Ida adı verilen bu taşıl, 1983 yılında[4]Almanya, Frankfurt'un 35 km güneydoğusunda Messel Çukuru'nda keşfedildi. Kazıdan sonra levha ve kısmi ters levha olmak üzere ikiye ayrılan ve ayrı satılan taşıl, 2007 yılına kadar yeniden birleştirilemedi. Genç bir dişiye ait bu taşıl, 58 santimetre toplam uzunluğa, 24 santimetre kafa-vücut uzunluğuna sahipti.[5]
2009'da cinsin bilimsel adı için, Charles Darwin'in doğumunun ikiyüzüncü yıldönümü anısına Darwinius adı seçildi.[5][6]
Taksonomi
Franzen vd. (2009), Darwinius cinsini Notharctidae familyasının Cercamoniinae alt familyasına, erken primatların soyu tükenmiş alt takımı Adapiformes'e yerleştirir.[5]
Darwinius masillae, Europolemur koenigswaldi ve Europolemur kelleri'ye ek olarak cercamoniine adapiformlara ait Messel yöresinde keşfedilen üçüncü primat türüdür. Darwinius masillae, Godinotia neglecta ile benzerdir, ancak doğrudan akraba değildir.
Adapiformlar, yalnızca fosil kayıtlarından bilinen erken primatlardır ve monofiletik mi yoksa parafiletik bir grup mu oluşturdukları belirsizdir. Genellikle Strepsirrhini (nemli burunlu primatlar) altında gruplanırlar -makiler, ay-aylar ve lorisoidler de dahil olmak üzere- ve bu nedenle cadı makileri ve simiyenleri (maymunlar) içeren Haplorrhini'nin (kuru burunlu primatlar) atası olmazlar.[7] Simiyenler genellikle "antropoid" olarak adlandırılır: Bu terim kafa karıştırıcı olsa da, makâle ve ilgili tanıtım materyalleri bu ismi kullanır. Simiyenler, insanın da içinde bulunduğu maymunları içerir.[8]
Philip D. Gingerich, yedi primat üst familyasınım, Adapoidea ve Tarsioidea'nın konumuna bağlı olarak Haplorhini ve Strepsirrhini'ye karşı olarak Anthropoidea ve Prosimiyen alttakımlarının daha yüksek sınıflandırma gruplarında yaygın olarak ilişkili olduğunu belirtir. Diğer adapoidlerle grupladığı Darwinius'tan maymunlarım evrimleştiği bir soyoluş ortaya koyar. Adapoidea'nın Tarsioidea ile birlikte kuru burunlu primatlar alt takımının erken çeşitlenmesini temsil ettiğini ve nemli burunlu primatların doğrudan en erken primatlardan ayrıldığını gösterir.[9] Revealing the Link web sitesi bu taksonomik gruplandırmayı kullanır ve Darwinius'un, maymunlar ve önmaymunların (makiler, lorisiler ve cadı makiler) ayrışmasından hemen önce yaşamış erken bir primat grubundan olduğunu belirtir.[10]
Stony Brook Üniversitesi'nden Erik Seiffert ve meslektaşları, Darwinius'un nemli burunlu primat olduğunu ve maymunların evrimindeki "kayıp halka" olmadığını savunuyorlar.[11] 117 soyu tükenmiş ve çağdaş primatta 360 biçimsel özelliğin filogenetik çözümlenmesi, Darwinius'u, yeni keşfedilen 37 milyon yıllık Mısır primatı Afradapis ile birlikte soyu tükenmiş bir nemli burunlu primat grubuna yerleştiriyor. Seiffert, kuru burunlu primatlarla yakın bir ilişki gösteriyor gibi görünen özelliklerin yakınsak evrimden kaynaklandığına inanıyor.[12] Ayrıca "Darwinius tanımını çevreleyen PR aldatmacasının çok kafa karıştırıcı olduğunu" söylemiştir.[13]
Moleküler genetik çalışmalara göre önmaymunlar birbirleriyle yakından akraba değildir. Önmaymun olarak sınıflandırılan cadı makiler, daha çok maymunlarla akrabadırlar[14] ve kuru burunlu primatlar alt takımında sınıflandırılırlar. Bu, Darwinius'un tüm primatların son ortak atası olmasının olanaksız olduğunu gösterse de önmaymunlar arası ilişki hâla tartışılmaktadır.[15]Darwinius, güncel olarak nemli burunlu primatlarla birlikte, bir adapiform olarak sınıflandırılır. Kendisinden önce yaşamış omomyidler kuru burunlu primatların olası atalarıdır. Nemli burunlu primatlarla kuru burunlu primatların son ortak atasının en az 58 milyon yıl önce yaşadığı düşünülüyor (moleküler genetik çalışmalara göre, bkz. Primatların kökeni ve evrimi).[16]
Tip örneği
Tip örneğinin sadece sol arka bacağı eksiktir. Taşıl örneği, adını (Ida), Norveçlipaleontolog Jørn Hurum'un kızından almıştır.[6][17] Kemiklere ek olarak, Ida'nın yumuşak dokusunun kalıntıları ve kürk yapısı, meyve ve yaprak kalıntıları ile birlikte mevcuttur. Hayvan yaklaşık 58 santimetre, kabaca uzun kuyruku bir kedi boyutundaydı.
