümüne dayanmaktaydı. Bu fikir 2016'da insanların androidlerin yaşadığı bir tema parkı ziyaret edebildiği Westworld dizisinin yayınlanmaya başlamasıyla kullanılamaz hale geldi.[10] Brooker daha sonra, yaşlı ünlülerin 1970'ler modasıyla dekore edilmiş bir evde yaşadığı ve kendilerini bu ortamda gençleşmiş hissettiği 2010 BBC dizisi The Young Ones'ı hatırladı.[10][12]
Brooker bölümün senaryosunu dört günde yazdığını belirtti.[8] Senaryonun ilk taslağında aşk hikâyesi heteroseksüel bir çiftle ilgiliydi. Brooker ekstra etki yaratmak için bunu değiştirdi, zira 1987'de hemcinslerin evliliği yasal değildi.[11] "Olanların yüzde 85'ini belli bir noktaya kadar açıklayamayacağınızı bilmek, aslında seçeneklerinizi kullanışlı şekilde daraltıyor" diyerek, hikâyenin sürprizli olmasının yazım sürecini kolaylaştırdığını ifade etti.[13] Bölümün taslaklarından birinde Kelly'nin San Junipero'da hepsi ölmüş çocukların gittiği bir anaokulunu ziyaret ettiği bir sahne yer almaktaydı. Bu sahne sonradan "çok üzücü ve bu hikâyede yer vermek için fazla dokunaklı" olduğu için kaldırıldı.[14] Brooker insanların Black Mirror hakkındaki önyargılarını altüst etmek için, hikâyenin Britanya yerine Amerika'da, Kaliforniya'da geçmesini tercih etti.[6] Bir eleştirmen "San Junipero"daki tüm karakterlerin Amerikalı olduğuna dikkat çekti.[5]
Önceleri bölümün mutsuz bir sonla bitmesi planlandı.[11] Brooker The Daily Beast'e kabataslak tretmanda bölümün Kelly ile Yorkie'nin hastanede buluştuğu bir sahneyle bittiğini, ancak yazmaya başladığında bundan çok zevk aldığı için devam etmeye karar verdiğini anlattı.[6] Yorkie'nin ötanazisinin bir fikir olarak ortaya çıkması, Kelly'nin yaşam hikâyesinin genişletilmesi ve Yorkie'ye hitaben yaptığı duygusal konuşmanın yazılması, Brooker'ın bir oturuşta yaptığı şeyler oldu.[10] Hikâyenin sonu, Brooker'ın "Heaven is a Place on Earth" parçasını senaryoyu yazarken dinlemesi üzerine doğdu ve yazar parçayı bölümde kullanmak için lisansını istedi. Parçayı defalarca dinledikten sonra, bölümün bilgisayar sunucularının yanıp sönen ışıklarının göründüğü son sahnesini yazdı. Bölümün sonu için kullanılmayan fikirlerden biri, seyircinin Kelly ile Yorkie'yi 1920'ler gibi birçok farklı on yılda görmesiydi.[15]
Dizinin gösterime sunulmasının ardından Kelly'nin orada bulunmak yerine, Yorkie'nin yararına simüle edildiğine ilişkin spekülasyon içeren bir Reddit postu sorulduğunda Brooker, "Yanlış! Onlar birlikteler!" diye yanıt verdi[16] ve "hayal edilebilecek en mutlu sona ulaştılar. [...] bu bir gökkuşağı sandvici değil, ancak orada ne oluyor görünüyorsa, o oluyor." yorumunu yaptı.[15]
Ortam ve müzik
