Kundak Motorlu Topçu Sistemi (KMT) tekerlekli veya paletli bir şase üzerinde başka bir aracın çekme gücüne gereksinim duymadan manevra kabiliyeti olan topa denir. Bu terim hem kundağı motorlu obüsler hem de roket atan platformları kapsar. Bu araçları yüksek hareket kabiliyetine sahip genellikle paletli, üzerlerinde obüs, havan, roket veya güdümlü füze taşıyan araçlardır. Bu silahlar çatışma bölgesine uzun menzilli dolaylı ateş gücü sağlarlar.
Geçmişte kundak motorlu obüsler kategorisi içerisine taarruz topları ve tank imha ediciler de girmekteydi. Bu ağır zırhla kaplanmış bu araçlar aslında piyade birliklerine yakın destek vermek amacıyla üretilmiş daha sonra tanksavar silahına dönüşmüştür.
Günümüzde Kundak Motorlu Topçu Sistemleri görünüşte tanka benzese de ince bir zırha sahip olduklarından yakın çatışmalara destek veremezler. Sahip oldukları zırh ancak mürettebatı hafif ateşli silahlardan veya şarapnel parçalarından koruyabilir. Birçoğunda piyade ateşine karşılık vermek amacıyla makineli tüfek de bulunmaktadır.
Bu silahların en büyük avantajı onları çeken başka bir araca gereksinim duymadan çok hızlı bir şekilde görev yerine gidebilmesidir. Ancak topun ateşlenmesi için aracın durması ve ateşe hazır hale getirilmesi gerekmektedir. Yeni bir pozisyon almak için araç tekrar toparlanmalıdır. Buna rağmen kendinden hareket özelliği bu araçlara çatışmalarda düşmana karşı yoğun bir baskı yaratmasını sağlamaktadır.
Buna karşın, normal çekili obüs imalatı ve korunması daha kolaydır. Hafif olması dolayısıyla kundağı motorlu obüs sınıfının gidemeyeceği yerlere çekilerek götürülebilir. Kundak motorlu obüslerin avantajlarına rağmen normal çekili obüsler hâlâ birçok ordunun envanterinde bulunmaktadır.
Üretimi
Birinci Dünya Savaşı
İlk örneği 1917 yılında I. Dünya Savaşı sırasında İngilizler tarafından kullanılan Gun Carrier Mark I dir. Bu obüs ilk tank olan İngiliz Mark I tankına yerleştirilen bir sahra topundan ibaretti. Top istenirse aracın içerisinden veya araç dışına çıkartılarak normal bir top gibi ateşlenebilirdi. Bu sayede top istenirse atlar tarafından veya paletli top traktörü ile çekilerek kullanılabilirdi.
Dünya savaşları arasındaki dönem
I. Dünya Savaşı sırasında bu araçların faydalarının görülmesi üzerine İngilizler tarafından 1925 yılında Birch üretildi. Bu araç Vinkers sınıfı tank şasesi üzerine yerleştirilen 83.8 mm veya 75 mm sahra topundan oluşuyordu. Bu obüs hem top hem de uçaksavar olarak kullanılabildi. Ancak politik baskılara yenilerek 1928 yılında üretimi durduruldu.
İkinci Dünya Savaşı
II. Dünya Savaşı patlak verdiğinde bütün topçu birlikleri at arabası gücünden faydalanıyordu. Ancak AlmanBlitzkrieg doktrinine göre zırhlı birliklere acil destek gerektiğinde, örneğin Polonya Seferi ve Fransa Seferi sırasında, bu destek Luftwaffeye bağlı Stuka savaş uçakları tarafından sağlanıyordu.
Daha sonraları bütün ülkeler kendilerine ait kundağı motorlu obüslerin yapımına başladı. İlk başlarda üretilen modellere genellikle obüs ya da tanksavar silahı araçlara tam monte edilmiyordu. Bu araçlar hareketli idi ancak obüs mürettebatını korumuyordu. Sonraki adımda hem obüs araca monte edildi hem de mürettebatı korumak için şasenin üst kısmına zırh eklendi. İlk yıllarda yapılan birçok araç ileriki yıllarda öğrenilen tecrübelerle geliştirilerek üretilmeye devam edildi. Mesela İngiliz yapımı "Bishop" etkili 25 pdr obüs taşımasına rağmen yeterince etkili olamayınca aracın dizaynı değiştirildi ve savaşın sonuna kadar aynen üretildi.
