Aston Villa Football Club (telaffuzu /ˈæstən ˈvɪlə/; kısaca Villa, The Villa, The Villans[5] olarak da bilinir); Aston, Birmingham'da kurulan ve Premier League'de mücadele eden İngiliz futbol kulübü. 1874'te kurulan kulüp, 1897'den beri iç saha maçlarını Villa Park'ta oynamaktadır. 1888'de kurulan English Football League'in de kurucularından olan Aston Villa, aynı zamanda 1992'de kurulan Premier League'in de kurucuları arasındadır. Kulübün sahibi ve başkanı Amerikalı iş insanı Randy Lerner tarafından satışa sunulan kulüp, Haziran 2016'da Çinli iş insanı Tony Xia tarafından satın alındı.
Kulüp, Football League First Division ve FA Cup'ı yedişer kez kazanmıştır. 1981-82 sezonunda, şimdiki adıyla UEFA Şampiyonlar Ligi kupasını kazanarak, bu kupayı alan beş İngiliz takımından biri konumundadır. Beş kez EFL Cup ve bir kez FA Charity Shield şampiyonluğuyla Aston Villa, kazandığı kupalar bakımından İngiltere'nin dördüncü büyük takımı konumundadır.[6]
Villa, Birmingham'ın diğer bir takımı olan Birmingham City ile büyük bir rekabet içindedir. İki kulüp arasında 1879'dan beri oynanan maçlar, Birmingham derbisi olarak adlandırılır. Kulübün geleneksel forması; kolları gök mavisi olan düz, bordo forma, beyaz şort ve gök mavisi çoraplardan oluşur. 2007'de yeniden tasarlanan kulübün arması ise, açık mavi arka plan üzerine; şaha kalkmış, altın renkli aslan ve aslanın altında yazılı olan, kulübün sloganı "Prepared"den oluşmaktadır.
Aston Villa; Birmingham'daki Villa Cross Wesleyan Şapeli'ne bağlı kriket takımı üyelerinden Jack Hughes, Frederick Matthews, Walter Price ve William Scattergood tarafından tarafından, Mart 1874'te kuruldu.[7][8] İlk maçını, şehrin yerel ragbi takımlarından Aston Brook St Mary's ile Aston'daki Wilson Road'da oynadı. Rakibin ragbi takımı olması sebebiyle 90 dakikalık maçın ilk yarısında ragbi, ikinci yarısında ise futbol kuralları geçerliydi.[8][9] On beşerlik takımlar halinde oynanan maçın ilk yarısı 0-0 berabere sonuçlanırken, ikinci yarısında Jack Hughes'ın kaydettiği golle Villa, ilk maçından 1-0'lık galibiyetle ayrıldı.[8][10] 1876'da kulüp, iç saha maçlarını Perry Barr'da oynamaya başladı.[10] Aynı yıl kadroya dahil olan George Ramsay'in kaptanlığındaki kadroyla 1880'de, finalde Saltley College'ı 3-1 yenerek Birmingham Senior Cup'ta şampiyonluğa ulaşarak ilk kupasını elde etti.[7][11][12] Uzun yıllar Villa forması giyen Ramsey ise aktif futbol hayatını sonlandırdıktan sonra bugünkü teknik direktörle aynı işleve sahip kulüp sekreterliği, sonrasında ise as başkanlık pozisyonlarına kadar yükseldi.[10]
1887 FA Cup finalindeWest Bromwich Albion ile karşılaşan ve maçtan 2-0'lık galibiyetle ayrılan Villa, ilk FA Cup şampiyonluğunu yaşadı. Kulübün efsane oyuncularından gösterilen Archie Hunter,[10] 1880-81 sezonunda Ramsay'den aldığı kaptanlık göreviyle FA Cup şampiyonluğu yaşayarak, bu kupayı kazanan ilk Villa kaptanı olarak tarihe geçti.[10] 1885'te Futbol Federasyonu'nun kurulup; futbolu yasallaştırmasına kadar futbol, amatör bir spor olarak oynanmaktaydı. Kulüp yöneticilerinden William McGregor, kulübün FA Cup maçları dışında, oynadığı diğer maçları izleyen taraftar sayısının az olmasından dolayı üzüntü duymaktaydı.[13] Maçlara olan ilgiyi artırmak amacıyla 1888'de, ülkenin önde gelen 12 kulübünün yer aldığı English Football League adıyla bir lig kurdu. İlk sezonu 1888'de gerçekleştirilen ligde mücadele eden 12 takım arasında Aston Villa da yer almaktaydı.[14] Ligdeki ilk maçını 8 Eylül 1888'de, Wolverhampton Wanderers ile oynayan Villa, maçtan 1-1'lik beraberlikle ayrıldı.[15] Takımın maçtaki tek golünü kaydeden Tommy Green, kulübün, profesyonel liglerdeki ilk golünü kaydeden oyuncusu olarak tarihe geçti.[15] Ligdeki ilk sezonunu Villa, Preston North End'in 11 puan gerisinde ikinci sırada tamamladı.[16]
