James Warren "Jim" Jones (13 Mayıs 1931 – 18 Kasım 1978), Amerikalı bir kült lideri idi. Jones, Halklar Tapınağı (Peoples Temple) adlı kült hareketinin kurucusu ve lideri olup bu hareket, 1978 Kasımında Guyana’nın Jonestown şehrinde 918 mensubunun ölümüne neden olan toplu intihar eylemiyle, ABD Kongre üyesi Leo Ryan’ın öldürülmesiyle, Guyana'nın başkenti Georgetown’da başka dört Tapınak üyesinin öldürülmesiyle tanınmaktadır.[1] Jonestown şehrinde yaklaşık 300 çocuk öldürülmüş, bu çocukların hemen hepsi siyanür zehirlenmesi nedeniyle ölmüştür.[2] Jim Jones ise başına aldığı kurşun yarasıyla ölmüş olup ölüm nedeninin intihar olduğu düşünülmektedir.
Indiana'da doğan Jones, Halklar Tapınağı hareketini 1950’lerde başlatmıştır. Daha sonra 1960’ların ortalarında Tapınağı Kaliforniya’ya taşımış ve 1970'lerin başında Tapınak merkezinin San Francisco’ya taşınmasıyla birlikte kamuoyunda kötü şöhret kazanmıştır.
İlk yılları
Jim Jones, Indiana'nın Crete bölgesi kırsalında doğmuştur.[3][4] Babası I. Dünya Savaşı gazisi olan James Thurman Jones (1887–1951), annesi ise Lynetta Putnam’dı (1902–1977). İddiaya göre Lynetta bir “kurtarıcı” doğurduğuna inanıyordu.[5][6] Jones'un soyu İrlanda ve Galler’e dayanıyordu.[7] Daha sonradan Jones, anne tarafından soyunun Cherokee’lere dayandığını iddia etmiştir; ancak anne tarafından kardeş torunu Barbara Shaffer’a göre bunun doğru olma ihtimali yoktur.[8]Büyük Buhran yıllarında yaşadıkları ekonomik sıkıntılardan dolayı Jones’un ailesi 1934 yılında Indiana’nın Lynn şehrine taşınmış ve burada tesisatı olmayan bir barakada yaşamıştır.[9]
Jones çocukluğunda tam bir kitap kurduydu ve Josef Stalin, Karl Marx, Mao Zedong, Mahatma Gandi ve Adolf Hitler gibi liderleri dikkatle okumuş, her birinin güçlü ve zayıf yanlarını öğrenmişti.[10] Bilhassa arkadaş edinmekte zorlandığı için dine karşı yoğun bir ilgisi olmuştu.[8] Jones’u çocukluğundan tanıyanlar, sonradan onu “din ve ölümle saplantısı olan….çok garip bir çocuk” olarak tanımlayacaktı. Bu kimseler, Jones’un evinde küçük hayvanlar için sık sık cenaze törenleri düzenlediğini ve bir kediyi bıçaklayarak öldürdüğünü iddia ediyordu.[11]
Hem Jones’un kendisi hem de bir çocukluk arkadaşı, babasının Ku Klux Klan üyesi bir alkolik olduğunu iddia etmiştir.[9] Ancak Jones, sosyal olarak dışlanmış biri olması nedeniyle ülkenin siyahilerine sempati duymaya başlamıştır. Sonradan Jones, ırk konusunda babası ile nasıl zıtlaştığını ve siyahi arkadaşlarından birinin eve gelmesine izin vermemesinin ardından onunla “çok uzun yıllar” konuşmadığını anlatmıştır. Anne babasının ayrılmasının ardından Jones, annesiyle Indiana’nın Richmond kentine taşınmıştır.[12] 1948 Aralık ayında Richmond Lisesi’nden vaktinden önce ve yüksek başarıyla mezun olmuştur.[13]
Hemşire olarak çalışan Marceline Baldwin ile 12 Haziran 1949’da evlenen Jones, yine Indiana’daki Bloomington kentine taşındı.[14] Bloomington Indiana Üniversitesi’nde okuduğu dönemde University, Eleanor Roosevelt’in siyahi Amerikalıların zor durumuyla ilgili bir konuşmasından çok etkilenmişti.[14] 1951 yılında Indianapolis’e taşınan Jones, burada Butler Üniversitesi’nde ikinci öğretim okumuş ve lise öğretmenliğini bitirmiştir.[15]
Halklar Tapınağı'nın kuruluşu
Indiana'daki ilk yıllar
1951 yılında Jones, ABD Komünist Partisi’nin Indianapolis’teki toplantı ve mitinglerine katılmaya başladı.[16]McCarthy Duruşmaları sırasında maruz kaldığı tacizler,[16] özellikle de annesiyle birlikte Paul Robeson’a yönelik katıldığı bir etkinliğin ardından annesinin iş arkadaşlarının önünde FBI tarafından sorgulanması onu çok sinirlendirmişti.[17] Yine ABD’de açıktan açığa komünist olduğu bilinen kimselerin toplum dışı ilan edilmesine (özellikle Julius ve Ethel Rosenberg’in yargılanması) çok kızmıştı.[18] Başka birçok etkenle birlikte bu kızgınlık, Jones’un hayatında çok kritik bir an olmuş ve kendine şu soruyu sormuştu: “Kendi Marksistliğimi nasıl gösterebilirim? Kiliseye sızmayı düşündüm.”[16][17]
Komünist olduğunu bilen ve Komünist Parti’de de tanışmadığı Metodist bir kilise yöneticisi kendisine kiliseye katılma izni verdiğinde Jones çok şaşıracaktı.[18] 1952 yılında Jones, Sommerset Southside Metodist Kilisesi’nde öğrenci vaizi oldu. Ancak anlattığına göre kilise yöneticileri siyahilerin cemaate katılmasına izin vermeyince bu kiliseden ayrıldı.[16] Bu dönemde Jones, geçimisi sağlamak için kapı kapı dolaşarak maymun satıyordu. Maymunların çoğunun yolda hastalanması ya da ölmesi nedeniyle havayoluyla sevkiyatını reddettiğinde, The Indiana Star gazetesinde birinci sayfa haberi olarak epey dikkat çekmişti. Yine bu dönemde Jones, Yedinci Gün Vaftiz Kiliselerinden (Seventh Day Baptist Church) birinde inançla tedavi (faith healing) ayinine şahit olmuştu.[16] Bu ayinin çok sayıda insanı ve parasını çektiğini görmüş ve bu gibi tedavi seanslarından gelecek kaynaklarla sosyal hedeflerine ulaşabileceği sonucuna varmıştı.[16] Bu amaçla Indianapolis’te bir bina kiralayan Jones, buraya Cemaat Birliği (Community Unity) adını verdi.[19]
11-15 Haziran 1956 tarihlerinde Jones, Indianapolis’te Cadle Tabernacle adlı bir salonda devasa bir dini toplantı düzenledi. Kalabalıkları çekebilmek için Jones’un dini bir mesaja ihtiyacı vardı ve inançla tedavi sunan bir Evanjelist ve dönemin Oral Roberts kadar saygı gören bir din yazarı olan Papaz William M. Branham ile beraber aynı kürsüden seslenmeyi öngördü.[20] Toplantının ardından Jones artık kendi kilisesini kurabilirdi. İlk olarak Kurtuluşun Kanatları (Wings of Deliverance) adıyla kurulan kilise, birkaç defa ad değiştirdikten sonra “Halklar Tapınağı Pentakostal Hristiyan Kilisesi” (Peoples Temple Christian Church Full Gospel) adını alacaktı.[16]
