Kitabın iç-altbaşlğı "Sakatlanmış Yaşamdan Yansımalar" dır. Bu altbaşlık hem Adorno'nun kişisel tarihini açıklamak hem de o tarihlerden itibaren şekillenmeye başlamış olan toplumsal yaşamı ortaya koymak bakımından oldukça anlamlıdır. Modern yaşamın geldiği noktada yaşam yabancılaşmanın vardığı boyutlar itibarıyla sakatlanmıştır ve öte yandan Adorno Nazi iktidarıyla sürgünlükte yani kişisel anlamda da ayrıca sakatlanmış bir yaşam içindedir. Fragmanlar, hem bu genel hem de özel tarihin izlerini sürerek okunabilir. Çünkü, en genel anlamda bu kitap, Adorno'nun kendi deyişiyle, "kederli bir bilim" olan ve çoktan unutulmuş olan "doğru yaşam öğretisi" hakkındadır.
Bu doğrultuda kitap yer yer umutlu arayışları dile getirir ve yer yer de karamsar ve kederli bir çıkışsızlığı dillendirir gibidir. Kitap en genel anlamda Etik hakkındadır diyebiliriz bu nedenle. Pek çok başka argüman ve önerme varolmakla birlikte, Adorno'nun tüm eleştiri ve değerlendirmesini kitaptaki şu sözleriyle ortaya koymak mümkün: "Yanlış yaşam doğru yaşanmaz"
Minima Moralia, varoluşçuluk ve psikoanaliz gibi bir dizi düşünce disiplininin yanı sıra; Kant, Nietzsche, Heidegger gibi birçok düşünürle yapılan eleştirel diyalogun ürünüdür. Adorno'nun kendine özgü yöntemi, bu kitapta yine tamamen özgün olan uslubuyla kendini gösterir. Özel alandan genel tarihe ve özneyle ilgili tüm disiplinlere uzanan bir açıklama yelpazesi kullanır ve buradan hareketle çıkarımlarını felsefeye doğru geliştirir.
Adorno, amacını, "her noktası merkeze aynı uzaklıkta olan bir yazıya ulaşmak" olarak belirtmiştir ki, Minima Moralia, bu amacın hem kullanılan dil hem de kitaptaki konuların genel dağılımı açısından çok özel bir örnek olarak ortaya konulmasıdır. Ele geçirilmesi ve belli bir nokta da kapatılması olanaklı olmayan bir ifade tarzı kullanılmıştır.