Eski Slavey adı KriceAwokànak ('slave = köle, esir') adının İngilizceye birebir çevirisinden çıkmıştır ve bu kötü anlamı "bertaraf " etmek için de y harfi eklenmiştir. Fakat konuşanları Slavey adını aşağılayıcı, küçültücü (derogatory) bulup hoş karşılamazlar ve Dene adını tercih ederler. Yeni Sahtu adı Büyük Ayı Gölünün (Great Bear Lake) yerlice karşılığından (Sahtú) gelir. Bu ad aynı zamanda en büyük kabilenin adında da geçer (Sahtúgotʼine). Métislerle birlikte Sahtu Dene Council adı altında idari birlik oluştururlar.
Sahtular 3 (ya da 4[4]) alt gruba ayrılır ve her üçünün de lehçesi birbirinden bağımsız diller gibi addedilir:
Kaşogotineler (K’áshogot’ine ᑲᑊᗱᑯᑎᑊᓀ «tavşan [Lepus arcticus gahcho/gahsho] ahalisi» ya da K’ahsho Got’ine «Big Willow People»;[4] İng. Hare, Hare Dene, Hare Indians, Hareskin, Rabbit Skins, Kawchodinne, Kawchottine, Kah-cho-tinneh, K'atchô-gottinè, Kancho, Fr. Peaux de Lievre): Fort Good Hope (Rádı̨lı̨h Kóé), Colville Lake (K’áhbamı̨́túé)
Sahtugotineler (Sahtúgot’ine ᓴᑋᕲᒼᑯᑎᑊᓀ ya da Sahtú Got’ine[4] «Büyük Ayı Gölü[Sahtú] ahalisi»; İng. Bear Lake or Bearlake, Bear Lake Indians, Great Bear Lake Indians, Bear Lake Dene, Great Bear Lake Dene, Satudene, Sahtu Dene, Saschutkenne, Fr. Gens du Lac d'Ours): Ft. Franklin (Délı̨ne). 1996 nüfusu 754 kişidir[5]
Şigotineler (Shihgot’ine ᗰᑋᑯᑎᑊᓀ ya da Shuta Got’ine[4] «dağ [shih] ahalisi»; İng. Mountain, Mountain Indians, Shutagot'ine, Shuhtaot'ine, Shi-ta-dene, Shotoh Dene, Tulita Dene, Fr. Gens des Montagnes): Ft. Norman (Tulít’a), Norman Wells (Łe Gǫ́hlı̨nı̨). Ufacık bir kısmı da Yukon eyaletinde yaşar.[1] Tarihi toprakları Mackenzie Dağları'nın yamaçlarından aşağı Mackenzie Nehri'ne doğru olan alandır. 1827-1971 yıllarında nüfusları 150 kişiden az olmuştur. Klondike Altına Hücumu'ndan (1897-98) sonra Yukon yerlileriyle evlilikler de yapmışlar ve oraya da yerleşmişlerdir.[6]
Sahtuları oluşturan üç kabileden Sahtugotineler Büyük Ayı Gölü çevresinde yaşarken onların batısında Şigotineler ile her ikisinin kuzeyinde Kaşogotineler
bulunur. Kaşogotinelerin komşuları olarak kuzey-kuzeydoğuda Batı Kanada İnuitleri, kuzey-kuzeybatıda Guçinler, Şigotinelerin komşuları batıda Kuzey Tuçonları, güneybatıda Kaskalar, güneydoğuda Denetalar, Sahtugotinelerin komşuları da güneyde Tlınçonlar, güneydoğuda Sarıbıçaklar ve doğuda Bakır İnuitleridir.[7]
Tarih
Sahtular hakkında ilk tanımlama yapan Avrupalı 1789 yılında Alexander Mackenzie olmuştur.[8] 1799 yılında Northwest Company şirketi tarafından Deline'de ilk ticaret karakolu kurulmuştur. Sir John Franklin 1825 yılında ikinci arktik keşif gezisinde Büyük Ayı Gölü'nde kale yaptırmıştır.[9]
Manhattan Projesi'ne Kanada'nın katılımı sırasında Délı̨ne Sahtugotineleri büyük bir kayıp yaşamıştır. Atom bombası yapımında kullanılan radyum gibi radyoaktif maddelere olan ihtiyaçtan dolayı Büyük Ayı Gölü yakınlarında kurulan depolara Kuzeybatı Topraklarından getirilen radyum cevherinin taşınması için Sahtugotineler tutulmuştur. Bu cevherler Ontario ya da Amerika Birleşik Devletleri'nde işlenmek üzere depolanmıştır; zira o zaman Avrupa'daki mevcut uranyum Nazilerin kontrolü altındaydı ve Kanada'nın radyum işlenmesiyle atom bombası oluşturması "hayati" önemdeydi. Radyasyonun etkilerinden habersiz olan Sahtugotinelere bu radyoaktif maddeler "bez çuvallar" (cloth sacks) içinde taşıttırılmıştır[10][11][12]
The Canadian Encyclopedia'ya göre 1940 larda ve 1950 lerde Bearlake kabilesinden Déline (eski adı: Fort Franklin) Sahtularına Eldorado madeninden gelen uranyum ve radyum cevheri sırtta çantalarla (bags) taşıttırılmıştır ve bu yüzden çalışan erkeklerin çoğu sonradan ölmüştür. Bölgedeki bütün madencilik faaliyetleri ancak 1981'de durdurulmuştur[13].