Gece kulübü ortamlarında arcade oyunları vardır. Brooker 1980'lerde onlu yaşlarında olup video oyunu gazetecisi olarak çalıştığı için bunlara ilgi duydu ve dizide kullanmaya karar verdi.[17] Yönetmen Owen Harris 1980'leri "hayatın gerçekten iyimser bir dönemi" sözleriyle tarif etti.[18] 1987 yılını "epey keyfi şekilde" seçti ve senaryoda "çok spesifik film posterleri" olduğundan söz etti. Brooker Spotify'da 1987 yılı müziklerinden bir şarkı listesi yaptı.[19] Aralarında Belinda Carlisle'ın "Heaven Is a Place on Earth" ve the Smiths'in "Girlfriend in a Coma"sının da olduğu bazı parçalar ile arcade oyunları Time Crisis ve The House of the Dead bölüm içindeki sürprize dair ipucu verir.[10][20] Her parçanın lisansının yaklaşık 15 yıl boyunca Netflix'e ait olması gerekiyordu. Prince'e ait olan bir parça dışında parçaların hepsi için lisans alındı.[19]
"Heaven Is a Place on Earth" bölümün başında ve kapanış jeneriği sırasında çalar. Brooker parçayı ilk defa koşarken dinledi ve parçanın final sahnesi için mükemmel olacağını düşündü. Hatta bir röportajda parçayı kullanamayacak olsalardı "çok üzüleceğini" kabul etti.[11] Brooker'a göre "Girlfriend in a Coma" bölümde "neredeyse beş saniye" yer almasına karşın "aşırı miktarda paraya" maloldu. Jones parçanın maliyetine karşın bölümde yer almasını, hikâyenin geçtiği dönemin farklılığını hissettirebilmesi açısından önemli olmasıyla açıkladı.[19]Robbie Nevil'in parçası "C'est La Vie" Harris tarafından, satın aldığı ilk singlelardan biri olması dolayısıyla seçildi.[18]
Bölümde aynı zamanda Clint Mansell'in orijinal müzikleri yer alır. Harris'in irtibata geçtiği Mansell, dizi müziğini önceden seçilen ve aralarında "Heaven Is a Place on Earth"ün de olduğu parçaları temel alarak besteledi. Besteciye göre bu "sakin elektronik" müziğe, John Hughes filmleri ve kızarkadaşının bir yıl önceki ölümü ilham verdi.[21] Aralık 2016'da Lakeshore Records dizi müziklerini indirilmek ve internet ortamında dinlenilmek üzere piyasaya sundu.[22]
Oyuncu kadrosu ve çekim
Kelly'yi oynayan Gugu Mbatha-Raw senaryo kendisine ulaştığında diziyi duymuştu ancak seyretmemişti, çekim başlamadan önce ise ikinci sezondan "Be Right Back" bölümünü seyretti. Mbatha-Raw senaryoyu eline geçer geçmez, Oxford Circus'tan Brixton'a yaptığı otobüs yolculuğunda okudu.[23] Yorkie'yi oynayan Mackenzie Davis dizinin ilk olarak "The National Anthem" bölümünü, korsan şekilde indiren bir arkadaşıyla seyretti.[24] Mbatha-Raw'ın protez kullanması fikrinden çabucak vazgeçilmesi sonucunda gerçek dünyadaki yaşlı Kelly'yi Denise Burse oynadı.[10]
Bölümü yine bir ilişkiyi konu alması nedeniyle bu bölümle tuhaf bir benzerliği olduğunu düşündüğü "Be Right Back"i de yönetmiş olan Owen Harris yönetti.[5][18] Joel Collins prodüksiyon tasarımını üstlendi. 1986 gençlik filmleri Pretty in Pink ve Ferris Bueller's Day Off'un seyirciyi "bildikleri bir yere yönelteceği" düşüncesiyle bölüme ilham kaynağı oldu.[10] "San Junipero" üç haftaya yayılan 15 günde,[10][23] çekimler iç çekimlerin çoğu Londra'da, dış çekimlerin çoğu Cape Town, Güney Afrika'da olmak üzere filme alındı. Bütçeden tasarruf etmek amacıyla Birleşik Devletler'de çekim yapılmadı.[6][10] Mbatha-Raw prova için çok az zamanları olduğunu[23] ve Davis'le çekimden önce bir araya gelmek için çok az fırsatları olduğunu belirtti. Kelly'nin kıyafetleri Janet Jackson ve Whitney Houston gibi 1980'ler ünlülerinden ilham almışken, Davis'e göre Yorkie'nin kıyafetleri "annesinin yatağının üzerine serdiği kıyafetlere benziyordu." Yorkie'nin kıyafetleri bölüm boyunca aynıdır ki bu da geçirdiği değişimin dışsal değil, içsel olmasına izin verir.[10]
