Ekolojik vergi veya ekolojik vergilendirme, çevreyi ve doğal kaynakları korumayı ve aşırı tüketimi önlemeyi hedefleyen bir vergilendirme biçimidir.[1] Kavram İngilizce literatürde ekoloji (ecology) ve vergi (tax) sözcüklerinin birleşiminden oluşan ecotax ile ifade edilmektedir.
Her vergi sistemi gibi, ekolojik vergiler de tüketicilerin "seçimleri" ni doğrudan ve/veya dolaylı olarak etkiler.[2] Dolayısıyla çevre vergilendirmesi, çevre üzerinde etkisi olan ürün ya da hizmetleri olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilecektir.
Ekolojik vergilendirme konusunda başvurulabilecek vergisel araçlar genel olarak iki şekilde ortaya çıkar:
- vergi teşvikleri: belirli davranışları değiştirmeyi amaçlama (çevre ve enerji alanında yapılması istenen faaliyetler için getirilen vergi muafiyeti, istisnası ya da indirimi gibi)[1]
- vergi yükümlülükleri getirme (örneğin ecotax): kirleten öder ilkesine göre çevreye zararlı ürünlerin, faaliyetlerin veya yatırımların daha yüksek oranda vergilendirilmesi .
Tarihçe
Çevresel yönetişim fikrine ve sürdürülebilir kalkınmaya paralel olarak, ekolojik vergilendirme fikri 20. yüzyılın sonlarında ortaya çıktı. Bu dönem, biyosfer kirliliği ve kaynakların aşırı sömürülmesine bağlı küresel bir ekolojik krizin yaşandığı dönemdir. Bu dönemde çevreyi koruma ve iyileştirme talepleri özellikle 1992 Rio Dünya Zirvesi'nde görüşülmüştür.
İskandinav ülkeleri ise bu tarihten daha önce, ekolojik vergilerle ilgili çalışmalara başlamışlardır. Finlandiya 1990 yılında karbon vergisini kabul edip uygulamaya başlayarak, bu vergiyi kabul eden ilk ülke olmuştur. Finlandiyayı Norveç ve İsveç, 1991 yılında kabul ettikleri karbon vergisi ile takip ettiler.[3]
1991 yılında, Rio'dan kısa bir süre önce, D. Pearce, özellikle fosil yakıtlar alanında hem çevre korumasını hem de ekonomik aktiviteyi teşvik edecek bir çevresel vergilendirme yöntemi olarak "çifte kazanç " hipotezini ortaya attı. Bu yöntem özellikle sera etkisi ve fosil yakıtlar konusuna ağırlık vermektedir.
Ekolojik Vergi Türleri[4]
Emisyon vergilerinde çevreye bırakılan atık maddeler miktar ve içeriği baz alınarak bir vergi matrahı hesabı yapılmaktadır. En yaygın ekolojik vergi türüdür. Literatürde "karbon vergileri (CO2)" olarak da adlandırılmaktadır.
Ürün Temelli Vergiler
Üretiminde ya da tüketiminde çevreye zararlı etkiler bırakan maddelere uygulanan vergilerdir. Poşet vergisi bu vergi türünün en bilinen örneğidir.
Kullanım Temelli Vergiler
Çevre temizliği ve korunması ile ilgili hizmetten yararlanma karşılığında,ödenen vergilerdir. Belediyeler tarafından tarh ve tahsil edilen çevre temizlik vergisi bunun en bilinen örneğidir.
Vergisel Farklılaştırmalar
Yeni bir vergi koymak yerine mevcut vergilerde çevresel etkilerin göz önünde bulundurulmasıyla farklı uygulamalar oluşturulmasıdır. Örneğin çevreye zararlı etkisi olan ürünlerin daha yüksek oranda KDV ve ÖTV'ye tabi tutulması bu uygulamanın örnekleridir.
Vergisel Avantajlar Sağlanması
Bu durum vergi teşvikleri olarak da nitelendirilir. Çevreye olumlu etkisi olabilecek faaliyetlerin vergi dışı bırakılması yoluyla teşvik edilmesi bunun örneklerindendir.
Türkiye'de Uygulanan Ekolojik Vergiler
Çevre Temizlik Vergisi
Türkiye'de uygulanan ekolojik vergilerin başında belediyeler çevre temizlik vergisi gelmektedir. Belediye sınırları içinde bulunan ve belediyelerin yürütmekte olduğu çevre temizlik hizmetlerinden yararlanan konut, iş yeri ve diğer binalar çevre temizlik vergisine tabidir.Verginin mükellefi, bu binaları kullananlar olup söz konusu mükellefiyet binanın kullanımı ile başlamaktadır. Konutlara ait çevre temizlik vergisi, su tüketim miktarı esas alınarak tüketilen metreküp başına hesaplanır.[5] İşyerleri ve diğer şekilde kullanılan binalara ait çevre temizlik vergisi ise, kanunda belirlenmiş tarifeye göre alınır.
Geri Kazanım Katılım Payı
Uygulamada poşet vergisi olarak da adlandırılan bu vergi türü, çevrenin korunması amacıyla Çevre Kanunu ek madde 11 ile getirilmiştir. Buna göre, yurt içinde piyasaya arz edilen poşetler için satış noktalarından, kanuna ekli listede belirtilen tutarda geri kazanım katılım payı tahsil edilir.
Kaynakça