Victoria ve Edward dönemleri
Orta sıralarda geçen birkaç sezonun ardından 1892'de FA Cup'ta finale kadar yükselen takım, finalde West Bromwich Albion'a 3-0'lık skorla yenilerek ikincilikle yetindi. 1893-94 sezonunda oynadığı 30 maç sonunda elde ettiği 44 puanla ligdeki ilk şampiyonluğuna ulaştı.[17]Ertesi yıl ise, tarihindeki ikinci FA Cup zaferini elde etti.[18] 1895-96 ile 1896-97 ve 1898-99 ile 1899-1900 sezonlarında olmak üzere ikişer kez iki yıl üst üste lig şampiyonluğu sevinci yaşayan kulüp, 1897'de gelen hem lig hem kupa şampiyonluğunun ardından günümüzde de takıma ev sahipliği yapan stadyumları Aston Lower Grounds'a taşındı.[19] 1900'lerden itibaren taraftarlar tarafından Villa Park olarak anılmaya başlanan stadın adı, herhangi bir resmî açıklama yapılmamasına rağmen Villa Park olarak kaldı.[20] Bu başarıların tümünde kadroda yer alan John Devey ile Howard Spencer, takımın başarıya ulaşmasındaki en büyük paya sahip oyuncular arasında gösterilmektedir.[10]
20. yüzyılın başlarında İngiltere'de futbol büyük gelişmeler göstermesiyle birlikte kulüpler ve oyuncular arasındaki rekabet giderek artmaya başladı. 1900-01 sezonunun ilk dört maçında alınan galibiyetlere rağmen Villa, ligi sondan dördüncü sırada bitirdi. Crystal Palace Ulusal Spor Merkezi'nde oynanan 1905'teki FA Cup finalinde Newcastle United'ı, kulüp tarihinin en golcü ikinci oyuncusu Harry Hampton'ın golleriyle 2-0 yenerek dördüncü kez FA Cup şampiyonluğu yaşadı. 101.117 taraftar tarafından izlenen maç, en fazla kişinin izlediği FA Cup finali olarak tarihe geçti.[21] Bu zaferden sonra kısa süreli olsa düşüşe geçse de, 1909-10 sezonunda altıncı lig şampiyonluğunu elde ederek zaman itibarıyla İngiltere'de lig şampiyonluğunu en fazla kazanan kulüp olarak tarihteki yerini aldı.[7]
Kulüp tarihinin en başarılı oyuncularından biri olarak gösterilen Clem Stephenson'un transfer edildiği 1910-11 sezonu, oldukça büyük bir çekişmeye sahip olurken, şampiyonu son maç belirledi.[10] Son haftaya lider olarak giren Villa, sezonun son maçında Liverpool'a kaybetti. Sıralamada hemen arkasında bulunan Manchester United'ın da Sunderland'ı yenmesi üzerine şampiyon United oldu.[22] 1911'e gelindiğinde Villa Park, kulüp tarafından satın alındı.[23] 1912'de takıma, dünya futbolcunun en başarılı kalecileri arasında gösterilen Sam Hardy dahil oldu.[10]1913'te beşinci FA Cup kupasının elde edilmesiyle Aston Villa, İngiltere'nin en başarılı kulüpleri arasındaki yerini aldı ve I. Dünya Savaşı'na kadar toplamda altı lig, beş de FA Cup şampiyonluğu yaşamış oldu.[24] 1896-97 sezonunda elde edilen hem lig hem kupa şampiyonluğu ise 1960-61 sezonundaki Tottenham Hotspur'un zaferine kadar tekrarlanamadı.[25][26]
I. Dünya Savaşı sonrası