Çekimlerin ilk günü Londra'da Islington'daki Electrowerkz gece kulübünde, Quagmire gece kulübü sahneleri için yapıldı.[25][26] Tucker's kulübü için Brooker ve Harris'in sanal gerçeklik kulaklığı ile baktığı bir 3D model yapıldı. Mbatha-Raw ve Davis bir dans koreografı ile Janet Jackson'ın "What Have You Done for Me Lately" parçasına çalıştı, ancak son kurguda Alexander O'Neal'dan "Fake" kullanıldı. Dar sokaktaki sahnelerin yağmurlu olması konusunda, Brooker'ın simüle dünyada yağmurun olmayacağı yönündeki itirazlarına karşın Harris ısrarcı oldu.[10] Harris Cape Town'ın "gerçekten zengin, güzel ortamının" kendisine Kaliforniya'nın biraz daha yükseltilmiş bir versiyonunu yaratabilme imkânı sunduğunu ifade etti. Ayrıca Kelly and Yorkie'nin sahildeki tartışmaları sırasında okyanustan "inanılmaz bir sisin geldiğini" ve bunun kimi zorluklara yol açarken aynı zamanda "çok hoş bir doku" oluşturduğunu aktardı.[18] Mbatha-Raw'a göre özellikle dış çekimler olmak üzere hemen hemen her sahne gece ya da akşam karanlığında çekildi.[24]
Kurgu
Bölüm içerdiği sürprize ilişkin ipuçları içerir. Örneğin "Girlfriend in a Coma" parçasının seçilmiş olması, Time Crisis and The House of the Dead oyunlarının kullanılması, bölümdeki asıl gerçeğe işaret eder.[10] Daha açık olarak Yorkie arcade oyunundaki araba kazasına duygusal bir tepki verir ki Brooker bunun seyirciler tarafından fark edilmemiş olmasına şaşırdığını belirtir.[10]Kurgu sırasında üzerinde durulan bir mesele de ipuçlarının ne kadar açık olacağıydı. Annabel Jones buna ilişkin olarak "çalışacağı düşünülen ancak çalışmayan bazı görsel işaretler olabilir, o yüzden kurguda daha çok açıklamaya ihtiyaç duyabilirsiniz" sözlerini sarf etti. Ayrıca ses efekti gibi ses dizaynı teknikleri kullanılarak da çeşitli ayarlamalar yapıldı.[13]
Üçüncü sezonu oluşturan altı bölümün adları ve gösterime sunulacağı tarih Temmuz 2016'da açıklandı.[27] Üçüncü sezonun altı bölümden sahneler içeren fragmanı, Netflix tarafından 7 Ekim 2016'da gösterime sunuldu.[28] Netflix'in 2017'de sunduğu "Orange Is the New Black Mirror" adlı kısa klip bu bölüm ile Orange is the New Black arasında bir crossover olup, Orange is the New Black karakterleri Poussey ile Taystee'nin San Junipero'da yeniden bir araya gelmesini konu alır.[17]
Analiz
