Çiğneyici bitlerkonakçıların tüyleri ya da kılları arasında yaşar ve deri ile diğer atıklarla beslenirler; emici bitler ise konakçıların derisini delerek kanları ve diğer salgılarıyla beslenirler. Genellikle bütün hayatlarını tek bir konakçı üzerinde geçirirler ve sirke adıyla da bilinen bit yumurtalarını kıllara veya tüylere yapıştırırlar. Yumurtaların içindeki nimfa tamamen yetişkin olmadan önce üç defa tüy dökerler ki, tüm bu süreç yaklaşık olarak dört hafta sürer.
İnsanlar üzerinde konaklayabilen üç tür bit bulunmaktadır. Bunlar baş biti, vücut biti ve kasık bitidir. Vücut biti bilinen herhangi bir böceğin en küçük genomuna sahiptir. Bu nedenle model canlı olarak sıkça kullanılmış ve çokça araştırılmıştır.
Bitler en azından Orta Çağa kadar tüm insan topluluklarında bulunmuştur. Halk hikâyelerinde, The Kilkenny Louse House gibi şarkılarda ve James Joyce'un Finnegans Wake adlı romanında bile söz edilmiştir. Genellikle bu tür alanlarda kendilerine psikiyatrik bozukluk olan sanrısal parazitozunda yer bulmuşlardır. Bit, mikroskobinin ilk konularından biriydi ve Robert Hooke'un 1665 yılında yayımladığı Micrographia kitabında böcekten söz edilmişti.
Sınıflandırma
Phthiraptera takımı üyeleri, sıcakkanlı omurgalı hayvanlar üzerindeki parazitliliği ve tek bir ventral sinir kavşağı oluşturmak için metatorasik gangliyonlarının, karınsal gangliyonları ile kombinasyonu da dahil olmak üzere anlaşılır bir şekilde monofiletik gruplandırılmıştır.[1] Sıralamada geleneksel olarak emici bitler (Anoplura) ve çiğneyici bitler (Mallophaga) olarak iki alt takıma ayrılmışlardır. Bununla birlikte en son sınıflandırmalarda Mallophaga'nın parafiletik olduğunu ve şu anda dört alt takımının bulunduğunu göstermektedir:[2]
Ischnocera: çoğunlukla kuşlarda görülen çiğneyici bitler ancak bir familyası memelilerde görülür
Amblycera: çiğneyen bitlerin ilkel bir alt takımı; kuşlarda yaygındır ancak Güney Amerika ile Avustralya'daki memelilerde de görülür
4.000 türü kuşlardaki ve 800 türü ise memelilerdeki parazitler olmak üzere yaklaşık 5.000 türü tespit edilmiştir. Evcil hayvanlar ve kuşların bulunduğu tüm habitatlarda her kıtada bit bulunur.[2] Hatta Antarktik'teki penguenlerde bile 15 türü (Austrogonoides ve Nesiotinus cinsinde) tespit edilmiştir.[3]
Emici bitler boyları 0,5 ila 5 mm (0,02 ila 0,20 inç) arasında değişen küçük, kanatsız böceklerdir. Dar başları ve oval düzleşmiş gövdeleri vardır. Hiçbirisinde ocelli (basit göz-pigment çukuru) yoktur ve bileşik gözleri ya küçük ya da eksiktir. Antenleri üç ila beş kısa bölüm halindedir ve başlarına geri çekilebilen ağız parçaları delme ile emmeye uyarlanmıştır.[4] Bağırsağının başlangıcında cibarial pompa olup, başın üst derisinin içine eklenen kaslar tarafından güçlendirilmektedir. Ağzının parçaları dişli bir hortumdan oluşmuştur ve bu hortumun içi keskin silindir şeklinde tükürük kanalı (ventral) ve bir beslenme kanalı (dorsal) olarak düzenlenmiştir.[5] Göğsünün bölümleri kaynaşmış, karın bölümleri ayrılmış ve altı bacağının her birinin ucunda büyük bir pençe vardır.[4]