Halklar Tapınağı ilk başta kısmen ırklar arası bir hareket, kısmen de bir sosyal hizmet ağı olarak ortaya çıkmıştı. 1960 yılında düşkünler için çorba dağıtmaya başlayan Tapınak, sonraları sosyal yardım programlarını genişletmiştir. Yine bu dönemde Tapınak, İsa’nın Havarileri (Disciples of Christ) tarikatınca kabul görmüştür. Bu dönemde Jones, vaiz unvanını almış ve Butler Üniversitesi’nden mezun olmuştur. Aynı sene Jones ailesi bir huzurevi açmış ve Tapınağın faaliyetlerine destek olmak üzere Marceline’in anne-babası da (Walter ve Charlotte Baldwin) Richmond’dan Indianapolis’e gelmiştir.[19]
Üyelerinin Stalin’in bazı politikalarını eleştirmesinin ardından Jones, ABD Komünist Partisi’yle de ayrı düşmüştür.[18]
Entegrasyon taraftarlığı
1960 yılında Indianapolis'in Demokrat Partili belediye başkanı Charles Boswell, Jim Jones’u İnsan Hakları Komisyonu başkanı olarak görevlendirdi.[21] Jones, Boswell’in çok fazla göz önünde olmama tavsiyesini dinlemeyerek, görüşlerini dillendirebilmek için yerel radyo ve televizyon programlarını değerlendirmeye başladı.[21] Belediye başkanı ve diğer görevliler kamuya yönelik faaliyetlerini azaltmasını istediğinde Jones, buna direndi: NAACP and Şehir Birliği’nin (Urban League) düzenlediği toplantıda, “Halkımı rahat bırakın!” sözleriyle dinleyicilere daha militan olmalarını söylediğinde ise katılımcılar tarafından coşkuyla alkışlandı.[22]
Bu dönemde Jones; kiliseler, telefon şirketi, emniyet müdürlüğü, tiyatro, lunapark ve Metodist Hastanede entegrasyon çalışmalarına da yardımcı oluyordu.[16] İki siyahi ailenin kapısına gamalı haç çizilmesinin ardından Jones, bu mahalleye giderek siyahi halkı yatıştırmış ve beyazların ayrılmasını engellemek için beyaz ailelere taşınmamalarını tavsiye etmişti.[23] Siyahi müşterilere hizmet vermeyi reddeden restoranları hedef gösteriyor[23] ve Amerikalı Nazi liderlerine mektuplar yazıp verdikleri cevapları medyaya sızdırıyordu.[24] 1961 yılında yakalandığı ülser nedeniyle bir hafta kaldığı hastanenin siyahi doktoru kendisin yanlışlıkla siyahiler koğuşuna yatırdığında Jones, beyazların koğuşuna geçmeyi reddetmiş ve siyahi hastaların yataklarını yapmaya ve lazımlıklarını boşaltmaya başlamıştı. Jones’un giriştiği eylemlerden kaynaklanan siyasi sonuçlar, hastane yetkililerinin koğuşları ayırmasına neden olmuştu.[25]
Entegrasyon yanlısı görüşlerinden dolayı Jones, Indiana’da ciddi eleştirilere maruz kalmıştı.[16] Beyazlara ait iş yerleri ve bölgedeki beyazlar onu eleştiriyordu.[23] Tapınağın kapısına bir gamalı haç çizilmiş, Tapınaktaki bir kömür yığınına bir dinamit bırakılmış ve bir tehdit telefonunun ardından Jones’un evine ölü bir kedi atılmıştı.[24] Bunun gibi başka bazı olaylar da yaşanmış olmakla birlikte bazı kimseler, bunların en azından bazılarında bizzat Jones’un rol oynamış olabileceğini düşünmektedir.[24]
Jones'un "Gökkuşağı Ailesi"
Jim ve Marceline Jones, ırken beyaz olmayan çok sayıda çocuğu evlat edinmişti. Jim Jones ailesine “gökkuşağı ailesi” adını veriyor[26] ve onlarla ilgili şöyle diyordu: “Entegrasyon artık benim için çok daha şahsi bir mesele. Bu artık oğlumun geleceği meselesi.”[27] Jones ayrıca Tapınak mensuplarının da tamamını “gökkuşağı ailesi” üyesi olarak adlandırıyordu.
Jones çifti, Kore-Amerika kökenli üç çocuğu evlat edinmişti: Lew, Suzanne ve Stephanie. Jones, savaştan harap olmuş Kore’den yetimleri evlat edinmeleri konusunda Tapınak mensuplarını teşvik ediyordu.[28] Jones, Kim İl-sung'un 1950’deki Güney Kore işgaline karşı ABD’nin tavrını uzun süredir eleştiriyordu: Bu savaşa “özgürlük savaşı” adını veriyor ve “güneyin, kuzeydeki sosyalizmin alt ettiği şeylerin canlı bir örneği olduğunu” söylüyordu.[29] 1954 yılında Jones ve eşi, kısmen Kızılderili soyundan gelen Agnes Jones’u da evlat edindi.[16][27] Evlat edinildiği zaman Agnes 11 yaşındaydı.[30] 1959 yılı Haziran ayında Jones çiftinin tek biyolojik çocuğu olan Stephan Gandhi Jones dünyaya geldi.[16]
İki yıl sonra, 1961 yılında Jones ailesi, Indiana’da siyahi bir çocuğu (James Warren Jones, Jr.) evlat edinen ilk aile oldu.[31] Jones çifti Tim adında beyaz bir çocuğu da evlat edindi.[16] Öz annesi Halklar Tapınağı mensubu olan Tim Jones’un esas adı, Timothy Glen Tupper idi.[32]
Brezilya seyahati
1961 yılında Tapınakta nükleer kıyametle ilgili yaptığı bir konuşmanın ve 1962 yılında Esquire dergisindeki bir makalede Brezilya’nın Belo Horizonte kentini nükleer bir savaşta güvenli yer olarak gösterilmesinin ardından Jones, Tapınak için yeni bir yer bulma düşüncesiyle ailesi ile birlikte buraya gitti.[33] Brezilya yolunda Jones, o sırada İngiliz sömürgesi olan Guyana’ya ilk seyahatini yaptı.[34]
Belo Horizonte’ye vardıklarında Jones ailesi, üç odalı mütevazı bir ev kiraladı.[35] Her ne kadar dil meselesi bir engel olarak kalsa da Jones burada yerel ekonomi ve farklı ırklardan azınlıkların mesajlarını anlayıp anlayamayacağı üzerinde çalıştı.[36] Jones kendisini yabancı bir ülkede komünist olarak lanse etmemeye dikkat ediyor ve Castro veya Marx’tan ziyade havari tarzı bir komün hayat tarzından bahsediyordu.[37] En sonunda buradaki maddi kaynakların yetersizliği nedeniyle Jones ailesi 1963 yılı ortasında Rio de Janeiro’ya taşınmak zorunda kaldı.[38] Burada Rio’nun gecekondu mahallelerinde fakirlerle birlikte çalıştılar. Burada bir üniversitede yarı zamanlı olarak İngilizce dersleri de veren Jones, ayrıca Brezilya'nın senkretik dinlerini de keşfetme imkânı buldu.[39]