Eleştirmenler "San Junipero"yu çok iyimser,[31] duygusal derinliği olan[32] bir aşk hikâyesi ve bilimkurgu eseri olarak tanımladı.[33] "San Junipero" Black Mirror'ın ilk aynı cinsiyetten çiftine yer verir.[33]The Guardian'dan Rebecca Nicholson bölümle ilgili "sizi acı ve yalnızlığın verdiği acıyla savaşırken aşkın gücüne inandırıyor" sözlerini kullandı.[31] Bazı eleştirmenler bu aşk hikâyesinin "bilinci aştığı"na dikkat çekti.[34][35] Bölüm mutsuz unsurları da içerir[33][36] ve hakkında "acı tatlı" deyimi kullanılmıştır.[37] Dizi müzikleri ve stiliyle 1980'ler nostaljisini hissettirir[38] ve bir dönem işi sayılabilir.[11][39] Ayrıca ölüm ve ölümden sonrasıyla ilgili soruları gündeme getirir.[40]Esquire yazarı Emma Dibdin bölümü "modern bir peri masalı" olarak tanımladı.[41]
Gösterime sunulduğu zaman "San Junipero"nun iyimser tonu nedeniyle diğer Black Mirror bölümleri içinde en farklısı olduğu dile getirildi.[4]GameSpot'tan Mat Elfring "San Junipero"yu "sıcaklığı olan" tek bölüm diye tanımladı.[42]Digital Spy yazarı Morgan Jeffery bölümle ilgili "en neşeli ve pozitif" sözlerini kullandı.[38]The A.V. Club'dan Zack Handlen'a göre önceki bölümlerin üzgün tonu "San Junipero"'nun etkisini artırmıştı[43] ve The Independent'tan Jacob Stolworthy'ye göre bu nedenle dizinin en iddialı bölümüydü.[44]Variety eleştirmeni Sonia Saraiya teknolojinin "San Junipero"da dizide nadiren olduğu üzere olumlu tasvir edildiğini belirtti.[45]The Atlantic yazarı David Sims "San Junipero"nun sezonun en karanlık bölümü "Shut Up and Dance"ten hemen sonra geldiğine dikkat çekti.[46]
Bölüm televizyonda lezbiyen karakterlerin öldürülmesine yönelik yaygın eğilimi yıkar: Kelly ve Yorkie ölür ama mutlu sona kavuşurlar.[47] "San Junipero"nun kazandığı Emmy Ödülleri kimileri tarafından lezbiyenliğin tasvirine ilişkin kültürel değişimin bir işareti[48] ya da LGBT karakterleri ele alan eserlerin trajik olmak zorunda olmadığının kanıtı olarak görüldü.[49] "San Junipero" ayrıca biseksüel onur bayrağı renkleri olan neon pembe ile koyu mavinin biseksüel karakterleri temsil ettiği biseksüel aydınlatmanın bir örneği olarak gösterildi.[29]Cosmopolitan'dan Amelia Perrin bunun ve bölümdeki gece kulübü ortamının biseksüelliğin bir aşama ya da deneysel bir şey olduğuna ilişkin klişeyi pekiştirtirdiği eleştirisinde bulundu.[30]
Bölümün konusu, bölümün odağı bunlar olmamakla birlikte,[47]bilincin ve tecrübenin doğası ile dijital olarak simüle edilmiş var oluşun sonuçları gibi pek çok felsefi soruyu gündeme getirir.[39][47][50] Eleştirmenler San Junipero'nun ölümden sonra yaşama inananlara ne ifade ettiğini[47] ve teknik arızalar halinde orada yaşayanlara ne olacağını sorguladı.[50]
Eleştirel başarı
Gösterime sunulduğu zaman "San Junipero" Black Mirror hayranları arasında dizinin en popüler bölümü oldu,[a] bu da mutlu sonla biten bir aşk hikâyesinin duygusal şekilde sunulmuş olmasına bağlandı.[51][54]Rotten Tomatoes'ta 24 eleştirmenden %92 onay ve ortalama 10'da 8,04 reyting alarak eleştirel başarı yakaladı. Sitedeki eleştirmenlerin fikir birliğine göre, "canlı başrol performanslarından büyük ölçüde yararlanan "San Junipero"da Black Mirror özellikle parlak ve tatlı şaşırtıcılığıyla, genelde olduğunun aksine moral veren ve eğlenceli bir final ortaya koyar."[55] Bölüm Irish Independent'dan beş üzerinden beş yıldız,[34]The A.V. Club'dan ise A aldı.[43]The Guardian'dan Benjamin Lee bölüme "Nosedive" ile birlikte dört yıldız verirken,[56]The Telegraph üç yıldız verdi.[57] Eleştirmenler bölüm hakkında televizyondaki "en iyi saatler" arasında[43] ve 2016'nın "en güzel ve sinematik bölümlerinden" biri[58] gibi ifadeler kullandı. Forbes'dan Paul Tassi ise Mbatha-Raw ile Davis'in Black Mirror'ın üçüncü sezonunun en iyi performanslarını sergilediğini yazdı.[59]
