Bu maddede sadece veya ağırlıklı olarak Türkiye ile ilgili bilgi verildiği düşünülmektedir. Maddeyi geliştirerek ve sorunu tartışma sayfasında tartışarak maddenin evrenselleşmesini sağlayabilirsiniz.(Haziran 2023)
Mezra, köyden küçük, yönetim olarak köy muhtarlığına bağlı, sürekli kırsal yerleşmelerdir. Bir mezra, genelde tarımla uğraşan bir grup evdir. Batıda da bir değirmenin çevresindeki küçük bir ev kümesi için kullanılan bir tabirdir. Mezrada asıl fonksiyon adından da anlaşılacağı gibi ziraattır. Karadeniz'de mezere adı kullanılır. Türkiye mezralarının %90'ı sürekli yerleşimdir.
Köken bilimi
Mezraa, sözcüğü, Arapça zer, zirâ'at kökünden, ekilen dikilen arazi, ziraat yapılan yer anlamına gelir. Yöresel söyleyiş farlılıkları ortaya çıkmıştır; mezra, mezere (D. Karadeniz), mezre, mezrea, mezracık ve mezri gibi[1].
Özellikleri
Mezraların nüfuslarının Osmanlılar zamanında kaydedilmemiş olmasından, o zamanlar geçici kullanıldıkları fikri kabul edilmiştir. Bugün mezralar çoğunlukla kalıcıdır. Köy tarlalarının bir kısmının uzakta olması her gün tarlaya gidip–gelme zorluğu burada yerleşmeyi zorunlu kılmıştır. Osmanlı kayıtlarında mezraların hangi köy tarafından ekildiği isimlerinden anlaşılırdı.[2]
İç bölgelerde mezralar köyün 2 ile 6 km dışında, sürekli yerleşmelerdir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesi mezralarının çoğunun kökeni kom yerleşimlerine dayanır. Kom sahibinin akrabaları çevreye yeni komlar kurması ile nüfus artar, yerleşme mezraya dönüşür. Hayvan yetiştiriciliği esas ekonomik etkinlik olmakla birlikte ekim–dikim işleri de yapılır[1].
Karadeniz Bölgesi mezraları yaylaya çıkarken ve yayladan inerken yılda iki kez kullanılan geçici yerleşmelerdir. İlkbahar ve sonbaharda kullanılır. Bölgede mezralar en alçak 800–1500 m ile en yüksek 1900–2100 m yükseltileri arasında bulunur. Orman kenarı veya orman içi yerleşmelerdir. Bölgede etkili olan göçle birlikte sayıları azalmıştır. Orman veya hazine arazisinden alınma, odun ve kışlık çayır üretilen yerlerdir. Az miktarda sebze yetiştirilebilir. Karadeniz mezraları birinci sıra Karadeniz Dağlarının denize dönük yamaçlarında, yerleşme üst sınırı ile ormanlar arasında yer alır. Aşırı eğimli arazide köylüler izohipslere paralel alçak duvarlar inşa ederek halkın çevirme dediği yapay taraçalar yapmıştır. Önceleri ekim yapılan taraçalar günümüzde büyükbaş otlağı olarak kullanılır. Yakın çevrede Alpin çayırlar yaygın olmasından dolayı etkinlik büyükbaş hayvancılıktır. 1980–90'larda her ailede 20–25 büyükbaş hayvan varken, 2000'li yıllarda bu sayı 5–6'ya düşmüştür[1].
Mesken tipi
Karadeniz mezra meskenleri genelde ahşaptan ve iki katlıdır. Eğimli arazide alt kat taş duvarlı olup ahır olarak kullanılır. Bina çatılı olup, çatı yoğun kar yağışı nedeniyle iki tarafa eğimlidir. Karadeniz mezra evleri arazi yapısına uygun şekilde dağınık yapılı veya gevşek dokuludur.
İç bölge mezralarında evler birbirine yakın, yerleşim topludur. Evler bozkırlar içinde, kerpiç veya taştan yapılmıştır.
Yayılışı
Mezra yerleşmeleri Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da daha yaygındır. Bunun arızalı topoğrafya ile yakın ilgisi vardır. İşlenebilecek küçük arazi parçalarının köyden uzakta kalması mezra yerleşmesini zorunlu kılmıştır. Tarihi Harput şehrinin mezrası olan Elazığ'ın mezra iken kente dönüşmesi gibi, şartları uygun olanlar büyüyerek köy, kasaba, şehir olabilirler.[2]
Türkiye'de bulunan mezra sayısı yıllar içinde değişmiştir. 1945'te 3.672 olan sayı 1981'de 12.429, 1997'de 8.833 olmuştur. Türkiye'de 81 ilin, 67'sinde mezra yerleşmesi bulunur, sadece 14 ilde bulunmaz[1].
Sorunlar
Büyük yerleşmelerden uzakta, dağlık ve engebeli arazide kurulan mezralardaki gençler eğitim olanağından yoksundur. Karadeniz mezraları orman yakınında olduğundan orman tahribinin önemli nedenlerinden biridir[1].
Mezra meskenleri kırsal turizm potansiyeli barındırır. Yürüyüş rotasında olan evler düzenlenerek konaklamada kullanılabilir, burada köy ürünleri pazarlanabilir.
^abÖZGÜR, Prof. Dr. Ertuğrul Murat (2010). "Mezra". YERLEŞME COĞRAFYASINA GİRİŞ. ankara.edu.tr. 15 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından(PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Nisan 2015.