Bu sırada Jones, Indiana’daki insan hakları mücadelesini geride bırakmanın suçluluğunu sürekli hissediyor ve orada kurmaya çalıştığı şeyi kaybetmenin korkusunu yaşıyordu.[38] Indiana’da beraber çalıştığı vaizler Tapınağın o yokken biteceğini söyleyince, Jones geri dönmeye karar verdi.[40]
Kaliforniya Cenneti
1963 yılı Aralık ayında Brezilya’dan geri döndüğünde Jones,[41] Indiana’daki cemaatine 15 Temmuz 1967’de dünyanın nükleer bir savaşla yok olacağını, ardından sosyalist bir cennetin doğacağını ve güvenlikleri için Tapınağın Kuzey Kaliforniya’ya taşınması gerektiğini söyledi.[16][42] Böylelikle Tapınak, faaliyetlerini Kaliforniya’nın Ukiah şehri yakınlarında Redwood Vadisi’ne nakletmeye başladı.[16] Burada kendi ibadethanesi, hatta bir havuzu olan Tapınağa, Hoosier Kilisesi mensubu 140 kişi katılmış ve hareketin üye sayısı 1969 yılında 300’e ulaşmıştı.[43]
Din çalışmaları uzmanı Catherine Wessinger’a göre, sosyal incilin erdemlerinden bahseden Jones, 1960’ların sonlarından önce asıl incilinin komünizm olduğunu gizlemeyi tercih etmiştir.[16] 1960’ların sonuna gelindiğinde ise Jones, Tapınaktaki vaazlarında “Apostolik Sosyalizm” konseptini kısmen de olsa açıklamaya başladı.[16] Yine Jones, “din afyonuyla uyuşmuş kimselerin aydınlanma (sosyalizm) ile tanışması gerektiğini” söylüyordu.[44] Jones bu fikirleri çoğu kez karıştırıyordu. Bunun örneği, şu sözleri söylediği vaazıdır: “Kapitalist Amerika’da, ırkçı Amerika’da, faşist Amerika’da doğduysanız, günahkâr doğmuşsunuz demektir. Ama sosyalizmde doğduysanız günahkâr doğmamışsınızdır."[45]
1971 yılına gelindiğinde Halklar Tapınağı, eyalet genelinde yeni üye toplamak için otobüs turlarına ve ülke çapındaki dinî radyo istasyonlarından yayınlara başladı. Artık hareket, aynı zamanda siyasi gücünü de kullanıyordu. 1972’de Los Angeles ve San Francisco’da bir cemaat oluştu. Otobüsler dolusu Halklar Tapınağı mensubu ülkeyi dolaşıyor ve yeni müritleri bünyesine katmaya çalışıyordu. 1973 yılına gelindiğinde, ayrılan 8 üyeye rağmen toplam üye sayısı 2.570'e ulaşmıştı.[43]
1970'lerin ilk yıllarında Jones, artık “havâî bir din” diyerek geleneksel Hristiyanlıkla alay etmeye başlamıştı. Kitab-ı Mukaddes’i kadınlara ve beyaz olmayanlara zulmetmek için kullanılan bir araç olarak görerek reddediyor ve tanrılığı falan olmayan “Gök Tanrısı”nı açıkça eleştiriyordu.[16]Kral James Onaylı Kitab-ı Mukaddes’i (King James Bible) eleştirmek üzere “The Letter Killeth” (Harf Öldürür) adlı bir kitapçık yazmıştı.[46] Ayrıca kendisinin Mahatma Gandhi, Father Divine, İsa, Gotama Buda ve Vladimir Lenin’in reenkarnasyonu olduğunu söylemeye başlamıştı. Eski Tapınak üyesi Hue Fortson Jr., Jones’un söylediği şu sözleri aktarmaktadır: “İnanmanız gereken, görebildiğiniz şeydir... Beni dostunuz olarak görürseniz dostunuz olurum. Babası olmayanlar beni babası olarak görürseniz babanız olurum... Beni kurtarıcınız olarak görürseniz kurtarıcınız olurum. Beni Tanrınız olarak görürseniz Tanrınız olurum.”[47]
1976 yılında John Maher ile yaptığı bir telefon görüşmesinde Jones, önce agnostik, sonra ateist olduğunu söylemiştir.[48] Amerikan Gelir İdaresi’nin (IRS) dini vergi muafiyetini soruşturduğuna dair Tapınak mensuplarının korkularına rağmen, sonradan 1977 yılında New York Times gazetesine verdiği bir röportajda Marceline Jones, Jones’un ABD’de din yoluyla insanları harekete geçirerek Marksizm’i yaymaya çalıştığını ve ilham kaynağı olarak Mao Zedong’u gördüğünü anlatmıştır.[49] Marceline Jones şöyle demişti: “Jim, insanları din afyonundan kurtarmak için dini kullanıyor,” ve Kitab-ı Mukaddes’i masaya çarparak “Bu kâğıttan putu yok etmeliyim!” diye haykırıyordu.”[49] Başka bir vaazında Jones şöyle diyordu: “Önce kendi kendinize yardım etmeniz lazım, yoksa yardım falan gelmeyecek! Mutluluk için tek bir umut var: O da sizin içinizde! Yukarıdan kimsenin geleceği yok! Yukarıda cennet falan yok! Cenneti burada kurmamız lazım!”[50]
San Francisco'ya geçiş
Kaliforniya’ya taşınmasını takip eden beş yıl zarfında Tapınak, çok hızlı bir büyüme yaşayarak San Fernando, San Francisco ve Los Angeles gibi şehirlerde şubeler kurdu. 1970'lerin başına gelindiğinde Jones, Ukiah'ta büyüme imkânlarının sınırlı olması nedeniyle büyük şehirlere odaklanmaya başlamıştı. En sonunda Tapınak merkezini, o sırada önemli protest hareketlerin merkezi olan San Franscisco’ya taşıdı. Taşınma ile birlikte Jones ve Tapınak, San Francisco siyasetinde etkili hale geldi. Bu etki, George Moscone’un 1975 yılında belediye başkanlığı seçimini kazanmasında Tapınağın oynadığı önemli rol ile zirveye ulaşacaktı. Bunun ardından Moscone, Jones’u San Francisco Toplu Konut İdaresi’nin başkanı olarak görevlendirdi.[50]
Birçok kült liderinden farklı olarak Jones, yerel ve ulusal düzeyde kamuoyu desteği elde etmeyi başarmış; birçok önemli siyasetçi ile de irtibat kurmuştur. Örneğin Jones ve Moscone, 1976 seçimleri öncesinde yürüttüğü kampanya sırasında başkan yardımcısı adayı Walter Mondale ile özel olarak görüşmüş; bu görüşme sonrasında Mondale, kamuoyu açıklamasında Tapınaktan övgüyle söz etmişti.[51][52]First LadyRosalynn Carter da Jones ile birçok defa görüşmüş, Küba hakkında kendisiyle yazışmış ve Demokrat Parti’nin San Francisco Merkezi’nin açılışında kendisiyle konuşmuş; bu açılış töreninde Jones, Bayan Carter’dan daha fazla alkış almıştı.[51][53][54]
1975 yılında Jones, Religion in American Life adlı derginin sıralamasına göre ülkenin en seçkin 100 din adamı arasına girmiş; 1976 yılında da Los Angeles Herald gazetesinin “Yılın Yardımseveri” ödülüne layık görülmüştü.