Sahtu topraklarında uranyum 1930 yılında Gilbert LaBine tarafından keşfedilmiş, II. Dünya Savaşı patlak verince maden kapanmıştır. Maden, 1942 yılında cephane ve tedarik bakanı (Minister of Munitions and Supply) C.D. Howe'un emriyle tekrar açılmıştır. Japonya'ya atılan atom bombalarını komitede onaylayanlar arasında Howe de bulunuyordu. 1998 yılında altı Sahtugotine farkında olmadan bu vahşete ortak olduklarını düşünerek Hiroşima ve Nagazaki'ye gitmiş ve kurbanları anma törenlerine katılmıştır.[14]
Radyasyondan dolayı ölenlerin sayısının açıklanması Kanada Kükûmeti tarafından reddedilmiştir. The government report says that the people of Deline did not handle yellowcake but sülfür powder.[15]
Sonuçta, radyasyon zehirlenmesinin yıkıcı etkileri Délı̨ne Sahtularına ciddi biçimde zarar vermiştir. 1999 yılında Peter Blow tarafından yapılan Village of Widows adlı belgesel filmde Sahtuların maruz kaldıkları radyoaktif dehşet belgelenmiştir.[16]
Port Radium'daki madenlerde 1942 yılından 1960 yılına kadar radyoaktif maddeler konusunda bilgi verilmeden ve yeterli önlem alınmadan çalıştırılan Sahtularda akciğer kanseri, kolon kanseri ve böbrek kanserinden ölümler gözlenmiştir. Délı̨ne yerleşimindeki erkeklerin kanserden ölmesi köyün "dullar köyü" olarak anılmasına sebep olmuştur ve erkeklerin avcılık yapıp geçim sağladığı Atabask toplumlarında dul kalmak gerçek bir yıkımdır. Nükleer holokost (nuclear holocaust) olarak nitelendirilen bu yıkım ayrıca kültürel, ekonomik, ruhsal ve duygusal çöküntüyü de beraberinde getirmiştir.[14]
Günümüzde Deline kurbanları hâlâ korkunç adaletsiz (horrible injustice) 60 yıldır tedavi görmediklerini, tazminat ödenmediğini ve çevrenin radyasyondan temizlenmediğini vurguluyorlar.[14]
Port Radium'daki madenin insan sağlığına ve çevereye etkilerini araştırmak üzere Délı̨ne First Nation band'ı ile federal hükûmet tarafından ortaklaşa 1999 yılında Canada-Déline Uranium Table (CDUT) kurulmuştur.[17]
Barınak
Barınakları göçebe yaşama uygun olarak ladin dallarından çatılıp üzeri deriyle örtülen konik tipi çadırı olup kışın da bunu kullanırlar. Tepe kısmı içerdeki ateşten çıkan dumanın çıkması için aralıklıdır.[18]
Din
Animizm ve şamanizm
Kaşogotineler iyi av yapabilmek için çiğnenmemesi gereken birçok tabu oluşturmuşlardı ve şamanlar hastalıkların tedavisinde ya da ruhların yardımıyla düşmanlarına karşı durma görevi üstlenirlerdi. Reisleri olmasa bile yetenekli avcılar ya da şamanlar da toplumu yönlendirme görevi üstenirlerdi.[19]
Diğer Atabask halklarında olduğu gibi Sahtularda da animizm çok güçlü hissedilir. Cansız çevrenin bile ruhu olduğuna inanılır ve bu yüzden arazide gezinirken ruhları yatıştırmak gerekir. Çok özel belirli noktalara bu ruhlar için günümüzde kibrit, tütün, mühimmat ya da ufak madenî para gibi basit eşyalar ya da nesneler bırakılır. Bazen bodur söğüt dallarından parça kesilir ve bunlar ip ya da yünle bağlanır ve su kıyısında bir yere konur.[4]
Mezarlıklar her zaman kutsal yerler olarak görülür ve saygı duyulur. Hristiyanlıktan sonra mezarlıklar çitle çevrilmeye başlanmıştır. Arazide gezinirken rastgelinen mezarların kırılmış çitleri tamir edilir, mezarın bozulan yüzeyi temizlenir ve ölünün ruhu için tütün ya da benzeri bir iki nesne bırakılır. Bazen ateşli yemek töreni gibi özel törenler önemli kişilerin mezarı başında yapılır. Bu ateşli yemek ölünün ruhu için verilir ve güvenli yolculuk ya da avcılık için dilekte bulunulur.[4]
Bazı yerlerden geçerken özel ihtimam gösterilir. Örnek olarak Drum Gölü'nde dev bir Dall yaban koyunu yaşadığına inanılır ve bu gölü geçerken belirli yerlerden ağır hareketlerle geçmek gerekir ki kano dalga ya da girdap oluşturup koyunu rahatsız etmesin.[4]
Auld, James and Robert Kershaw, Eds. The Sahtu Atlas: Maps and Stories from the Sahtu Settlement Area in Canada's Northwest Territories. [Norman Wells, N.W.T.]: Sahtu GIS Project, 2005. ISBN 0-9737630-0-0
Blondin, George. When the World Was New: Stories of the Sahtú Dene. Yellowknife, N.W.T., Canada: Outcrop, the Northern Publishers, 1990. ISBN 1-919315-21-7
Canada. Implementation Plan for the Sahtu Dene and Metis Comprehensive Land Claim Agreement. Ottawa: Indian and Northern Affairs Canada, 1993. ISBN 0-662-21422-6
Kuhnlein, H V, et al. 1995. "Dietary nutrients of Sahtu Dene/Metis vary by food source, season and age". Ecology of Food and Nutrition. 34, no. 3: 183.
Sahtu Heritage Places and Sites Joint Working Group. Rakekée Gok'é Godi = Places We Take Care of. [Yellowknife, NWT?: Sahtu Heritage Places and Sites Joint Working Group], 2000.