Sakarya Nehir Taşımacılığı Projesi, Sakarya NehriniSapanca Gölüne, gölü de İzmit körfezine bağlama projesi. Proje ile ucuz ulaşım türü olan nehir ulaşımını geliştirmek, iç bölgeleri denizlere bağlamak, günümüz için yoğunlaşan İstanbul boğazı trafiğini rahatlatmak temel hedeflerdendir.
Antik devirler
Projenin geçmişi Roma ve Bizans devirlerine kadar iner. İlk olarak Bitinya valisi Plinius ile imparator Trajan arasındaki yazışmalarda projeden bahsedilmektedir. Vali Plinius, Sapanca'nın açılan bir kanalla Marmara denizine bağlanmasını önermiştir. Sakarya nehri de göle bağlanacak, Kuzey bölgelerden İstanbul inşaatlarında kullanılacak mermer, yöreden kereste kolay taşınacaktı. Gölün denizden yüksekliğinin anlaşılması[1] veya bir zaman sonra vali Plinius'un ölmesi projenin gerçekleşmesini engellemiştir.[2]
Justinianus (Jüstinyen) proje ile ilgili çalışmalara başlayan tek kişidir.[3]Justinianus Köprüsü'nün bilinenin aksine Sakarya ırmağı için değil uygulanacak proje için yapıldığı düşünülmektedir. Bunun için en güçlü delil köprü ayaklarına yapılan mahmuzların Sakarya ırmağının geldiği güney yönde değil kuzey tarafta olmasıdır. Diğer bir delil ise batı taraftaki üçüncü ayakta yatak setti denilen, akıntının kıyıları aşındırmasını engelleyen çıkıntının güney tarafta olmasıdır. Projenin bu deliller ışığında şöyle gerçekleşeceği düşünülmektedir: İzmit körfezine göre 31 metre yükseklikte olan Sapanca gölü suları açılacak 12 km'lik kanalla körfeze akıtılacaktı. Derinliği 50-60 metre olan göl buna uygundu. Fakat Sapanca'ya 4 km uzaklıkta olan Sakarya'yı göle bağlamak, uzaklık ve kanal eğimi açısından tehlikeli olacaktı. Buna çare olarak; Sakarya'yı Çark Deresi yatağından geri çevirip, yapılan köprü altından kuzeyden-güneye doğru akıtıp, gölle ulaştırılması düşünüldü. Justinianus Köprüsü'nün mimari özellikleri bu düşünceleri desteklemektedir.[3]
Osmanlı Devleti zamanı
Osmanlı Devleti 7 kez kanal projesi için girişimde bulunmuştur. İlk teşebbüs I. Süleyman devinde yapılmıştır. Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa 1570 yılında Sakarya nehrini İzmit körfezine bağlama görevini Mimar Sinan'a vermiştir. 15 km kazılan kanallar savaşlar sebebiyle terk edilmiştir.[3]
III. Murat devrinde (1591) proje yeniden gündeme gelmiştir. Sonraları kaptan-ı derya Sinan Paşa projeyle ilgilenmiş, muhalefet sebebiyle bir sonuç alınmamıştır. Avcı Mehmet, I. Mahmud, III. Mustafa, II. Mahmud ve Abdulmecid zamanlarında proje ile ilgilenilmiş, yine bir sonuç elde edilememiştir. Abdulaziz devrinde mimar Ali Rıza tarafından üzeriinde çalışılmış ve bir rapor hazırlanmıştır.[1]
Cumhuriyet sonrası
DSİ tarafından 1965 yılında aşağı Sakarya'nın nehir ulaşımı potansiyeli araştırılmıştır. Rapora göre ulaşım için gerekli yükün bulunmadığı anlaşılınca proje ilerlememiştir. Bu araştırmadaki amaç daha kısıtlıdır. Hedef Çam Dağı'ndan demir cevherini Ereğli demir-çelik fabrikalarına taşımak, Zonguldak'tan kömürü bölgeye taşımaktır. Bölgede nüfusun az, sanayinin olmadığı yıllarda başka bir yük bulunmamaktadır.[4]
1976 yılında ulaştırma bakanlığın konuyla ilgilenmiş. Yine yük yetersizliği ile akım yetersizliği ve düzensizliği gerekçeleriyle konu kapatılmıştır. 1998 yılında Sakarya valiliğinin yaptırdığı çalışma ile projenin uygulanabileceği anlaşılmıştır.[4]
Türk bilim adamları tarafından projenin güncellenmesi teklifleri yapılmaktadır. Yakın çevresi için temiz bir içme suyu kaynağı olan Sapanca Gölünün kirletilmesi projenin zayıf tarafıdır. Yeni teklifte Sapanca gölüne karışmadan daha kuzeyden açılacak kanalla Sakarya'nın körfeze bağlanması teklif edilmektedir.[5]
Kanal İstanbul'un yapımı ile Sakarya Nehir Taşımacılığı Projesinin öneminde azalma olabilecektir.[6]
Nehir taşımacılığı
Nehir taşımacılığı kara içinde yapılacak diğer taşımacılık faaliyetlerine göre oldukça avantajlıdır. Yakıt tüketimi demiryollarının %50'si, karayollarının ise %17'si oranındadır. Karalara nazaran yoğunluk, kaza, hava ve ses kirliliği açısından nehir ulaşımı avantajlıdır. Avrupa birliğinde 27 devletten 20'sinde nehir taşımacılığı yapılmaktadır. Bu ülkelerde 37.000 km'lik nehir yolu ağı bulunur.[6] Önemli nehirler kanallarla birbirine bağlanarak denizler arası taşımacılık yapılır. ABD'de toplam yüklerin %22'si iç sularda taşınmaktadır. Avrupa'da bu oran %24'tür.