1977 Eylül’ünde Kaliforniya Meclis Üyesi Willie Brown, Vali Jerry Brown ve Vali Yardımcısı Mervyn Dymally’nin de katıldığı ve Jones adına verilen akşam yemeğinde Jones’u bizzat takdim eden kişi olmuştur.[55] Bu yemekte Brown, Jones’u şu sözlerle lanse etmiştir: “Her gün sabahın erken saatlerinde aynaya baktığınızda karşınızda görmeniz gereken kişi... Martin Luther King, Angela Davis, Albert Einstein ve Başkan Mao’yu şahsında bir araya getiren biri”.[56] Siyasi mitinglerde Tapınakta konuşan Harvey Milk,[57] Tapınağa yaptığı bir ziyaretin ardından Jones’a şöyle yazmıştı: “Muhterem Jim, bugün ulaştığım o zirveden aşağı inmem çok zaman sürdü. Bu gün çok değerli bir şey buldum. Bir mücadeleye harcanan tüm o saatleri ve enerjiyi telafi eden bir varoluş hissini gördüm. Benim bulmamı istediğin şeyi buldum. Geri döneceğim, zira seni asla bırakamam.”[58][59]
San Francisco’daki dairesinde Jones, tartışmalarda bulunmak üzere Angela Davis gibi kentin radikal siyasi şahsiyetlerini ağırlıyordu.[60]San Francisco Sun-Reporter gazetesi matbaası sahibi olan, arkadaşı Carlton Goodlett’e, Çin ve Sovyetler Birliği gibi sosyalist ülkelere gidemediğinden duyduğu üzüntüyü anlatıyor ve Sovyetler Birliği’nin Mandıra İdaresi Başkanı olabileceğini söylüyordu.[61]Nation of Islam (İslam Milleti) hareketi ile eleştiriler neticesinde artan gerginliklerin ardından arayı düzeltmek üzere Jones, Los Angeles Kongre Merkezi’nde düzenlenen ve en yakın siyasi dostlarından birçoğunun katıldığı devasa bir mitingde konuşma yaptı.[62]
Jones San Francisco Chronicle ve başka medya organlarındaki en önemli köşe yazarları ile medya ittifakı geliştirirken,[63] diğer yandan San Francisco’ya taşınması medyanın kendisini mercek altına almasına neden olmuştu. Jones’un karanlık işleri hakkında yazdığı bir makaleyi yayınlatamayan Chronicle muhabiri Marshall Kilduff, yazısını New West adlı dergide çıkarabilmişti.[64] Kilduff’un New West’te yayınlanacak makalesinin içeriğini öğrendiklerinde Jones ve birkaç yüz Tapınak mensubu, 1977 yazında aniden Tapınağın Guyana’daki yerleşkesine taşınma kararı aldı. Bu makale eski Tapınak mensuplarının, “fiziksel, duygusal ve cinsel olarak suiistimale uğradıklarına” dair iddialarını içeriyordu.[65][66] Jones, bu yeni yerleşime, kendi adına izafetle “Jonestown” adını verdi.
Jonestown'un kuruluşu ve işleyişi
New West dergisindeki makalenin yayınlanmasından birkaç sene önce, 1973 yılı Ekim ayında Tapınağın yönetim kurulu, oylamayla Güney Amerika’da bulunan Guyana’da bir şube kurulmasına karar vermiş ve Jones, resmî adı “Halklar Tapınağı Tarım Projesi” (Peoples Temple Agricultural Project) olan Jonestown’un inşasına başlamıştı. Aynı yılın Aralık ayında ilk planlar uygulamaya konuldu. Diğer yandan Ukiah’taki kilise ise çitler, silahlı korumalar ve projektörlerle gitgide bir askeri tesise benzemeye başlamıştı.
Jonestown, hem “sosyalizm cennetini” yaratmanın, hem de San Francisco’daki medyanın gözünden uzak bir “sığınak” oluşturmanın yolu olarak lanse edilmişti.[67] Model bir komünist cemaat olarak Jonestown kentini kurma iddiasında olan Jones, şöyle diyordu: “Sanırım bizler oradaki en saf komünistleriz.”[68] Bu bakımdan Sovyetler Birliği, Küba, Kuzey Kore ve diğer komünist devletlerin kısıtlayıcı göç politikalarına benzer şekilde Jones, mensupların Jonestown’dan ayrılmalarına izin vermemiştir.[69]
Jones, komün sakinlerinin dış dünyayla bağlantısını tamamen koparmıştı. Yerleşkede merkezi bir hoparlör sistemi vardı ve bunu sadece Jim Jones kullanabiliyordu. Hayatta kalmayı başaran kült mensuplarının ifadelerine göre Jones, bu sistemi gece gündüz kullanıyor; gecenin bir yarısı başladığı konuşmalarıyla sakinlerin yataktan fırlamalarına neden oluyordu.
