Protein'in işe yaramaz hale gelmesi sadece parçalanıp, kullanılmasından gelmez. Ortamın etkisine de bağlıdır. Ortamın sıcaklığı ne kadar artarsa, protein daha çabuk işlevsellik kaybeder. Örneğin buzdolabındaki bir et, 40 °C sıcaklığında olan bir ortamdan çok geç bir şekilde çürümeye başlar. İçinde protein barındıran bir besin, çürümeye başladığı zaman protein yıkımı başlamıştır.
Protein yıkımı gerçekleşmezse, çok tehlikeli hastalıklar oluşabilir. Çünkü yıkıma uğramayan işe yaramaz protein, hücre gözeneklerini ve damarları tıkamaya başlar. Bu proteinlerin artması ile tıkanıklık büyür ve hastalık ölümcül bir tehlike halini alır. Bu hastalıklara Alzheimer, Parkinson ve Huntington örnek verilebilir. Proteinin yıkılamaması sebebiyle sadece bu olaylar gerçekleşmez. Bu olaylara "Ubikuitin" maddesi de bazen sebep oluyor. Yıkılacak proteini iyi tutamayan "Ubikuitin", proteini elinden kaçırır. Elden kaçan bu protein, vücudun düşmanı haline gelir ve bir hücre gözeneği veya damarı tutar. Eğerki yıkılması gereken protein kontrol edilemeyecek düzeye ulaşırsa, hücre bunların hepsini de yok edemez. Dolayısıyla bu işe yaramaz proteinlerin çoğu da serbest kalıyor. Eğerki bu proteinlerbeyinde yoğunlaşırsa beyin damarları tıkanır. Bundan bir müddet sonra eğerki beyin hücrelerinin DNA'sında bu nedenle değişim meydana gelirse, tümör hastalığı ortaya çıkar. Eğerki DNA'da değişim olmazsa Parkinson gibi hastalıklar ortaya çıkar. Bu nedenle de sıcaklığın çok yüksek olduğu yerlerde uzun süre durmak, böyle sonuçlar doğurabilir.