Taşılın maki benzeri iskeleti, pençe yerine karşılıklı başparmak ve tırnaklarla ellerinin kavrama özelliğine sahip olduğu açıktır. Bunlar, Ida için tırmanmak ve meyve toplamak için yararlı olan "duyarlı bir tutuş" sağlardı. Ida'nın ayrıca esnek kolları ve oranla kısa bacakları vardır.[18] Taşılda, çağdaş makilerde bulunan iki yapısal özellik eksiktir: ayaktaki tırnaklar ve alt çenede kaynaşmış bir diş sırası ve bir diş peteği.[19]
Keşif
Taşılın ilk kez gün yüzüne çıkarılmasıyla ilgili olaylar, bazı gerçekler bilinmesine karşın net değildir. Şaşırtıcı taşıl koruması ile dikkat çeken, kullanılmayan bir şeylocağı, Almanya, Frankfurt'un güneydoğusundaki Messel köyünün 35 kilometre (22 mi) uzağında, 1983 yılında Messel ocağında bulundu. Taşıl, bir levha ve kısmi karşı levha olarak geldi ve Messel taşıllarını korumak için gerekli aktarma tekniği kullanılarak, her bir levhanın reçine ile kaplanmasıyla, ustalıkla hazırlandı. Bir noktada levha ve karşı levha ayrı yollara gitti. Tezgah levhası, eksiksiz bir örneği temsil etmek için üretilen parçaların bir kompozitine dahil edildi ve 1991'de özel bir Wyoming müzesine ulaştı. İsviçre, Basel Doğa Tarihi Müzesi'nden Jens Franzen tarafından yapılan çözümleme, bu levhanın karışık gerçek ve sahte doğasını ortaya çıkardı.[20] İki levhanın karşılaştırılması, sahtekarın tüm taşıla erişimi olduğunu gösterir.
Yayın
Çalışmalar sürerken, bir kitap için ve çeşitli yayıncılarla belgesel programları için görüşmeler yapıldı ve hepsi projenin gizli kalmasını kabul etti. 2008 yazında The History Channel ile başka bir belgeselden daha çok para ödediği bildirilen bir anlaşma yapıldı.[21] Ekip, bulgularını Public Library of Science'ın açık erişimli bir dergisi olan PLoS ONE'da çevrimiçi olarak yayınlamaya karar verdi. Yayınlanmak üzere makale 19 Mart 2009'da PLoS ONE tarafından alındı ve 12 Mayıs 2009'da kabul edildi.[5]
15 Mayıs'ta The Wall Street Journal, Gingerich ve Tim White ile yapılan röportajların yer aldığı bir rapor yayınladı ve "Maki savunucuları sevinecek, ancak daha sert savunucuları bunalmış olacak" uyarısında bulundu.[22] Hemen hemen aynı zamanda "Dünyaca Ünlü Bilim Adamları Her Şeyi Değiştirecek Devrim Niteliğinde Bilimsel Bir Bulgu Ortaya Çıkarıyor" başlıklı bir basın açıklaması, bulgunun "son zamanların en önemli bilimsel keşfi olarak övüldüğünü" duyurdu.[23][24]
Tanıtım ve medya kapsamı
Daha önce blogosferinin onun çalışmalarını nasıl kaptığını deneyimlemiş ve Çin'deki dinozor buluntularının blog yazılarındaki kötü erken açıklamaların nesnesi olduğunu görmüş olan Jørn Hurum, birleşik bir bilimsel ve halka açık etkinlikte taşılın tanıtımın8 düzenlemeye karar verdi. Svalbard'dan dev bir pliyozor olan Predator X ile ilgili bir programda Hurum ile işbirliği yapan Atlantic Productions, "öyküyü kitlelere, özellikle de ortalama bir insana seslenecek biçimde doğrudan ulaştırmak için çocuklar projeye dahil edildi" dedi.[25] Taşıl hakkındaki basın toplantısı ve bildiriye, bir web sitesinin[26] yayınlanmasıyla birlikte, kitapçılara dağıtılmış olan bir kitabın yayınlanması, (Colin Tudge The Link)[27] ve duyurusu eşlik etti. Birleşik Krallık'ta Atlantic Productions'daki Tim Walker tarafından yönetilen ve Lucie Ridout tarafından yapılan bir belgesel (Uncovering Our Early Ancestor: The Link), altı gün sonra History Channel (ABD), BBC One (İngiltere) ve[21]Almanya ile Norveç'teki çeşitli istasyonlarda gösterildi. Daily News, "taşılın ortaya çıkarılması, bilimsel keşifler için alışılmadık bir şekilde planlanmış bir tanıtım kampanyasının parçası olarak geldi" dedi.[28]
Televizyon belgeseli
Ida ile ilgili aşağıdaki televizyon belgeseli yayınlandı. ABD versiyonu DVD'de mevcuttur.[29]
Uncovering Our Early Ancestor: The Link, BBC, Birleşik Krallık, 26 Mayıs 2009'da yayınlandı.
The Link, History Channel, ABD, 25 Mayıs 2009'da yayınlanmıştır.
Terra X: Die geheime Entdeckung, çok sayıda Alman TV kanalında defalarca yayınlanmış, en son 14 Mart 2013 tarihinde ZDF Neo'da yayımlanmıştır.
^Mertz, D. F., Renne, P. R. (2005): A numerical age for the Messel fossil deposit (UNESCO World Heritage Site) derived from 40Ar/39Ar dating on a basaltic rock fragment. Courier Forschungsinstitut Senckenberg no 255: pp 7–75.