Almanlar ise dizayn konusunda daha verimli çalışıyordu. Almanlar başka ülkelerden ganimet aldıkları araçlara örneğin Fransız yapımı Marder II ve Marder III tank şaselerine tanksavar topları yerleştirerek kullanmıştır. Bunlarda daha kalın zırhlı şase olarak da orta ve ağır tanklar kullanılan Alman Jagdpanzer IV, Jagdpanther, Sovyet SU-85 ve SU-100 modellerini sayabiliriz. Bunlar tanklar kadar etkili ancak taretsiz araçlardı. Yalnız bu araçlara tanklara oranla çok daha ucuz olmaları karşısında tanklar kadar hareket kabiliyetleri yoktu.
Ağır zırhlı taarruz topu ise düşman savunmasını aşmaya çalışan piyade birliklerine doğrudan ateş desteği sağlamak ile görevliydi. Her ne kadar tank imha edicilere benzer görünse de, bu araçlar daha büyük kalibreli top ve daha hafif bir zırh taşıyordu. Mermi olarak ise yüksek patlayıcılı mermiler atıyordu. Alman StuH 42 ve Sovyet SU-122 bunlar arasında sayabileceğimiz örneklerdir.
Ayrıca bazı ülkeler hareket halindeyken bile piyade birliklerine destek ateşi açabilen araçlar ürettiler. Bu araçlar hafif zırhlı ve üst kısımları açıktı. Örneğin Amerikan yapımı M7 Priest, İngiliz yapımı Sexton ve Alman yapımı Wespe. Ama Sovyet üreticiler başka bir yol izleyerek, piyadeye doğrudan ateş desteği veren bir araç yerine hem taarus topu hem de obüs olarak kullanılabilecek ISU-152 modelini ürettiler. Ancak bu üretilenler içerisinde en önemli yeri Sovyet Katyusha adıyla bilinen kundağı motorlu çoknamlulu roketatardır. Bu zırhsız aracın arka kısmında basit bir roket rampa sistemi bulunuyordu. Ucuz olmasına karşın düşman üzerindeki etkisi inanılmazdı.
II. Dünya Savaşı ardından taarruz topları yerlerini ana muharebe tanklarına bıraktı. Motorlu Topçu Sistemleri ise hala ordular için önemli bir genel amaçlı sahra topu niteliğindedir.
Modern kundağı motorlu topçu sınıfları
Havan
Birçok araç savunma amacıyla havan topu kullanmaktadır. Ana silahı havan olan araçlara verebileceğimiz örnek Amerikan Ordusu tarafından kullanılan M21 yarı paletli araçtır. Ayrıca İsrail yapımı MakmatM4 Sherman tank şasesi üzerine bir havan yerleştirilmiş bir araçtır. Rus Ordusu'nun günümüzde kullandığı 2S4 Tyulpan (Tulipin) ise 240 mm ağır havan taşımaktadır.
Obüsler hala günümüzde birçok modern ordu tarafından kullanılmaktadır. Özellikle Soğuk Savaş döneminde ve Körfez Savaşı sıralarında ne kadar etkili oldukları anlaşılmıştır.
Modern obüsler günümüzde Küresel Yer Belirleme Sistemi (‘’İngilizce’’ Global Positioning System) sayesinde otomatik olarak bulundukları noktanın koordinatlarına ulaşabilirler. Bu sayede dijital ateş kontrol bilgisayarlar ve dijital haberleşme sistemleri çok geniş bir alan içerisinden aynı hedefe aynı anda atış yapabilir.
Bu sayede ateş edildikten sonra araç başka bir noktaya daha çabuk hareket edip tekrar aynı noktaya kısa bir sürede tekrar atışı yapabilir. Böylece düşman ateşine maruz kalmadan aynı hedefi farklı noktalardan baskı altına alabilir. Ayrıca araçlarda bulunan iletişim sistemleri sayesinde araçta ne kadar mühimmatın kaldığı merkeze otomatik olarak iletilir.
Günümüzdeki en yüksek güce sahip kundağı motorlu obüse örnek Güney Afrika yapımı G6-52 ya da bilinen adıyla 155 mm G6 obüs tür. Bu top çok kısa bir süre içerisinde ateşlediği 6 adet mermiyi bir hedefin çok yakın aynı anda düşürebilir. Bunu ilk mermiyi daha uzun uçuş ve son atılan mermiyi de daha kısa uçuş süresi ile atarak başarmaktadır. Böylece hedef üzerinde çok daha büyük bir ateş gücü oluşturur. Burada otomatik mermi yükleme sisteminin de önemi büyüktür [1] 11 Mart 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
Roket silahları mermi ölçülerinin sınırlamalarına rağmen daha uzun mesafeli ve çok daha karmaşık mermi atmayabilirler. Örneğin MLRS daha az mühimmat ile çok daha geniş bir alanda etkili olabilir.