Makromolekül, küçük yapıtaşlarının yani monomerlerin polimerleşmesiyle (kovalent bağ ile bağlanmasıyla) oluşmuş çok büyük moleküler yapılardır.Örneğin amino asitlerin polimerleşmesiyle proteinler ; şeker, fosfat asidi ve azot içeren heterosiklik baz (purin/pirimidin) polimerleşmesiyle nükleik asitler oluşur.Makromolekül terimi biyokimyada üç büyük yapı olan nükleik asit, protein, karbonhidrat için kullanılır. Lipitler makromolekül sınıfına girmez, biyomolekül olarak tanımlanır. Makromolekül tanımı sentetik polimerler (örn. plastik) ve polimer olmayan büyük kütleli moleküller için de kullanılabilir (örn. makro halkalar).
Özellikler
Makromoleküllerin küçük moleküllerde olmayan özelliklerinden biri su ve benzeri çözücülerde görece düşük çözünürlükleridir. Suda çözünmelerini ortamda bulunan tuz ve iyonlar kolaylaştırabilir. Makromoleküller, içinde yüksek konsantrasyonda bulundukları çözeltide çözünen diğer makromoleküllerin denge sabitini ve reaksiyon hızını değişebilir; buna makromoleküler kalabalıklaşma etkisi adı verilir.
Makromoleküller içinde bulundukları çözeltinin viskozitesini arttırabilir çünkü çözücünün hareketini etkilerler.[1]
Türleri
Organik makromoleküller
İnorganik makromoleküller
Örnekler
Organik makromoleküllere biyopolimerler (DNA, RNA, Proteinler, lipitler, karbonhidratlar) ve sentetik polimerler (plastik, sentetik kauçuk) örnek verilebilir. İnorganik makromoleküllere örnek olarak grafen ve karbon nanotüpler verilebilir.
Kaynakça
- ^ w3.balikesir.edu.tr/~ozkan/kolloid/kolloid07.pps
Ayrıca bakınız