Deneysel psikoloji, psikolojiyedoğa bilimleri gözlüğüyle bakar ve onu bilimsel yöntem yardımıyla anlamaya çalışır. Deneysel psikolojinin odaklandığı konular davranışı belirleyen süreçler ve zihinsel yaşamın doğasıdır. Bu dal, psikolojik bilgi birikimini günlük yaşamda karşılaşılan sorunları çözmekte kullanan uygulamalı psikoloji ve zihinsel hastalıklarıterapi yoluyla ortadan kaldırmayı amaçlayan klinik psikolojiden ayrılır.
Deneysel psikolojinin geçmişi 11. yüzyıla dayanmaktadır. İbn-i Heysem 1021'de yazdığı Optiğin Kitabı adlı yapıtta görsel algı ve yanılsamaları deneysel bir yaklaşımla incelemiş[1] ve Ebu Reyhan Biruni tepki zamanı kavramını bulgulamıştır.[2] Ne var ki, deneysel psikolojinin çağdaş bir akademik dal durumuna gelmesi Wilhelm Wundt'un matematiksel ve deneysel yaklaşımına ve dünya üzerindeki ilk psikoloji laboratuvarını kurmasıyla gerçekleşmiştir.[1] İlk deneysel psikologlardan Hermann Ebbinghaus ve Edward Titchener çalışmalarında içgözlem yöntemini de kullanmışlardır.
20. yüzyıl
Davranışçılık yirminci yüzyılın ilk yarısında psikolojinin baskın örnekçelerinden biri olmuştur. Bu, zihinsel görüngelerin deneysel psikolojideki önemini azaltmıştır. Bu durum Avrupa için çok geçerli değildir. Bunun nedeni, düşünme, bellek ve ilgi konularına eğilen Sir Frederic Bartlett, Kenneth Craik, W. E. Hick ve Donald Broadbent gibi psikologların Avrupa psikolojisini etkilemiş olmasıdır. Bu durum, bilişsel psikolojinin hızlı gelişimine de altyapı hazırlamıştır.
"Deneysel psikoloji" yirminci yüzyılın ikinci yarısında boyut değiştirmiş ve birçok alt dala ayrılmıştır. Deneysel psikologlar araştırmalarında çok sayıda farklı yöntem kullanırlar ve bilim felsefesinin deneyin ayrıcalıklı prestiji üzerindeki etkilerini göz önüne alarak belirli bir yönteme saplanıp kalmazlar. Deneysel yöntemin günümüzdeki kullanım alanları daha önce deneysel psikolojinin parçası olmayan gelişimsel ve toplumsal psikolojidir. Terim, prestij sahibi bilimsel dergilerde ve kimi üniversitelerin psikoloji derslerinde kullanılmaktadır.
Yöntemler dizgesi
Deneyler
İnsan davranışı ve zihinsel süreçlerin karmaşıklığı, bu olguların yorumlanmasına yardımcı değişkenler ve konu oldukları bilinçdışı süreçler deneysel psikolojinin tutarlı bir yöntemler dizgesine sahip olmasını zorunlu kılmaktadır.
Yasal ve ahlaksal sorunlar nedeniyle deneysel psikologlar hayvanlar üzerinde araştırma yaparlar. Deneyler ile değişik çevre koşullarının davranışı nasıl etkilediği araştırmalar ile bulunmaya çalışılır. Deneysel psikoloji deyince günümüz psikologlarının aklına, hayvan davranışları üzerinde yapılan çalışmalar gelir.[3]
Diğer yöntemler
Olay incelemesi, ilintisel ve doğal gözlemin de içinde bulunduğu diğer araştırma yöntemlerinin de kullanıldığı deneysel psikoloji, bilgi birikimine en yüksek değeri atfeder. Kimi deneysel psikologlar bu durumu daha da ileriye taşımış ve deney dışındaki diğer tüm araştırma yöntemlerine kuşkuyla bakmışlardır. Daha özel anlamda, olay incelemesi ve görüşme yöntemleri klinik psikolojide kullanıldıkları için deneysel psikologlar tarafından pek önemsenmezler[kaynak belirtilmeli].
Deneysel çalışmalar sürecinde, insan psikolojisi göz önüne alınmalı ve insan hayatının etik değeri korunmalıdır.
Eleştiriler
Eleştirel ve postmodernist psikologlar insan doğasının içinde yaşadığı çevreye ayrılmaz bir biçimde bağlı olduğuna inanmakta ve deneysel psikologların insan doğasını kültürel, ekonomik ve tarihsel bakış açısını yadsıyarak anlamaya çalıştıklarını öne sürmektedirler. Deneysel psikolojiye kuşkuyla bakan kişiler bu dalın, çevresel etmenlerin insanın zihinsel süreçlerini ve davranışını etkileyen değişkenler olarak tanımlamadıklarını vurgulamaktadırlar. Bu durumun deneysel psikologların insan doğasını eksik anlatmasına yol açtığı iddiası da dile getirilmektedir.