Oksimoron, birbiriyle çelişen ya da tamamen zıt iki kavramın bir arada kullanılması ve bu şekilde oluşturulmuş ifade.[1] Bazen anlamı kuvvetlendirmek için veya edebî sanat yapmak amacıyla kullanılır, bazen de halihazırda kullanılan bir kavramı eleştirmek veya alaya almak için kullanılır. Oksimoronlara sıklıkla sıfat tamlamalarında rastlanır. Bununla birlikte -paradokslar gibi- oksimoron barındıran cümleler de mevcuttur.
Türkçeye Fransızcadan[2] geçen kavramın kökeni Yunanca oxus (keskin) ve môros (aptalca) sözcükleridir.[1]
Örnekler
- Orijinal kopya
- İşleminizin tamamlanabilmesi için kurumumuzun vakfına bağış yapmak zorundasınız.
- Çareler çaresiz
- Sessizliğin sesi
- Gerçek yalanlar
- Sessizce haykırmak
- Yüzme bilmeyen balık
- Köşeli daire
- Kalıtsal kısırlık
- Muhafazakâr devrimci
- Özel halk otobüsü
- Sabit değişken
- Tarafsız taraftar
- Tadımlık ziyafet
- Paylaşılmış yalnızlık
- Yaşayan ölü
- Gecenin aydınlığı
- Gündüzün karanlığı
- Bakire anne
- Kötü şans
- Buz yanığı
- Güneşin gölgesi
- Düzenli Kaos
- Demokrat diktatör
- Tatlı acılık
- Siyah ışık
- Siyah süt
- Özgür tutsak
- Şiddetle tavsiye etmek
- Sıcak dondurma
- Kaotik düzen
- Kusurlu güzellik (Flawsome)
- Tatsız Tatlı
- Karşılıklı Altruism.
Kaynakça