Henri de Toulouse-Lautrec (24 Kasım 1864, Albi - 9 Eylül 1901), Fransız ressam.
Onun dönemine kadar ikinci sınıf olarak görülmekte olan afişin bir sanat olarak değer kazanmasını sağlamış sanatçıdır. Köklü bir Fransız aileye mensup olmasına rağmen yaşamını aristokratların arasında değil, aristokratların hor gördüğü kenar mahallelerdeki eğlence hayatının içinde yaşadı. Özellikle Moulin Rouge pavyonunu anlatan resimleriyle büyük üne kavuştu. 36 yaşında ölen ressam, çok kısa ömründe çok sayıda eser üretti ve Van Gogh gibi ressamlarla birlikte Art izlenimcilik akımının en tanınmış ressamlarından birisi oldu. Tabloları günümüzde dünyanın belli başlı müzelerinde ve galerilerinde sergilenir.
Yaşamı
24 Kasım 1864'te Fransa'nın güneyindeki Albi kasabasında dünyaya geldi. Babası Kont Alphonse de Toulouse-Lautrec, annesi Kontes Adele de Toulouse-Lautre'dir. Anne ve babası kardeş çocukları olan Henri, akraba evliği nedeniyle ne olduğu saptanamayan genetik bir hastalıkla dünyaya gelmişti.
Birkaç yıl sonra doğan kardeşi Richard, 1868'de bir yaşındayken öldü ve anne-babası bu olaydan sonra ayrıldı. Sekiz yaşındaki Henri, 1868 yılında annesi ile birlikte Paris'e taşındı. Fontanes Lisesi'nde öğrenim gördüğü sırada resim merakı başladı.[1] Ders kitaplarının üstüne çizdiği karikatürlerle büyük resim yeteneği ortaya çıktı. İlk resim derslerini hayvan ressamı René Princeteau'dan aldı.
Toulouse-Lautrec 13 yaşında sağ kalça uyluk kemiğini ve 14 yaşında sol kalça kemiğini kırdı.[1][4] Kırıklar düzgün şekilde iyileşmedi. Modern hekimler bunu bilinmeyen bir genetik bozukluk, muhtemelen Pycnodysostosis (bazen Toulouse-Lautrec Sendromu da denir)[5][6] veya osteopetroz, akondroplazi veya Osteogenesis imperfecta benzer tür bozukluk ile ilişkilendirir.[7] Toulouse-Lautrec'in bacaklarının boyu 1,52 m veya 5 ft 0 in olduğunda büyümesi durdu.[8] Bacakları çocukluk yaşındaki kadar vücudu ise yetişkin büyüklüğü kadardı.[9]
Annesiyle birlikte Albi'ye döndüler ve okul yaşamı sona erdi. Özel bakım altında yaşamaya ve özel derslerle eğitimini sürdürmeye başladı. Kırılgan kemikleri ve asimetrik vücut yapısı nedeniyle babası ondan uzaklaşırken, annesi resme yönelmesi için ona destek oldu.
Fiziksel acılarla dolu bir gençlik dönemi geçirdi. Amcasının da teşviki ile resimle daha fazla ilgilendi. Gerçekleştiremediği fiziksel etkinliklerinin yerine resmi koyarak genç yaşında farklı tekniklerde binlerce eser üretti. Ressam olma kararını vermesi üzerine annesi ile birlikte Paris'e taşındılar.
Paris
Bir yıl Princetau'nun stüdyosunda çalıştı ve pek çok ressamla tanıştı.
Nice, Fransa'da kaldığı süre boyunca, resim ve çizimdeki ilerlemesi, Toulouse-Lautrec'in ailesini Paris'e dönmesine ve portre ressamı Léon Bonnat‘dan eğitim almasına izin vermeye ikna eden Princeteau'yu etkiledi. 1882'de Paris'e döndü.[11]
Toulouse-Lautrec'in annesi çok hırslıydı ve oğlunun modaya uygun ve saygın bir ressam olması amacıyla, ailesinin nüfuzunu kullanarak oğlunun Bonnat'ın stüdyosuna girmesini sağladı.[2] Toulouse-Lautrec, Paris'in bohem yaşam tarzı ve sanatçıların, yazarların ve filozofların uğrak yeri olan Montmartre bölgesine çekildi. Bonnat ile çalışmak, Toulouse-Lautrec'i sonraki 20 yılda nadiren terk ettiği Montmartre bölgesinin ortasına yerleştirdi.