Çiğneyici bitler de yassıdır ve uzunlukları 0,5 ila 6 mm (0,02 ila 0,24 inç) arasında değişmekte olup diğer tür bitlerden biraz daha büyük olabilirler. Vücut yapıları emici bitlere benzer ancak başları göğüslerinden daha kalındır ve tüm türlerde gözler bileşiktir. Hiçbir şekilde basit göz (ocelli) yoktur ve ağzının bölümleri çiğnemek için uyarlanmıştır. Duyargaları yani antenleri yine üç ila beş arasında bölümden oluşmakta olup Ischnocera alt sınıfında biraz daha ince Amblycera alt sınıfında ise çomak şeklinde biçimlidir. Bacaklar kısa ve sağlam olmakla birlikte bir ya da iki pençe ile son bulurlar. Bunların birçok türü her bir ev sahibi türe özgü olup onunla birlikte gelişmişlerdir. Genellikle kriptik (saklanma) olarak yaşadıkları ev sahiplerinin tüy ya da postunun rengine uyacak şekilde renklidirler.[4][6]
Biyoloji
Bitler iki gruba ayrılırlar. Bunlardan emici bitler ev sahiplerinin yağ salgıları ile diğer vücut sıvılarını emerek beslenirler. Çiğneyici bitler ise leşçidirler ve ev sahiplerinin cildinde tüy ya da saç parçaları ile veya atıklar ile beslenirler. Özgü türler çoğunlukla belirli tür canlılar üzerinde ya da bazı durumlarda vücudun belirli bölümlerinde bulunurlar. Bazı hayvanların on beşe kadar farklı türe ev sahipliği yaptığı bilinmekle birlikte, memelilerde bu sayı bir ila üç arasında, kuşlarda ise iki ila altı tür arasındadır. Örneğin insanlarda saç, vücut ve kasık bitleri farklı türlerdir. Bitler genellikle ev sahibinin üzerinden çıkarıldığı takdirde uzun süreli olarak yaşayamazlar.[7] Çiğneyici bitlerin bazı türleri vücutlarındaki bakteriyositlerdesimbiyotik bakterilere ev sahipliği yaparlar. Bunlar sindirimine yardımcı olabilir; çünkü böcek onlardan yoksun bırakılırsa ölecektir. Ev sahibi ölürse bit fırsatçı bir şekilde leşe gelen sinekleri gezinti yapmak için forez olarak kullanabilir ve yeni bir ev sahibi bulmaya çalışır.[8]
Bir bitin rengi soluk bejden koyu griye doğru değişir; bununla birlikte, kanla besleniyorsa, oldukça koyu hale gelebilir. işi bitler genellikle erkeklerden daha yaygındır ve bazı türlerde partenogenetik bir yapı vardır. Bir bit yumurtasına genellikle sirke (nit) denir. Birçok bit türü, yumurtalarını ev sahibinin tüylerine özel tükürük ile tutturur ve bu tükürüğün saç bağından güçlü çözücüler kullanılmadan parçalanması oldukça zordur. Ancak kuşlarda yaşayan bitler, yumurtalarını tüylerin iç kısmına gagaları ile bakım yaptıklarından dolayı kısmen bırakabilirler. Yumurtalar için genelde kuşların gagalarının erişemediği yerleri seçerler. Canlı bit yumurtaları soluk beyazımsı renkte olmaya eğilimli iken, ölü bit yumurtaları daha sararmış bir haldedirler.[7]
Bitler ekzopterigottur ve nimfalar, yetişkinlerin minyatür bir versiyonu olarak doğarlar. Genç yumurta genellikle kuluçkadan sonra bir ay içinde son yetişkin formuna ulaşmadan önce üç kez tüy döker.[7]
Ekoloji