Din çalışmaları uzmanı Mary McCormick Maaga’ya göre, bu izole komüne taşınmasının ardından Jones’un otoritesi zayıflamıştır. Zira yeni üye kazanmak için kendisine ihtiyaç duyulmuyor ve uyuşturucu bağımlısı olduğunu alt düzey kült mensuplarından gizleyemiyordu.[70] Jonestown’a gitmesinden önce ortalıkta dolanan iddialara rağmen Jones, siyah ve beyazları bir araya getiren ve ezilenlere yardım eden bir kilise kurmuş olması nedeniyle bazı kimselerce hâlâ saygı görüyordu: Jonestown sakinlerinin yüzde 68’i siyahi idi.[71] Jones, “Dönüşüm” (transition) adını verdiği inancına Jonestown’da kapılmıştı: Buna göre kendisi ve takipçileri hep beraber ölerek başka bir gezegene geçecek ve mutluluk içinde yaşayacaklardı.[72]
Yeni çocuklar
Jim Jones, John Victor Stoen adlı çocuğun biyolojik babası olduğunu iddia etse de, doğum kaydına göre çocuğun anne-babası Grace ve Timothy Stoen olarak görünüyordu.[73] Tapınağın birçok defa öne sürdüğü iddiaya göre, 1971 yılında Grace’in topluluktan ayrılmasına engel olmak amacıyla Tim Stoen, Jones’tan eşiyle yatmasını istemiş; bu yüzden çocuğun babası olmuştu.[74]
1976 yılında Tapınaktan kaçan Grace Stoen, 1977’de Tim’e karşı boşanma davası açacaktı. Grace ile yaşanabilecek bir velayet davasında çocuğu kaybetme ihtimaline karşı Jones, 1977 Şubat’ında Tim’e John’u Guyana’ya götürme emri verdi.[75] Tim Stoen’un da Haziran 1977’de kaçmasının ardından Tapınak, John Stoen’u Jonestown’da alıkoydu.[76] John’un velayeti meselesi, Tapınak ile Concerned Relatives (Kaygılı Akrabalar) arasındaki çeşitli mücadelelerin temel konusu olmuştu – Kaygılı Akrabalar adlı grup, Tapınaktan kaçan kimseler olup Jones’u ve suiistimal örgütünü suçlamak üzere bir medya kampanyası başlatmıştı.[6]
Yine Jim Jones, başka bir Tapınak mensubu Carolyn Louise Moore Layton’dan da Jim Jon (Kimo) adlı bir erkek çocuk sahibi olmuştur.[77]
Baskılar ve siyasi desteğin azalışı
ABD’den ayrılmasının ardından Jones’un siyasi ittifaklarının büyük kısmı bozulsa da,[78] bir kısmı hâlâ devam ediyordu. Destek amacıyla Willie Brown, Halklar Tapınağı’nda düzenlenen ve Harvey Milk ile o sırada meclis üyesi olan Art Agnos’un da katıldığı bir toplantıda örgütün düşmanları aleyhinde bir konuşma yaptı.[79] 19 Şubat 1978’de Milk, Başkan Jimmy Carter’a yazdığı mektupta, “son derece karakterli bir adam” sözleriyle Jones’u savunuyor ve Tapınaktan kaçan kimselerin “küstahça yalanlarla Muhterem Jones’un saygınlığına halel getirmeye çalıştığını” iddia ediyordu.[80] Moscone’un makamı da bir basın bildirisi yayınlayarak Jones’un herhangi bir yasayı ihlal etmediğini bildirmişti.[81]
1977 sonbaharında Tim Stoen ve Tapınaktan kaçıp akrabaları Jonestown’da kalan diğer kimseler, Concerned Relatives (Kaygılı Akrabalar) adlı bir grup kurmuştu.[82] Ocak 1978’de Stoen, Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ve Kongre üyeleri ile görüşmek üzere Washington’a gitmiş; Kongre’ye hitaben Jones ve Tapınak hakkındaki şikâyetlerini detaylandıran bir “rapor” yazmıştır.[83] Stoen’un girişimleri, KaliforniyalıKongre üyesi Leo Ryan’ın ilgisini uyandırmış ve ardından Ryan, Stoen adına Guyana Başbakanı Forbes Burnham’a hitaben bir mektup yazmıştır.[84]
11 Nisan 1978’de Kaygılı Akrabalar, hazırlamış oldukları mektupları ve yeminli yazılı ifadeleri de içeren, “Muht. James Warren Jones’un İnsan Hakları İhlalleri hakkında Suçlamalar” adlı doküman paketini Halklar Tapınağı’na, basın mensuplarına ve Kongre üyelerine dağıtmıştır.[85] Tapınaktan kaçan eski bir üye olan Deborah Layton, Halklar Tapınağı’nın işlediği iddia edilen suçları ve Jonestown’daki yetersiz yaşam şartlarını detaylandıran kendi yeminli ifadesini de 1978 Haziran’ında gruba sunmuştur.[86]
Gittikçe artan tahkikat karşısında Jones, John Kennedy suikastına dair komplo teorileriyle tanınan Mark Lane ve Donald Freed’i 1978 yazında görevlendirerek, istihbarat kurumlarının Halklar Tapınağına karşı “büyük bir komplo” kurduğu iddiasını dillendirmede kendilerinden yardım istedi. Önce ülkeden kaçan, ancak itibarının iadesini sağladıktan sonra ABD’ye geri dönen eski bir Kara Panter üyesine gönderme yapan Jones, Lane’e, “kendi davasından bir Eldridge Cleaver çıkarmak” istediğini söylemişti.[87]
Kongre üyesi Ryan'ın ziyareti ve ölümler
1978 Kasım’ında Leo Ryan'ın başkanlığındaki bir tahkikat heyeti, iddia edilen insan hakları ihlallerini soruşturmak için Jonestown’a gitti.[88] Heyette Tapınak mensuplarının akrabaları, NBC kameraman ekibi ve çeşitli gazete muhabirleri de bulunuyordu.[89] Heyet 15 Kasım’da Guyana’nın başkenti Georgetown’a geldi.[90] İki gün sonra uçakla Port Kaituma’ya geçip oradan da damperli bir kamyona binerek Jonestown yerleşkesine geçtiler.[91] O akşam Jones, Jonestown’daki ana binada Ryan heyeti adına bir ziyafet düzenledi.
Tapınak mensubu Don Sly’nin Ryan’a bıçakla saldırmasının ardından 18 Kasım günü öğleden sonra heyet alelacele Jonestown’dan ayrıldı.[92] Başarısız olmasına rağmen saldırı, ziyaretin aniden sona ermesine neden oldu.[92] Kongre üyesi Ryan ve yanındakiler, ayrılmak isteyen on beş Tapınak mensubunu yanlarında götürmeyi başardı.[93] Bu sırada Jones, bu kimselerin gitmesini engellemek için herhangi bir girişimde bulunmadı.[94]
Port Kaituma Havaalanı cinayetleri