Mbatha-Raw ile Davis'in performansları uluslararası çapta övgü topladı.[b] Sims ikili arasındaki kimyayı överken, aralarında "tüm bir ömrün endişesi ve azusuyla" iletişim kurduklarını belirtti.[46] Mullane güçlü oyunculukların seyircinin ilgisini sürprizden önce ayakta tuttuğu yorumunu yaptı.[60]Junkee'den Caitlin Welsh "abartısız, mükemmel" performansların karakterlerin ilişkisini samimi kıldığını ifade etti.[61] Mbatha-Raw ve Davis farklı duyguları canladırabilme yetenekleri,[56] verdikleri "şevkli ve korunmasız performanslar"[62] nedeniyle övgü topladı.
Mbatha-Raw ile Davis olumsuz eleştiriler içinde de övgüye değer görüldü. The Daily Telegraph'dan Robbie Collin karakterlerin diyaloglarını eleştirdi ancak finalin Mbatha-Raw'ın "canlılığı ve inancı" sayesinde duygusal olduğunu belirtti.[57]Collider'dan Aubrey Page bölümü orijinal bulmadı fakat mükemmel oyuncu seçimi ve oyunculukların bunu telafi ettiğini yazdı.[63] Diğer yandan Variety yazarı Andrew Wallenstein Mbatha-Raw ve Davis'i bölümün dikkat çekmesi için ihtiyaç duyduğu "duygusal etkiyi yaratmaktaki" yetersizlikleri nedeniyle eleştirdi.[64]
Bölümde yer alan San Junipero'nun simüle gerçeklik olduğuna ilişkin sürpriz, eleştirmenler tarafından beğenildi. Irish Independent'tan Pat Stacey sürprizi "ustaca yapılmış" bulurken,[34]Den of Geek'ten Louisa Mellor "büyüleyici" sözcüğünü kullandı.[39]Collider'dan Adam Chitwood bölümde sürprizden çok daha fazlası olduğu yorumunu yaptı ve Harris'i hikâyenin gelişimi nedeniyle övdü.[5] Benzer şekilde, Digital Spy'dan Alex Mullane hikâyedeki gelişmelerin "tazeleyici" olduğunu zira bunların sürpriz şeklinde sunulmadığını yazdı.[60] Handlen bölümün bilgiyi vermek ile seyircinin karakterleri umursamasını sağlamak arasındaki dengeyi bulmasını beğendiğini belirtti.[43]
Bölümün 1980'leri hatırlatan görsel stili ve müziği beğeniyle karşılandı. IndieWire hem prodüksiyon dizaynını hem dizi müziğini övdü.[65] Mullane, Mansell'in müzikleri için "mükemmelce hassas" ifadesini kullandı.[60]The Wrap eleştirmenleri bölümü "görsel açıdan hârikulâde" ve bölümdeki 1980'ler nostaljisini "şen" buldu.[66]
Pek çok eleştirmen bölümün hissetirdiği duyguyu ve bunun dizi için yeni bir tür girişimi olmasını hayranlıkla karşıladı. Esquire'dan Corey Atad ve The Hollywood Reporter'dan Tim Goodman hikâyenin seyircileri göz yaşları içinde bırakacağını dile getirirken[67][68]CNN Philippines'den Adam David seyrederken ağladığını yazdı.[33] Stacey bölümü "son derece dokunaklı" buldu.[34]GQ'dan Scott Meslow "San Junipero"yu "nefes kesici ve göz yaşartıcı şekilde insani" sözleriyle tarif etti.