Ev sahibi başına düşen bit sayısı büyük gövdeli kuş türlerinde, küçük olanlardan daha yüksek sayıda olma eğilimindedir.[9] Ancak bitler kuşlarda bireyler arasında ortalama olarak tümünde aynı oranlarda bulunmaz. Yani bitler genellikle birkaç kuşun üzerinde yaşarlar. Pek çok kuş ise yoğun olarak bit taşıyanlara nispeten bitsizdir. Bu örnek kolonyal kuş türlerinden daha çok bölgesel (daha fazla sosyal) olarak daha belirgin hale gelir.[10] Su altına dalarak beslenen konakçı organizmalarda suda yaşayan hayvan veya bitkilerin yemleriyle beslendiklerinden daha az bit taksonu içerirler.[11][12] Daha güçlü antiparazitik savunma yapabilen kuş taksonu diğerlerinden daha fazla (güçlü bir T hücresi bağışıklığı tepkisi ya da daha büyük üropigial bezi gibi nedenlerden dolayı) Amblycera biti taşırlar.[13][14] Ev sahibi popülasyonlarının boyutlarındaki azalmalar bitlerin taksonomik zenginliğinin uzun bir süreyle azalmasına neden olabilir.[15] Örneğin, Yeni Zelanda'ya getirilen kuşlar Avrupa'da olduğundan daha az bit türüne ev sahipliği yapmaktadır.[16][17] Bitlerdeki cinsiyet oranları daha sosyal olan ev sahiplerinde daha dengeli bir durumdadır ve daha fazla dişi bulunur. Bu durum muhtemelen alt popülasyonlar arasındaki daha güçlü izolasyon nedeniyle oluşmaktadır.[18] Bir türün yok olması, ev sahibi konakçıya özgü bitin tükenmesine neden olur. Ana ev sahibini değiştirilmesi durumu çok nadiren başarılı olması muhtemel rastgele bir olaydır. Ancak türleşme evrimsel olarak çeşitli zaman ölçeklerinde gerçekleşebildiğinden bazen bu başarılabilir.[15]
Bitlerin istilası oldukça ağır ise bu durumda ev sahibinin yaşam beklentisi azalabilir[19] ancak çoğu ev sahibinin üzerinde bu durum çok az etkiye sahip gözükmektedir. Evcil tavuklarda toz banyosu alışkanlığı, muhtemelen kuşların kendilerini kurtarmaya yönelik bir girişimidir.[4] Bit, mikrobik hastalıkları ve helmint parazitlerini iletebilir.[20] Ancak çoğu birey, tüm yaşam döngüsünü tek bir ev sahibinde geçirir ve yeni bir ev sahibine yalnızca fırsatçılıkla geçebilirler.[4] Ischnoceran biti, tüylerin termoregülasyon etkisini azaltabilir. Bu yüzden ağır istila edilmiş kuşlar diğerlerinden daha fazla ısınırlar.[21] Bit istilası, cinsel rekabet bağlamında bir dezavantajdır.[22][23]
İnsan vücudu biti olan Pediculus humanus humanus'un genomu 2010'da dizildi ve o tarihte bilinen en küçük böcek genomuna sahipti.[24] Bu bit, belirli hastalıkları iletirken, yine insanla yakından ilişkili olan baş biti (P. h. Capitis) bunu yapamaz. Basit yaşam öyküsü ve küçük genomları ile patojenler ve taşıyıcıyeterliliğinin iletilmesinin arkasındaki moleküler mekanizmalar çiftin ideal model organizmalar olmalarını sağlar.[25] 2015 yılında İtalya'da 5 vak'ada bulaşıcı bitin taşınması nedeniyle ateşlenme yaşandığı bildirilmiştir.[26]
İnsanlarla etkileşimi
Tarih öncesi
İnsanlardaki istilası hakkında bilgi için Pediculosis sayfasına bakınız. Tedavisi hakkında bilgi edinmek için İnsan baş bitinin tedavisi sayfasına bakınız.