Ryan heyeti üyeleri uçuş pistindeki iki uçağa bindiği sırada, Jones’un “Kızıl Tugay”ına mensup silahlı muhafızlar bir traktör römorku ile oraya gelerek heyete ateş etmeye başladı.[95] Muhafızlar Kongre üyesi Ryan’ı ve başka dört kişiyi, Guyana Havayolları’na ait Twin Otter model uçağın yakınında öldürdü.[96] Bu sırada kültten kaçanlardan biri olduğu sanılan Larry Layton, silahını çekerek Cessna model küçük uçağa binmiş olan bir grup heyet üyesine ateş etmeye başladı.[97]NBC kameramanlarından biri, Otter model uçağa yapılan saldırının ilk birkaç saniyesini kaydetmeyi başarmıştır.[96] Havaalanı pistinde öldürülen beş kişi şunlardı: Kongre üyesi Ryan; NBC muhabiri Don Harris, NBC kameramanı Bob Brown, San Francisco Examiner fotoğrafçısı Greg Robinson ve Tapınak mensubu Patricia Parks.[96] Daha sonradan Kongre üyesi olan ve o sırada Ryan’a bağlı çalışan Jackie Speier, ABD’nin Georgetown Büyükelçiliği Müsteşarı Richard Dwyer, NBC yapımcısı Bob Flick, NBC ses mühendisi Steve Sung, San Francisco Examiner muhabiri Tim Reiterman, San Francisco Chronicle muhabiri Ron Javers, Washington Post muhabiri Charles Krause ve Tapınaktan kaçan birkaç eski mensup ise saldırıdan sağ kurtulmayı başarmıştı.[96]
Jonestown'daki ölümler
Aynı günün ilerleyen saatlerinde, 304’ü çocuk olmak üzere Jonestown sakinlerinden 909’u,[98] siyanür zehirlenmesinden öldü. Ölümlerin çoğu yerleşkenin ana binasında ve çevresinde gerçekleşmişti.[99] Bu olay, 11 Eylül 2001 tarihindeki terör saldırılarına kadar kasıtlı bir eylemde en çok Amerikalı sivilin kaybedildiği olay olmuştur.[100] Tüm dünyayı ayağa kaldıran, bu eşine rastlanması zor olay, modern çağın en büyük toplu intihar eylemi olmuş ve Jonestown katliamı olarak tarihe geçmiştir. Daha sonradan FBI, intihar eylemi devam ederken yapılan 45 dakikalık bir ses kaydı bulmuştur.[101]
Bu ses kaydında Jones, olası bir çıkış için birkaç aydır görüştükleri Sovyetler Birliği’nin, havaalanındaki cinayetlerin ardından kendilerini kabul etmeyeceğini Tapınak mensuplarına anlatıyordu.[102] Jones’un öne sürdüğü intihar etme nedeni, Tapınağa karşı komplo düzenlediği iddia edilen istihbarat örgütlerine dair anlattığı komplo teorileriyle tutarlıydı: “Buraya gelip üzerimize paraşütle inecekler”, “masum bebeklerimizi vuracaklar” ve “çocuklarımıza işkence edecekler, buradaki insanların bazılarına işkence edecekler, yaşlılarımıza işkence edecekler”di.[102] Yakaladıkları çocukları faşist yapacaklarını söyleyen Jones’un daha önce dediklerini aynen tekrarlayan bir Tapınak üyesinin sözleriyle: “Ele geçirdiklerinin öylece büyümesine izin verecek ve onları aptallaştıracaklar”.[102]
Bu düşünce tarzına göre hareket eden Jones ve birkaç Tapınak mensubu, grubun üzüm aromalı ve siyanür katkılı Flavor Aid içeceği içerek bir “devrimci intihar eylemi” düzenlemesi gerektiğini söylemişti. Tapınakla ilgili daha sonradan çekilen filmlerin açılış sahnesinde Jones, büyük miktarda Kool-Aid içeceği bulunan bir deponun kapağını açmaktadır. Ancak olay yerinde bulunan boş Flavor Aid paketleri, bunun solüsyonu sedatif bir maddeyle karıştırmak için kullanılmış olduğunu ortaya koymaktadır.[102] Tapınak mensuplarından Christine Miller, ses kaydının başlarında bu görüşe karşı çıkmaktadır.[102] Tapınak mensupları ağlamaya başladığında Jones şöyle demektedir: “Şu histerikleri durdurun. Sosyalist veya komünist olanlar bu şekilde ölmez. Böyle ölüme gidilmez. Şerefimizle ölmeliyiz.”[102] Jones sözlerine şöyle devam eder: “Ölmekten korkmayın. Ölüm yalnızca başka bir uçağa atlamak gibi bir şeydir ve dostumuzdur”.[102] Ses kaydının sonunda Jones sözlerine şöyle son verir: “Bizler intihar etmedik. Bizler, acımasız bir dünyanın şartlarını protesto etmek için devrimci bir intihar eylemi gerçekleştirdik.”[102]
Kaçmayı başaran Tapınak mensuplarına göre içecek önce çocuklara verilmiş ve ailelere yere topluca uzanmaları söylenmiştir.[103] Toplu intihar eylemi, düzenli olarak yapılan ve “Beyaz Geceler” adı verilen tatbikatlarda daha önceden ele alınmıştı.[104][105] Daha önceki Beyaz Gecelerden en az birinde kült mensuplarına bir içecek içirilmiş ve Jones bunun zehirli olduğunu yalanını söylemiştir.[104][105]
Jim Jones, bir şezlongda oturur halde kafasından vurulmuş olarak ölü olarak bulunmuş ve Guyanalı adli tabip Cyrill Mootoo, bunun kendi kendini vurma eyleminin etkileri ile uyumlu olduğunu söylemiştir.[106] Ancak Jones’un oğlu Stephan, babasının başka birisine kendisini vurma talimatı vermiş olabileceğini öne sürmektedir.[107] Jones’a yapılan otopsi, fizyolojik direnci olmayan insanlar için ölümcül olabilen barbitürat pentobarbitalin vücudunda varlığını ortaya koymuştur.[108]
Faciadan sonra Jim Jones’un cesedi yakılarak külleri Atlantik Okyanusu’na serpildi. Eşi Marceline’in naaşı ise Richmond’daki Earlham Mezarlığı’na gönderildi ve cenaze töreni 8 Ocak 1979’da gerçekleşti. Agnes ve Lew Eric’in külleri de yanına gömüldü. Torunları ise diğer Jonestown çocuklarıyla birlikte San Francisco'daki bir toplu mezara gömülmüştür.
Eşcinsellik ve diğer meseleler
13 Aralık 1973 tarihinde Jones, Los Angeles’taki MacArthur Parkı yakınlarındaki bir sinema salonunun eşcinsel faaliyetlerle bilinen tuvaletinde, bir adamla seks pazarlığı yaparken yakalanarak suçlamaya maruz kalmıştır.[109] Pazarlık yaptığı adam, Los Angeles Emniyet Müdürlüğü’nde çalışan bir sivil polisti. Daha sonradan Jones, müritlerine “tek gerçek heteroseksüel”in kendisi olduğunu söylemişti. Ancak en az bir hikâyeye göre Jones, kendi cemaatine mensup bir adamı müritlerinin gözü önünde cinsel olarak suiistimal etmiş ve görünüşe göre bunu, bu adamın eşcinsel eğilimlerini göstermek için yapmıştır.[109]
Eşcinsel olduğu için medyanın eleştirilerine maruz kalan Jones, sekse aşırı düşkünlüğüyle tanınıyordu. Jones’un oğlu sonradan basına yaptığı açıklamada, babasının yoğun amfetamin, marihuana ve LSD deneyimlerinin aile arasında iyi bilindiğini söylemiştir.