[69] Lee bölümün dokunaklılığının kendisini şaşırttığını ifade ederken,[56] Mellor bölümün "samimi şekilde dokunaklı" olduğunu yazdı.[39] Mullane "San Junipero"nun dizinin karanlık bir tonda olmaksızın da hikâyeler anlatabileceğini kanıtladığını söylerken,[60]/Film'den Jacob Hall ona katıldı.[70] Wallenstein sıralamada diğer bölümlerden daha alt basamaklara koymasına karşın, bölümle ilgili "tatmin edici şekilde cüretkâr" sözlerini kullandı.[64]
Bölüm olumsuz eleştirilerle de karşılaştı. Collin bölümün merkezindeki hayalin bilimkurgu türü içinde geniş şekilde kullanıldığını belirtti.[57] Stolworthy bölümün sonuç kısmını "fazla yüklü" bularak eleştirdi ve "Hated in the Nation" yerine "San Junipero"nun 90 dakika uzunluğunda olması gerektiği yorumunda bulundu.[44]
Black Mirror bölüm sıralamaları
"San Junipero" birçok eleştirmenin 23 Black Mirror bölümünü en iyiden en kötüye sıraladığı listelerde üst sıralarda yer aldı:
Beşinci sezonun ardından Vulture'dan Brian Tallerico Mbatha-Raw'ın performansını Black Mirror'ın en iyi dördüncü performansı olarak değerlendirdi.[77] Buna ek olarak Mashable'dan Proma Khosla Bandersnatch'i hariç bırakarak geriye kalan 22 Black Mirror bölümünü tonlarına göre sıraladığında, "San Junipero"nun "Hang the DJ"den sonra en iyimser ikinci bölüm olduğu sonucuna vardı.[78]
Bölüm ayrıca eleştirmenlerin birinci sezondan dördüncü sezona kadarki 19 bölümü değerlendirdiği listelerde üst sıralarda kendisine yer buldu:
"San Junipero" genellikle Black Mirror'ın üçüncü sezonunun en iyi bölümü kabul edilir.[c] Ayrıca eleştirmenlerin üçüncü sezon bölümlerini kalitelerine göre değerlendirdiği listelerde çeşitli basamaklarda yer aldı:
"San Junipero" 2017'de iki Primetime Emmy Ödülü'nün yanında, iki BAFTA Television Craft Ödülü aldı. Ayrıca çok sayıda başka ödül aldı ya da ödüllere aday oldu:
Ağustos 2017'de Brooker "San Junipero"ya bir devam bölümü çekmeyeceklerini belirtti. Los Angeles Times'a "[Kelly and Yorkie]'yi orada mutlu halde tutmak istiyoruz." dedi.[17]NME ile yapılan bir röportajda Brooker San Junipero'daki bir anaokulunda geçen sahne gibi "kendi başına ayrı bir dünya gibi hissettiren" bazı fikirlerden sonradan vazgeçildiğini aktardı.[14] Bölümün devamının grafik roman ya da "bir deneyim" gibi "tamamen farklı bir formda" yapılabileceği fikrini ortaya koydu.[19][97] "San Junipero"ya sürpriz yumurtalar dolayısıyla ilerleyen bölümlerde de gönderme yapıldı. Örneğin "Black Museum"da Kelly ile Yorkie'nin elbiseleri müzede sergilenir[98] ve Saint Juniper's adında bir hastane bulunur.[99]
Notlar
^"San Junipero" Complex,[51]Entertainment Weekly,[52]Vulture[53] and The Daily Beast[54] yazarları tarafından dizinin en popüler bölümü olarak tanımlandı.
^Mbatha-Raw ile Davis Collider,[5] the Irish Independent,[34] IGN,[35]Paste,[40] ve IndieWire'dan övgü aldı.
^Bölüm The New York Times,[4] IGN,[35]GameSpot,[42]The Atlantic,[46]Junkee,[61]Vox[62] and Collider'da bu şekilde tanımlandı.[82]