Kadın Affetmez (Türkiye) Les proies (Fransa) La notte brava del soldato Jonathan (İtalya) El seductor (İspanya) Betrogen (Batı Almanya)
Kadın Affetmez, 1971 ABD yapımı dramatik savaş filmidir. Özgün adı The Beguiled (Türkçesi: ayartılmış) olan film Türkiye'de Eylül 1972'de sinemalarda gösterime girmişti.[1]
Senaryosunu Thomas Cullinan (d. 1919 - ö. 1995)'ın aynı adlı romanından (romanın ilk adı A Painted Devil dı) Albert Maltz ve Irene Kamp'in birlikte uyarlayıp yazdıkları filmi Don Siegel yönetmiş, başlıca rollerinde Clint Eastwood, Geraldine Page, Elizabeth Hartman ve Jo Ann Harris oynamışlardır. Don Siegel ve Clint Eastwood çoğu polisiye gerilim türünden olmak üzere birçok filmde daha birlikte çalışmışlardı ama "Kadın Affetmez" tipik bir Clint Eastwood filmi değildir, Don Siegel'ın filmografisinde de ayrıksı bir yer tutar.
Filmin görüntülerini Bruce Surtees çekmiş, özgün müziğini ise Lalo Schifrin bestelemiştir. Don Siegel aynı zamanda filmin yapımcısıdır. Filmin yapımcı şirketlerinden The Malpaso Company aktör Clint Eastwood'un kurmuş olduğu bir şirkettir. Filmin dağıtımını ise Universal Pictures üstlenmiştir.
"Kadın Affetmez" de, Amerikan İç Savaşı esnasında Güneylilere ait topraklarda yer alan disiplinli bir kız okulunda kalan bir grup erkeksiz kadının arasına düşmüş ağır yaralı bir Kuzeyli askerin (Clint Eastwood) öyküsü anlatılır. Bu bencil, kendini beğenmiş ve şoven asker biraz iyileştikten sonra cezbettiği kadınların tümüyle ilişkiye girer hatta onları birbirlerine düşürür. Ancak kadınlar yatağa bağlı bu yakışıklı askerden bir seks oyuncağı olarak yararlanmaya başladıklarında ise belki de yüzyıllardır kendilerine yapılanların bir şekilde öcünü almış olacaklardır.[2][3]
Freudian altmetinler de içeren bu Gotik iç savaş filminin tanıtım sloganları şunlardır: "Bir adam...yedi kadın...tuhaf bir evde!", "Ya aşkını...ya da hayatını..." [4]
Konusu
Film; 1865 yılında Güney eyaletlerinden Louisiana'da, Amerikan İç Savaşı'nın son günlerinde geçer. John McBurney (Clint Eastwood) adında ağır yaralı bir Kuzeyli onbaşı, Güneylilere ait bu topraklarda ormanlık bir arazide tam da düşman birliklerinin eline geçmek üzereyken Amy (Pamelyn Ferdin) adlı 12 yaşlarında bir kız çocuğu tarafından kurtarılır. Onu saklayarak hayatını kurtaran bu küçük kız çocuğu, o civarda bulunan bir kız okulunun öğrencisidir. Haber verdiği okul görevlileri ve diğer öğrenciler hep birlikte baygın durumdaki yaralı askeri okul binasına taşırlar. Geniş bir arazi içinde gözlerden uzak bu görkemli binada iki kadın öğretmen ve siyahi bir kadın görevli (Mae Mercer) dışında yarım düzine kadar da kız öğrenci vardır. Bu yaralı düşman askerini hemen Güneylilere teslim edip etmeme konusunda kadınların arasında geçen kısa bir tartışmadan sonra okulun müdiresi Martha Farnsworth (Geraldine Page) onu önce tedavi edip iyileştirdikten sonra yetkililere teslim etmeye karar verir.
Yakışıklı onbaşı McB (kendisinin bu kısa adıyla çağrılmasını istemiştir), yarı tutsak olarak tedavisi devam ederken başta okul müdiresi olmak üzere okuldaki bütün erişkin kadınları cinsel olarak cezbetmiştir. Orta yaşı geçmiş bir kadın olan müdire Martha Farnsworth, genç öğretmen Edwina Dabney (Elizabeth Hartman) ve öğrencilerden en büyük yaşta olanı Carol (Jo Ann Harris) bu askere karşı ilgi duymaya başlarlar. Hatta küçük Amy bile ona karşı platonik bir aşk beslemektedir. Bencil, yalancı ve fırsatçı bir adam olan McB bu durumdan yararlanmaya karar vererek bu erkeksiz
kadınları sonuna kadar sömürmeye başlar. Amacı Kuzey'in galibiyeti ile biteceği kesin olan savaşın sonuna kadar burada kalabilmektir. Çeşitli yalanlar söylediği kadınların tümüne de umut vermiştir. Bunun sonucunda kadınlar arasında kıskançlıklar ve çekişmeler de başlar. Onu Güneylilere ihbar eden bile olur.
Bir gün evlenme vaadinde bulunduğu Edwina'nın onu Carol'un odasında yakalamasından sonra merdivenden iterek yuvarlamasıyla zaten yaralı olan bacağı kötü bir şekilde kırılır. Martha bir gangreni önlemek için McB'nin bacağını kesmek zorunda kalır. Ayıldığında bu ampütasyonun intikam amacıyla yapıldığına inanan McB çılgına dönerek kadınlara eziyet etmeye başlar. Kendisine çok bağlı Amy'nin kaplumbağasını öldürmesi bardağı taşıran son damla olur. Sonunda kadınlar Amy'nin ormandan topladığı zehirli mantarlarla yaptıkları yemeği McB'ye yedirerek onu öldürürler ve ormana gömerler.
Kucağında ölü İsa Mesih'i tutan Meryem Ana'yı tasvir eden Michelangelo'nun Pietà heykelini ve aynı temayı işleyen diğer Pietà tablolarını andıran klasik bir yağlı boya tablo Martha (Geraldine Page)'nın odasında asılı durmaktadır. Tablo film boyunca birkaç kez gösterilmiştir. Sonunda bu tablo Martha'nın, Edwina (Elizabeth Hartman) ve McBurney (Clint Eastwood)'le aynı yatağı paylaştığını rüyasında gördüğü erotik sahnenin sonunda bir kez daha ortaya çıkar. McBurney yatakta iki kadının arasında vücudunun alt kısmı çarşafa sarılı, yarı çıplak uyur vaziyette uzanmaktadır, kolları yataktan aşağıya sarkmıştır. Hiç hareket etmez, adeta ölü gibidir ve bu haliyle tablodaki İsa'yı andırmaktadır. Başucunda duran Edwina onun başını elleri arasına almıştır. Martha ise matemdeymiş gibi bir ifade takınmıştır ve adeta Meryem Ana'ya benzemektedir. Zaten birkaç saniye sonra bu görüntünün üzerine tablonun görüntüsü bindirilince iki görüntü arasında bir fark olmadığı anlaşılır. Marthanın rüyası bu noktada sona erer. Bu sembolik sahne, kadınların kendisini bir kurtarıcı olarak gördükleri McBurney'in onların uğruna kendisini feda etmesinin bir öngörüsü gibidir.[5]