Her ne kadar Tapınak üyeleri arasında evlilik haricinde cinsel ilişkiyi yasaklamış olsa da Jones, hem erkek hem kadın Tapınak mensuplarıyla çok sayıda cinsel ilişki yaşamıştır.[110][111] Ancak kendisi, eşcinsel ilişkiye girmekten nefret ettiğini iddia etmiş ve bunu yalnızca erkek üyelerin kendi iyiliği için ve güya kendisiyle onlar arasında sembolik bağ kurabilmek amacıyla yaptığını söylemiştir.[110]
Jones’un ilham kaynaklarından biri de, çok tartışmalı Uluslararası Barış Misyonu (International Peace Mission) hareketinin lideri Father Divine olmuştur.[112]
Ölümünden sonra Jones'un ailesi
Marceline Jones
Jim Jones’un eşi Marceline, Jonestown’da ölü olarak bulunmuştur.[113] Kongre üyesi Ryan’ın ziyaretinin son sabahında Marceline, muhabirlere Jonestown’u gezdirmişti.[114]
Hayatta kalan oğulları
O sırada Georgetown’da Guyana millî takımına karşı Halklar Tapınağı basketbol takımında oynadıkları için, Stephan Jim Jr. ve Tim Jones toplu intihar eyleminde yer almamıştı.[16][115] Jonestown olayları sırasında Stephan ve Tim on dokuz yaşında, Jim Jones Jr. ise on sekiz yaşındaydı.[116] Tim’in biyolojik ailesi olan ve üç biyolojik kız kardeşi,[117][118][119] biyolojik ağabeyi[120] ve biyolojik annesinden[121] oluşan Tupper’ların hepsi Jonestown’da ölmüştür. Bu trajediden üç gün önce Stephan Jones, Ryan’ın ziyareti nedeniyle takımı Jonestown’a geri getirmesi için babasının gönderdiği emri telsiz yoluyla reddetmişti.[122]
Jonestown olayları sırasında Stephan, Tim ve Jim Jones Jr. Georgetown’daki ABD Büyükelçiliğine giderek yardım istemeye çalıştı. Ancak Büyükelçiliği koruyan Guyanalı askerler, Port Kaituma havaalanındaki saldırıyı duydukları için onları içeri almadı.[123] Ardından Tapınağın Georgetown’daki merkezine giden üç kardeş, Sharon Amos ve üç çocuğunun cesetleriyle karşılaştı.[123] Guyanalı askerler Jones kardeşleri beş gün boyunca ev hapsinde tutarak Georgetown’daki ölümler hakkında onları sorguya çekmiştir.[123] Stephan Jones, Georgetown’daki ölümlerle ilgisi olmaktan ötürü suçlanmış ve üç ay süresince Guyana’daki bir hapishanede yatmıştır.[123] Tim Jones ve Halklar Tapınağı basketbol takımının diğer bir üyesi olan Johnny Cobb’un ise Jonestown’a giderek ölen kimselerin cesetlerini teşhis etmeleri istenmiştir.[123] ABD’ye dönmesinin ardından daha önceden Tapınağa düşman olan ablası Suzanne ile yaşayan Jim Jones Jr., birkaç ay boyunca polis gözetiminde tutulmuştur.[123]
Jonestown’un ilk kurulduğu zamanlarda Stephan, babasının buraya taşınmak ikin denediği iki girişimden kendini kurtarabilmişti. Üçüncü ve son girişimin ardından ise Jonestown’a taşınmıştı. Jones, babasının Jonestown’a taşınma isteğini annesi yüzünden kabul ettiğini iddia etmektedir.[124]
Bugün bir iş insanı olan Stephan Jones, evli ve üç kız çocuk sahibidir. History Channel ve Discovery Channel’da yayınlanan Jonestown: Paradise Lost (Jonestown: Kaybedilen Cennet) adlı belgeselde rol almıştır. Jones, bu belgeseli izlemeyeceğini ve babası için hiç üzülmediğini ifade etmiştir.[125] Bundan bir yıl sonra da Witness to Jonestown (Jonestown Tanıklığı) adlı belgesel için röportaj vermiş ve Halklar Tapınağında çekilen ve az bulunan bir video hakkında konuşmuştur.[126] Eşini ve doğmamış çocuğunu kaybeden Jim Jones Jr. ise San Francisco’ya dönmüştür. Tekrar evlenen Jones’un bu evliliğinden üç oğlu olmuştur.[127] Oğullarından biri olan Rob Jones, lise yıllarında bir basketbol yıldızı olmuş; daha sonra San Diego Üniversitesi takımında oynamış; son olarak da Kaliforniya Saint Mary’s College takımına transfer olmuştur.[128]
Lew, Agnes ve Suzanne Jones
Hem Lew Jones hem Agnes Jones, Jonestown’da hayatlarını kaybetmiştir. Öldüğünde Agnes Jones, otuz beş yaşındaydı.[129] Eşi[130] ve dört çocuğu da[131][132][133][134] Jonestown’da ölmüştür. Öldüğü sırada yirmi bir yaşında olan Lew Jones ise eşi Terry ve oğlu Chaeoke’nin yanında can vermiştir.[135][136][137] Stephanie Jones ise beş yaşındayken bir otomobil kazasında hayatını kaybetmişti.[16]
Suzanne Jones ise Mike Cartmell ile evlenmiş ve her ikisi Tapınağa düşman olmuştur. Dolayısıyla 18 Kasım 1978’de Jonestown’da değillerdi. Tapınağı terk etme kararının ardından Jim Jones, Suzanne’dan “benim lanet olasıca, işe yaramaz kızım” diye bahsetmiş ve ona güvenilmemesi gerektiğini söylemiştir.[138] Ölümünden sonra bulunan imzalı bir notta Marceline Jones, Jones ailesinin servetinin Sovyetler Birliği Komünist Partisi’ne verilmesi istiyor ve şöyle diyordu: “Bu servetin bir kısmının dahi üvey kızım Suzanne Jones Cartmell’in eline geçmemesini hassaten istirham ediyorum.”[139] Cartmell’in iki çocuğu olmuş ve Kasım 2006’da kolon kanserinden ölmüştür.[140][141]
John Stoen ve Kimo
Tapınağın “ölüm ses kaydında” John Stoen’un babası Tim Stoen’dan özel olarak bahsedilmekte ve öldürülmesi imkânı hakkında konuşulmaktadır. Yine bu ses kaydında John Stoen’i “devrimci intihar eylemi”ne katılanlar arasına dâhil edilip edilmemesi gerektiği konusunda bir tartışma vardır.[102] John Stoen, Jonestown’da Jim Jones’un kulübesinde zehirlenmiş halde bulunmuştur.[6]
Jim Jon (Kimo) ve annesi Carolyn Louise Moore Layton ise Jonestown olayları sırasında ölmüştür.[142]
Popüler kültür
İngiliz yazar Richard Dawkins’in 2003 yılında yayımlanan Bir Şeytan'ın Papazı (A Devil’s Chaplain) adlı eserinde Jim Jones şu sözlerle anlatılmaktadır:
“Peder Jones müritlerini bir araya toplamış ve onlara artık cennete doğru yola çıkmanın zamanı geldiğini bildirmiş. ‘Başka bir yerde,’ diye söz verdi ‘buluşacağız.’ Kelimeler kampın hoparlörlerinden dökülmeye devam ediyordu. ‘Ölümde büyük bir şeref var. Bu ölecek olan herkes için büyük bir gösteri.’
Jones’in mezhebi içinde ilk günlerde ‘seks yapmasına izin verilen tek insanın kendisinin olduğunu bildirdiği (muhtemelen partnerlerine de izin verilmişti)’ eğitimli sosyobiyologların dikkatinden kaçmamıştı. Jones’un ilişkilerini bir sekreter düzenleyecekti. Telefon açıp ‘Peder bunu yapmaktan nefret ediyor fakat bunu yapmak için çok zorlanıyor, siz lütfedip…’ diyecekti. Kurbanları sadece kadınlar değildi. Jones’un tarikatının hala San Francisco’da olduğu günlerde, 17 yaşındaki bir erkek müridi bu kirli hafta sonlarında, Papaz olduğu için Jones’a indirim yapılan bir otel odasına nasıl götürüldüğünü anlattı. Otel odası Jim Jones ve oğlu için kiralanıyordu. Aynı çocuk şöyle anlatıyor:
Gerçekten de ona karşı saygı, korku ve şaşkınlık hisleri taşıyordum. Bir babadan öteydi. Anne ve babamı onun için öldürebilirdim.
