"Kral öldü, yaşasın kral!"[a], çeşitli ülkelerde yeni bir hükümdarın tahta çıkışını duyurmak için kullanılan geleneksel bir ilandır. İlk bakışta çelişkili görünen bu cümle, eski hükümdarın ölümünü duyururken aynı anda yeni hükümdarı selamlayarak devamlılığın olduğunu gösterir.[1]
Bu deyim, popüler bir deyimsel şablon haline gelmiştir.[2][3][4][5] Deyimin hatırlanabilir doğası (kısmen de olsa epanalepsi sayesinde) ve tarihsel önemi göz önüne alındığında, düzenli olarak halefiyet ve değiştirilme temasına sahip makaleler, başyazılar ve reklamlarda başlık olarak yer alır. Milletler Cemiyeti'nin mimarlarından Robert Cecil, Milletler Cemiyeti'nin son oturumundaki konuşmasını şu sözlerle bitirmişti: "Cemiyet öldü. Yaşasın Birleşmiş Milletler."[6]
Orijinal deyim, 1422'de babası VI. Charles'ın ölümünün ardından VII. Charles'ın Fransız tahtına çıkışından sonra ilk defa ilan edilen Fransızca "Le roi est mort, vive le roi!" sözünden gelmektedir.[7] Fransa'da bu ilan, geleneksel olarak eski kralın naaşının olduğu tabut kuzey Paris'teki Saint-Denis Bazilikasının kasasına indirildikten hemen sonra Fransız soylularından önde gelenlerinden Uzès Dükü tarafından yapılmıştır. Bu söz "le mort saisit le vif", yani egemenlik devrinin eski hükümdarın öldüğü anda olduğu yasasından gelir. Bu yüzden "Kral öldü" bir hükümdarın öldüğünün ilanıdır ve "Yaşasın kral!" bu hükümdarın ölümünden hemen sonra tahta çıkan veliahta atıfta bulunur.
O zamanlarda Fransızca İngiliz soylularının birincil dili olduğundan bu ilan ideal olarak aynı geleneği temsil etmek için İngiltere'de de kullanılmaya başlanmıştı, bunun en eski kullanımı 1272'de oğlu I. EdwardHaçlı Seferleri'nde savaştığı sırada III. Henry'nin ölümünün ardındandır. Veraset sırası üzerine bir veraset savaşının çıkmasını önlemek adına kraliyet konseyi şunu ilan etti: "Taht asla boş olmayacak; ülke asla hükümdarsız olmayacak." Böylece Edward hemen kral ilan edildi ve babasının öldüğü haberi ona ulaşıp İngiltere'ye dönene kadar ülkeyi gıyaben yönetti. Bu olaya başka bir örnek, Fransız kraliyetindedir. Fransa'da XV. Louis, XVI. Louis'in selefiydi. 10 Mayıs 1774'te XV. Louis'in ölümünün ardından kesin veliaht, Dofen Louis-Auguste anında Kral XVI. Louis oldu.
Kullanım
Birleşik Krallık gibi bazı monarşilerde, bir fetret deyimin arkasındaki gibi iktidarın anında devri fikri kullanılarak engellenir (yani, kesin veliaht selefinin öldüğü anda yeni hükümdar olur). "Kral öldü, yaşasın kral" deyimi, Auctoritas adı verilen kişisel bir iktidara bağlı egemenliğin devamlılığını simgeler. Bu, yeni hükümdarın saltanatının sadece taç giyme veya başka bir geleneksel törenle başladığı diğer monarşilerde o kadar geçerli değildir. Örnek olarak, Polonya-Litvanya Birliği'nde krallar seçimle başa geliyordu ve bu kıyasla uzun fetretlere yol açıyordu. Bu dönemlerde, Polonya başpiskoposuinterrex (krallar arası yönetici) olarak görev yapıyordu. Ernst Kantorowicz'in 1957'de ortaya attığı ünlü kralın iki vücudu teorisi, auctoritas'ın (Kantorowicz burada eşanlamlısı olan dignitas'ı kullanmıştır) eski hükümdardan yenisine nasıl aktarıldığını göstermiştir.
Tayland'da Kral Bhumibol Adulyadej'in ölümü üzerine 13 Ekim 2016'da yaptığı ulusal televizyon konuşmasını sonlandırmak için Başbakan, şu sözleri kullanmıştır: "Majesteleri Kral Bhumibol Adulyadej, IX. Rama, öldü. Yaşasın Majesteleri yeni Kral."[8] Ancak, Tayland'da halefiyet anında gerçekleşmediğinden Vajiralongkorn 1 Aralık 2016'daki resmi tahta çıkış törenine kadar veliaht prens olarak görev yapmaya devam etmiştir.
Birleşik Krallık gibi kadınların tahta çıkmasına izin veren monarşilerde uygun olan yerlerde "kral" yerine "kraliçe" kullanılabilir.
^"History of "X is dead. Long live X"" ["X öldü. Yaşasın X"in tarihçesi]. stackexchange.com (İngilizce). 9 Eylül 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Nisan 2024. Location is dead. Long live Location. JavaScript is dead. Long live JavaScript [Yer öldü. Yaşasın Yer. JavaScript öldü. Yaşasın JavaScript.]