Bit, 2000'li yıllarda insanın evrimi üzerine keşiflere yol açan önemli DNA araştırmalarına konu olmuştur. İnsanlarda parazite neden olan Pedikülüs ve Phthirus olmak üzere iki cinste, üç emici tür bit bulunmaktadır. Bunlar baş biti (Pediculus humanus capitis), vücut biti (Pediculus humanus corporis) ve kasık bitidir (Phthirus pubis). İnsandaki baş ve vücut biti (Pediculus cinsi) şempanze bitiyle ortak bir ataya, kasık biti (Phthirus cinsi) ise goril bitiyle ortak bir atayı paylaşmaktadır. Reed ve diğerleri filogenetik ve cophilogenetik analizi kullanarak Pediculus ve Phthirus'ın kardeş grup ve monofiletik olduğunu öne sürdü.[28] Başka bir deyişle, iki cins aynı ortak atadan geldiği iddiasında bulundular. Pediculus ile ortak atası arasındaki ayrışma yaşının 6-7 milyon yıl önce olduğu tahmin edilmektedir ki bu şempanze-insansı ayrımı tarafından öngörülen yaşa uymaktadır.[28]
Örneğin genetik kanıtlarda, gorillerdeki bitin yaklaşık olarak 3-4 milyon yıl kadar önce insan atalarımıza geçtiğini göstermektedir.[28]Pediculus cinsinden farklı olarak, Phthirus'daki ayrışma ise ev sahibinden ayrım yaşıyla uyuşmayıp, büyük olasılıkla 7 milyon yıl önce gerçekleşmiştir. Reed ve diğerleri Phthirus türü ev sahibinin 3-4 milyon yıl önce değiştiğini önermektedir. Evrimsel tarihinde konakçı bir parazitin geçişinin meydana gelip gelmediğini belirlemek zor olsa da en azından evrimsel değişiklikleri de içerdiğinden dolayı oldukça gizemlidir.[28]
Ayrıca, baş biti ve vücut biti arasındaki DNA farklılıkları insanların Afrika'yı terk etmeden 80.000 ila 170.000 yıl önce giyim eşyası kullandıklarının kanıtını desteklemektedir.[29] İnsan başı kafa derisinde yaşar ve beslenirken, vücut biti ise giyim üzerine yaşar ve vücuttan beslenir. Bu nedenle farklı ekolojik alanları kaplarlar. Vücut bitinin hayatta kalması için giyinme gerektiğinden baş ve vücut bitlerinin ortak atalarından ayrılırlar ve bu giysilerin insan evrim tarihine giriş tarihini tahmin edilebilmesini sağlar.[29][30]
Mitokondrial genom insan vücudu biti (Pediculus humanus humanus), baş biti (Pediculus humanus capitis) ve bir takım minikromozomlara parçalanmış kasık bitin (Phthirus pubis) en az 7 milyon yıldır varolduğunu göstermektedir.[31] İnsan vücudunda ve saç bitinde mitokondriyal DNA analizi, Afrika'da daha büyük genetik çeşitliliğin var olduğunu ortaya koymaktadır.[30][32] Bu durumda insan biti tarih öncesi insan göç yollarını aydınlatabilir. İnsan göçüne ilişkin antropologların egemen teorisi, Afrika Dışı Bir Olgu Hipotezi'dir. Genetik çeşitlilik zamanla birikir ve mutasyonlar nispeten sabit bir hızda oluşur. Afrika bitinde daha fazla genetik çeşitlilik olduğu için, bitler ve onların insan barınakları Afrika'da başka herhangi bir yerden önce var olmalıydı.[32]
Modern tarih
Bitler yakın tarih boyunca insan toplumu ile ilişkilendirilmiştir. aslında onlar Orta Çağ boyunca her yerdeydiler. 1270'te Canterbury BaşpiskoposuThomas Becket'ın ölümüyle birlikte haşeratların kavurucu kazanda su ile kaynatıldığı ve seyircilerin birbir ardına güldükleri ve ağladıkları kaydedilmiştir.[33] Bitlerin önlenmesi için Orta Çağ boyunca domuz yağı, tütsü, kurşun ve sarısabır bitkisinden yapılan bir merhem kullanılıyordu.[34]
Robert Hooke'un 1667 tarihli Micrographia kitabında: büyüteç ve gözlemler ile tespit edilen minik canlıların bazı fizyolojik özellikleri, bunlar ile ilgili sorular yazılmış, erken dönem mikroskobu ile görülmüş şekilde insan biti resmedilmiştir.[35]
Harvard medikal araştırmacısı Hans Zinsser, 1935 yılında yazdığı Rats, Lice and History adlı kitabında, hem vücut hem de saç bitinin insanlar arasında tifüsü yaydığı iddiasında bulundu.[38] Buna rağmen modern görüşler, yalnızca vücut bitinin hastalığı taşıyabileceği görüşündedir.[39]