Muhterem Jim Jones hakkında dikkat çekici olan şey kendi kendine hizmet ettiren davranışından çok müritlerinin insanüstü ahmaklıklarıydı. Böylesi olağanüstü ahmaklıklar göz önüne alındığında, herhangi birisinin insan zihinlerinin zararlı enfeksiyonlar için tam kıvamında olduğuna kim şüphe edebilir?”
Jim Jones'u ve Halklar Tapınağı adlı kült hareketini popüler kültürde işleyen başlıca eserler şu şekildedir:
Belgeseller
Jonestown: Mystery of a Massacre [Jonestown: Bir Katliamın Gizemi] (1998)
Jonestown: The Life and Death of Peoples Temple [Jonestown: Halklar Tapınağının Yaşamı ve Ölümü] (2006)
Jonestown: Paradise Lost [Jonestown: Kaybedilen Cennet] (2007)
CNN Presents: Escape From Jonestown [CNN Sunar: Jonestown’dan Kaçış] (2008)
Seconds From Disaster [Faciadan Saniyeler], “Jonestown Cult Suicide” [Jonestown Kültünün İntiharı] adlı bölüm (2012)
Witness to Jonestown [Jonestown Tanıklığı] (2013)
Filmler
Guyana: Crime of the Century [Guyana: Yüzyılın Cinayeti] ya da diğer adıyla Guyana: Cult of the Damned [Guyana: Lanetlilerin Kültü] (1979) - kurgu film (burada “Muhterem James Johnson” rolünde karşımıza çıkmaktadır)
Guyana Tragedy: The Story of Jim Jones [Guyana Trajedisi: Jim Jones’un Hikâyesi] (1980) (Gerçek olaylara dayalı dram)
The Sacrament [Ayin] (2013)
The Veil (2016)
Müzik
Frank Zappa ve Pierre Boulez’in Boulez Conducts Zappa: The Perfect Stranger adlı CD’sindeki “Jonestown” adlı şarkı, bu katliamla ilgili akıllarda kalan enstrümantal bir bestedir.
Alman Heavy Metal Grubu Accept'in "koolaid" şarkısı bu katliam ile ilgili İngilizce dilinde yazılmış bir şarkıdır
Ayrıca Amerikalı Heavy Metal grubu Manowar'ın Guyana-Cult of the Damned şarkısı Jonestown katliamını konu almaktadır.
^Jones, Jim. "Transcript of Recovered FBI tape Q 1023"". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple - Jonestown Project: San Diego State University. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^Jones, Jim. "The Letter Killeth". Department of Religious Studies. San Diego State University. 3 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^Jones, Jim. "Transcript of Recovered FBI tape Q 622". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. Jonestown Project: San Diego State University. 13 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^abRobert Lindsay (26 Kasım 1978). "How Rev. Jim Jones Gained His Power Over Followers". New York Times,.
^Jones, Jim. "Transcript of Recovered FBI tape Q 799". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. Jonestown Project: San Diego State University. 3 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^Kilduff, Marshall; Phil Tracy. "Inside Peoples Temple". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. Jonestown Project: San Diego State University. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^Layton, Deborah (1999). Seductive Poison. Anchor Books. s. 105. ISBN0-385-48984-6.
^VanDeCarr, Paul (25 Kasım 2003). "Death of dreams: in November 1978, Harvey Milk's murder and the mass suicides at Jonestown nearly broke San Francisco's spirit". The Advocate.
^Kilduff, Marshall; Phil Tracy. "Inside Peoples Temple". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple - Jonestown Project: San Diego State University. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^Layton, Deborah (1999). Seductive Poison. Anchor Books. s. 113. ISBN0-385-48984-6.
^Hall, John R. (2004). Gone from the Promised Land, 2nd ed. with a new introduction. Transaction Publishers. s. 132. ISBN978-0-7658-0587-4.
^Jones, Jim. "Transcript of Recovered FBI tape Q 50". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. Jonestown Project: San Diego State University. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^Moore, Rebecca. "The Demographics of Jonestown". Jonestown Institute, San Diego State University. 11 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^"Jim Jon (Kimo) Prokes". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. San Diego State University. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^Liebert, Larry (20 Kasım 1978). "What Politicians Say Now About Jones". San Francisco Chronicle.
^"Affidavit of Deborah Layton Blakey". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. Jonestown Project: San Diego State University. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^"Who Died?". Alternative Considerations of Jonestown, San Diego State University. 5 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^Jim Jones. "Transcript of Recovered FBI tape Q 42". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. Jonestown Project: San Diego State University. 9 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^ab"Affidavit of Deborah Layton Blakey". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. Jonestown Project: San Diego State University. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^"Jonestown: Paradise Lost (Stephan Jones ile röportaj)". Discovery Channel. 2007.Eksik ya da boş |url= (yardım)
^Kenneth H. Mueller. "Autopsy of Jim Jones"(PDF). Jonestown Institute at SDSU. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi(PDF). Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^abWise, David Parker. "Sex in Peoples Temple". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. Jonestown Project: San Diego State University. 19 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^"FAQ: Who was the leader of Peoples Temple?". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. Jonestown Project: San Diego State University. 5 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^"Who Survived the Jonestown Tragedy?". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. San Diego State University. 5 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^"Janet Marie Tupper". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. San Diego State University. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^"Mary Elizabeth Tupper". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. San Diego State University. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^"Ruth Ann Tupper". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. San Diego State University. 8 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^"Larry Howard Tupper". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. San Diego State University. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^"Rita Jeanette Tupper". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. San Diego State Universit. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^Jones, Stephan. "Marceline/Mom". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. San Diego State University. 5 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^Stephen Stept (yapımcı, yönetmen, yazar) ( (9 Kasım 2008). "Witness to Jonestown". MSNBC Films.Eksik ya da boş |url= (yardım)KB1 bakım: Birden fazla ad: yazar listesi (link)
^"Forrest Ray Jones". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. San Diego State University. 8 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^"Billy Jones". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. San Diego State University. 5 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^"Jimbo Jones". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. San Diego State University. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^"Michael Ray Jones". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. San Diego State University. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^"Stephanie Jones". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. San Diego State University. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^"Lew Eric Jones". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. San Diego State University. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^"Terry Carter Jones". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. San Diego State University. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^"Chaeoke Warren Jones". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. San Diego State University. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^"Who Has Died Since 18 November 1978?". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. San Diego State University. 13 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^Smith, Gary (24 Aralık 2007). "Escape From Jonestown". Sports Illustrated. CNN.com. 12 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.
^"Carolyn Louise Moore Layton". Alternative Considerations of Jonestown and Peoples Temple. San Diego State University. 5 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2016.