Bonnat yeni bir işe girdikten sonra Toulouse-Lautrec, 1882'de Fernand Cormon stüdyosuna taşındı ve beş yıl daha çalıştı ve hayatının geri kalanında görüşeceği arkadaş grubunu kurdu. Bu sırada Émile Bernard ve Vincent van Gogh ile tanıştı. Eğitimi Bonnat'ınkinden daha rahat olan Cormon, öğrencilerinin resim yapacak konular arayarak Paris'i dolaşmasına izin verdi. Bu dönemde, Toulouse-Lautrec ilk defa bir fahişeyle ilk karşılaştı ve bu ise onun Montmartre'da Marie-Charlet olduğu söylenen fahişenin ilk resmini yapmasına yol açtı.[2]
1882’den itibaren Paris Akademisi öğretmenlerinden Léon Bonnat’ın atölyesinde çalışmalarını sürdürmeye başladı, bir yandan da Fernand Cormon’un stüdyosuna devam etti. Cormon’un atölyesinde Émile Bernard ve Vincent Van Gogh'la tanışması, izlenimciliğe tepki olarak doğan post-emperyonizme yaklaşmasının ön ünü açtı.[12]
Serbest çalışmaya karar vererek atölyeden ayrılan Lautrec, sanatçı mahallesi Montmartre’a yerleşti. Günlerini resim yaparak ve içki içererek geçirdi. 1884 yılında kabare sahibi Bruant Lautrec’ten illüstrasyonlar yapmasını istemiş ve çalışmalarını kabarede sergilemeye izin vermişti. Lautrec bu sayede Montmartre’da kısa sürede adını duyurdu.
İlk kariyeri
1885'te Toulouse-Lautrec, çalışmalarını Aristide Bruant'ın Mirliton kabaresinde sergilemeye başladı.[13]
1887'de eğitimini tamamladıktan sonra, "Lautrec" soyadının Verlan olan "Tréclau" takma adını kullanarak Toulouse'da bir sergiye katıldı. Daha sonra Van Gogh ve Louis Anquetin ile birlikte Paris'te sergiledi.[2]
1885'te Toulouse-Lautrec Suzanne Valadon ile tanıştı. Onun birkaç portresini yaptı ve bir sanatçı olarak onu heveslendirdi. Sevgili olduklarına ve Valadon'un onunla evlenmek istediğine inanılır. İlişkileri sona erince Valadon 1888'de intihara teşebbüs etti.[14]
Ün kazanışı
1888'de Belçikalı eleştirmen Octave Maus onu Şubat ayında Brüksel'de düzenlenen Vingt ('Yirmiler') sergisinde on bir eser sunmaya davet etti.
Theo van Gogh, the artist's brother, bought Poudre de Riz (Rice Powder) for 150 francs for the Goupil & Cie gallery.
1889'dan 1894'e kadar Toulouse-Lautrec düzenli olarak Salon des Indépendants'a katıldı. Montmartre'ın birçok manzarasını yaptı.[2] Montmartre'ın derinliklerine, Mösyö Pere Foret'in bahçesine gizlenmiş olan Toulouse-Lautrec, Çamaşırcı (1888) tablosunda da görünen aynı kızıl saçlı model olan Carmen Gaudin'in birçok hoş en plein air resmini yaptı.