I. Dünya Savaşı'nda bitler siperlerdeki askerlere oldukça ciddi zararlar vermiş ve tifüsün yayılmasını sağlamışlardır. Almanlar bitleri kontrol altında tutmaları nedeniyle övünüyorlardı ancak II. Dünya Savaşı'nda doğu cephesinde, özellikle Stalingrad Savaşı'nda bitlerden oldukça fazla zarar gördüler. Nazi rejimi altında Yahudilerin bulundukları Auschwitz gibi toplama kamplarındahüsnütabirle "bit ayıklama" korkunç bir zulüm haline gelmişti.[40]
Psikiyatrik bozukluk olan sanrısal parazitozunda hastalar canlı organizmaların derilerinde mevcut ve sürekli kendilerine musallat olduğuna dair sarsılmaz bir yanlış inanç içerisindedirler. Hastalar sürekli kaşınmak isterler ve bit olduğunu söyleyerek korkularını ifade ederler.[41]
Edebiyatta ve folklorda
James Joyce'un 1939 tarihli Finnegans Wake isimli kitabında Shem isimli hattat karakter "fokstrot yapan pireler, geç kalkan pireler, ... kaçık yarasalar"a maruz kaldığını yazar.[44]
Clifford E. Trafzer A Chemehuevi Song: The Resilience of a Southern Paiute Tribe isimli hikayesinde Sinawavi (Kır kurdu)'nun Poowavi (bit)'ye olan sevgisi anlatılmaktadır. Annesi kendi dokuduğu bir sepete yumurta koyarak mühürler ve kır kurduna verir. Ona eve ulaşmadn önce açmamasını söyler. Ancak sepetten sesler geldiğini duyan kır kurdu yolda giderken sepeti açar ve Dünya'nın ilk insanları sepetten boşalmaya başlarlar.[45]
İrlandalı söz yazarı John Lyons (1934) popüler bir şarkı olan[46]The Kilkenny Louse House isimli şarkıyı yazmıştır. Şarkının sözlerinde "Merdivenlerden yukarı çıktık ve ışığı söndürdük, Tabii ki beş dakikadan az sürede, Ben kavgamı göstermeliydim. Gezmek için toplanan pireler ve böcekler ve karnımın üzerinden büyük bir kemer oluşturdular.".[46][47]
^abSmith, Vince. "Phthiraptera.info". International Society of Phthirapterists. 7 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ekim 2015.
^Barlett, C.M. (1993). "Lice (Amblycera and Ischnocera) as vectors of Eulimdana spp. (Nematoda: Filarioidea) in Charadriiform birds and the necessity of short reproductive periods in adult worms". Journal of Parasitology. Cilt 75. ss. 85-91. doi:10.2307/3283282. JSTOR3283282.
^Pittendrigh, Barry R.; Berenbaum, May R.; Seufferheld, Manfredo J.; Margam, Venu M.; Strycharz, Joseph P.; Yoon, Kyong S.; Sun, Weilin; Reenan, Robert; Lee, Si Hyeock; Clark, John M. (2011). "Simplify, simplify: Lifestyle and compact genome of the body louse provide a unique functional genomics opportunity". Communicative and Integrative Biology. 4 (2). ss. 188-191. doi:10.4161/cib.4.2.14279.
^Lucchini, Anna (2016). "Louseborne Relapsing Fever among East African Refugees". Emerging Infectious Diseases. 22 (2). ss. 298-301. doi:10.3201/eid2202.151768.
^Shao, R.; Zhu, X.Q.; Barker, S.C.; Herd, K. (2012). "Evolution of extensively fragmented mitochondrial genomes in the lice of humans". Genome Biology and Evolution. 4 (11). ss. 1088-1101. doi:10.1093/gbe/evs088.
^abLight, J.E.; Allen, J.M.; Long, L.M.; Carter, T.E.; Barrow, L.; Suren, G.; Raoult, D.; Reed, D.L (2008). "Geographic distribution and origins of human head lice (Pediculus humanus capitis) based on mitochondrial data". Journal of Parasitology. 94 (6). ss. 1275-1281. doi:10.1645/GE-1618.1.
^Sarasohn, Lisa T. (2010). The Natural Philosophy of Margaret Cavendish: Reason and Fancy During the Scientific Revolution. JHU Press. ss. 165-167. ISBN978-0-8018-9443-5. 5 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Kasım 2016. The Bear-men were to be her Experimental Philosophers, the Bird-men her Astronomers, the Fly- Worm- and Fish-men her Natural Philosophers, the Ape-men her Chymists, the Satyrs her Galenick Physicians, the Fox-men her Politicians, the Spider- and Lice-men her Mathematicians, the Jackdaw- Magpie- and Parrot-men her Orators and Logicians, the Gyants her Architects, &c.
^William White (1859). Notes & Queries. Oxford University Press. ss. 275-276. 18 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Kasım 2016.