1890'da Brüksel'deki XX sergisinin ziyafeti sırasında, Van Gogh'un eserlerini eleştiren ressam Henri de Groux ile düelloya çağırdı. Paul Signac ayrıca Lautrec öldürülürse Van Gogh'un onuru için savaşmaya devam edeceğini açıkladı. De Groux, saygısızlık için özür dileyip gruptan ayrıldı ve düello yapılmadı.[15][16]
Toulouse-Lautrec, 1890'ların ortalarında Le Rire dergisine birkaç illüstrasyonla katkıda bulundu.[17]
Kadınlarla etkileşimler
Artan alkolizm’e ek olarak, Toulouse-Lautrec fahişeleri de ziyaret ediyordu.[18] Onların yaşam tarzlarından ve "kentli alt sınıf" yaşam tarzlarından büyülenmişti ve bu karakterleri resimlerine dahil etmişti.[19] Ressam arkadaşı Édouard Vuillard daha sonra, Toulouse-Lautrec'in fahişelerle seks yapmasına rağmen, "davranışlarının gerçek nedenlerinin ahlaki nedenler olduğunu" söyledi... Lautrec, fiziksel bir ucube, grotesk görünümüyle kendi türünden kopmuş bir aristokrat olarak kaderine boyun eğmeyecek kadar gururluydu. Durumu ile fahişenin ahlaki yoksulluğu arasında bir yakınlık buldu."[20]
Genelevlerdeki kızlar Toulouse-Lautrec'e ilham verdi. Mireille adında bir favorisinin olduğu Rue d'Amboise'daki birini sık sık ziyaret ederdi.[21] Bu kadınların hayatından esinlenerek yaklaşık yüz çizim ve elli tablo yarattı. 1892 ve 1893'te Le Lit adlı öpüşen iki kadın dizisini oluşturdu. 1894'te stüdyosunda hafızasından Salón de la Rue des Moulins resmini yaptı.[21]
"Model her zaman doldurulmuş bir oyuncak bebektir, ama bu kadınlar yaşıyor. Benim için oturmaları için onlara yüz sous ödemeye cesaret edemem ve buna değip değmeyeceklerini tanrı bilir. Hayvan gibi kanepelere uzanıyorlar, hiçbir talepte bulunmuyorlar ve zerre kadar kibirli değiller.” dedi. "Kendi boyumda kızlar buldum! Başka hiçbir yerde kendimi bu kadar evimde hissetmiyorum" diyerek bayanlar tarafından çok beğenildi.[21]
Sanatçı en çok izlenimci ressam Edgar Degas'dan ve Japon resim sanatından etkilendi.[22]
Moulin Rouge
Moulin Rougekaberesi 1889'da açıldığında,[13] Toulouse-Lautrec afiş yapmakla görevlendirildi. Annesi Paris'ten ayrılmıştı ve ailesinden düzenli bir geliri olmasına rağmen posterler yaparak geçimini sağlıyordu. Diğer sanatçılar esere tepeden baktı ama Toulouse-Lautrec onları görmezden geldi.[23] Kabare onun için bir koltuk ayırdı ve resimlerini sergiledi.[24] Moulin Rouge ve diğer Paris gece kulüpleri için yaptığı eserler arasında şarkıcı Yvette Guilbert, Fransız Can-can'ı yaratan La Goulue (Obur) olarak bilinen dansçı Louise Weber ve çok daha hoş olan dansçı Jane Avril’in tasvirleri vardır.
Üne kavuşturan asıl eseri, Paris’in ünlü pavyonu Moulin Rouge'u anlatan 1891 tarihli afiş çalışması oldu. Klasik anlayışın dışına çıkarak poster çalışan Lautrec, reklam amaçlı çalışmalara sanatsal bir dil kazandırdı. Afişlerinde daha çok dönemin ünlü kabare şarkıcılarını ve dansçılarını resmetti.
Sanatçının kendisi Paris’in tüm ünlü pavyonlarının ve kabarelerinin düzenli müşterisi idi ve kentin varoşlarını, fahişelerini, dansçılarının tablolarının ana konusu yaptı. Resimleri dansçı ve fahişeleri konu aldığı için sık sık muhafazakâr kesimlerce eleştirildi.[1] Babası, genelev çalışanlarını resmettiği için kendisini evlatlıktan kovdu.[12] Bu olaydan sonra kendisini tamamen bohem yaşama teslim etti; alkol ve eğlence tutkusundan hiç vazgeçmedi, kısa süreli ilişkiler yaşadı.
Londra
Toulouse-Lautrec'in ailesi İngilizseverdi,[25] ve şikayet ettiği kadar akıcı olmasa da yeterince iyi İngilizce konuşuyordu.[23]
J. & E. Bella şirketince kağıt konfetilerin (1892 Mardi Gras sonrasında alçı konfeti yasaklandı)[26][27] reklamı için poster ve La Chaîne Simpsonın bisiklet reklamını yapacak posterleri yapması için görevlendirildiği Londra'ya gitti.[28]
Londra'dayken Oscar Wilde ile tanıştı ve arkadaş oldu.[23] Wilde Britanya'da hapsedildiğinde, Toulouse-Lautrec onun sesli destekçisi oldu ve Wilde'ın yargılandığı yıl Oscar Wilde'ın portresi çizildi.[23][29]
Alkolizm
Toulouse-Lautrec'in alkolü kötüye kullanmasına sebep olabilen kısa boyu ve fiziksel görünümü nedeniyle alay edildi.[30]
Başlangıçta yalnızca bira ve şarap içiyordu, ama zevkleri likör'e yani absent'e kadar arttı.[18] "Deprem Kokteyli" (Tremblement de Terre), Toulouse-Lautrec'e atfedilir: bir şarap kadehinde yarı pelin ve yarı konyak içeren güçlü bir karışımdır.[31] Bacaklarının gelişmemiş olması nedeniyle alkolsüz kalmamak için içini oyduğu ve içi likörle dolu tuttuğu bir baston yardımıyla yürüyordu.[23][32]
Yemek pişirme becerileri
İyi ve misafirperver bir aşçı olan Toulouse-Lautrec, arkadaşı ve satıcısı Maurice Joyant tarafından ölümünden sonra "L'Art de la Cuisine" adıyla yayınlanan - bazıları orijinal, bazıları uyarlanmış - favori tariflerden oluşan bir koleksiyon oluşturdu.[33] Kitap, 1966'da İngilizce çevirisiyle The Art of Cuisine[34] -onun yaratıcı (ve geniş kapsamlı) yemek pişirme sanatına bir övgü olarak yeniden yayınlandı.
1891'de ilk taşbaskılarını üreten sanatçı, 1893'te ilk kişisel sergisini açtı. 1894–1897 yılları arasında Avrupa'yı dolaştı, birçok sergi açtı.
Ölümü
Annesinin 1899'da Paris'ten ayrılması, onu ağır bir bunalıma soktu.[22]
Şubat 1899'da Toulouse-Lautrec'in alkolizm bedelini ödemeye başladı ve yorgunluktan yere yığıldı. Ailesi, onu üç ay boyunca Neuilly-sur-Seine'de bir sanatoryum olan Folie Saint-James'e yerleştirdi.[35]
Senatoryumda tedavi gördüğü dönemde aklında kalan sirk ve at yarışı görüntülerini resmetti. Senataryumdayken 39 sirk portresi çizdi.
Serbest bırakıldıktan sonra Paris stüdyosuna döndü ve Fransa'yı dolaştı.[36] Alkolizm ve frengi nedeniyle fiziksel ve zihinsel sağlığı bozulmaya başladı.[37]
1901'de Paris'ten ayrılıp annesinin yanına döndü.
9 Eylül 1901 Pazartesi günü, 36 yaşında, annesinin Saint-André-du-Bois'daki malikanesi Château Malromé'de alkolizm ve frenginin neden olduğu komplikasyonlardan öldü. Malikaneye birkaç kilometre uzaklıktaki Cimetière de Verdelais, Gironde'ye gömüldü.[37][38] Bildirildiğine göre son sözleri "Le vieux con!" ("Yaşlı aptal!") ile babasına veda etti.[23]
Toulouse-Lautrec'in ölümünden sonra annesi Adèle Kontes de Toulouse-Lautrec-Monfa ve sanat simsarı Maurice Joyant, sanat eserlerini tanıtmaya devam etti. Annesi, eserlerini sergilemek için doğum yeri olan Albi'de kurulacak müzeye fon sağladı. Bu, Musée Toulouse-Lautrec, eserlerinin en kapsamlı koleksiyonuna sahiptir.
^Henri de Toulouse-Lautrec (1896). "La Chaîne Simpson". San Diego Museum of Art. 11 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Mart 2013.
^Grigson, J. Jane Grigson's Vegetable Book (1984), p. 422.
^Clair, Jean, (Ed.) (2004). The Great Parade: Portrait of the Artist as Clown. Galeries nationales du Grand Palais (France), National Gallery of Canada. Yale University Press. s. 170. ISBN978-0-300-10375-5.
^Bennett, Lennie (16 Kasım 2003). "More than art's poster boy". St. Petersburg, Florida: sptimes.com. 22 Kasım 2003 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Mart 2015.