I. Dünya Savaşı sebebiyle verilen aranın ardından 1919-20 sezonuyla devam eden ligi Villa, sekizinci sırada tamamlarken aynı sezon, yedinci FA Cup şampiyonluğuna ulaştı. Bu tarihlerde kulüp forması giyen ve İngiltere millî takımının kaptanlıklarını da yapan Frank Moss ile attığı 244 golle kulüp tarihinin en golcü oyuncusu unvanını elinde bulunduran Billy Walker kulübün gelmiş geçmiş en iyi oyuncuları arasında gösterilmektedir.[10] Villa, elde ettiği kupa şampiyonluğunun ardından kısa süreli bir düşüş yaşadı. Kulüp yöneticileri bu düşüşün önüne geçmek için çeşitli transfer çalışmalarında bulundu. Çalışmalar kapsamında 1927'de, Jimmy Gibson ve Eric Houghton kadroya dahil edildi. 1928'de forvet mevkisi için alınan Tom Waring, 1930-31 sezonunda ligde 49 gol kaydederek ligin gol kralı olsa da Villa,[27] sezonu Arsenal'ın 7 puan gerisinde ikinci sırada tamamlayabildi. Sezon genelinde ise 50 gol kaydeden Waring, kulüp tarihinin bir sezonda en fazla gol atan oyuncusu oldu.[28] Houghton ise aynı sezon 30 gole ulaşmıştı.[29]
Devamındaki sezonları sırasıyla 5, 2 ve 13. sırada bitiren takım, tarihinin önemli oyuncuları arasında gösterilen George Cummings'in forma giymeye başladığı[10] 1935-36 sezonunda ligde oynadığı 42 maçta 110 gol yiyerek ligi sondan ikinci sırada tamamladı ve kurulduğu yıldan beri ilk kez Second Division'a düştü.[30] Yaşanan bu olayın ardından, o zamana kadar komitenin görevlendirdiği bir sekreterin kadroyu belirlediği kulüpte değişikliğe gidilerek Jimmy Hogan ile teknik direktörlük görevi için anlaşıldı.[20] Villa, yeni teknik direktörün görev aldığı Second Division'daki ilk sezon, dokuzuncu sırada tamamlarken, ertesi sezon ise elde ettiği şampiyonlukla tekrar First Division'a yükseldi. Fakat burada geçen bir sezonun ardından II. Dünya Savaşı sebebiyle lige ara verilmesinden ötürü, birçok İngiliz kulübü gibi yedi sezon boyunca ligde mücadele edemedi.[31]
II. Dünya Savaşı sonrası
Savaşın ardından takımda, teknik direktör Alex Massie'nin önderliğinde bir değişim baş gösterdi. Swansea Town'dan 9.500 sterline transfer edilen 23 yaşındaki Galli forvet Trevor Ford'un 1946'da takıma katılmasıyla savaştan sonra oynanan ilk sezon olan 1946-47 sezonu sekizinci sırada bitirildi.[32][33] Dört sezon boyunca bordo-mavi formayı giyen Ford, 1950'de Sunderland'e 30.000 sterlin karşılığında satılarak Britanya dahilinde zamanın en pahalı transferi yapılmış oldu.[34] 1945'te takıma katılan Johnny Dixon ise kulüp formasıyla 430 maça çıkarak kulüp tarihinin önemli oyuncuları arasında kendine yer buldu.[10]
Oynanan birkaç sezonun orta sıralarda tamamlanmasının ardından Massie, takıma yeni oyuncular ilave etmeye devam etti. 1951'de Barnsley'den 15.000 sterlin karşılığında alınan Danny Blanchflower, bu transferlerin başında gelmektedir.[35] Villa; 1951-52 sezonuna iyi bir başlangıç yaptı ve sekiz maç sonunda lider Manchester United'ın ardında ikinci konumda yer aldı. Sezona son 19 yılın en iyi başlangıcı yapılsa da lig altıncı sırada tamamlandı. 1952-53 sezonunun da 11. sırada tamamlanmasıyla Alex Massie görevden alındı ve Eylül 1953'te takımın başına tekrar Eric Houghton getirildi. Houghton'un icraatlarının ilki, Dundalk forması giyen 19 yaşındaki forvet oyuncusu Peter McParland'ın alınması oldu. Uzun yıllar kulüp forması giyen McParland, kulüple 350'nin üzerinde maça çıkarken 120'nün üzerinde gol kaydetti.[36] Houghton'un yönetimindeki ilk sezon olan 1953-54 sezonu 13. sırada tamamlandı. Sonraki birkaç yılda inişli-çıkışlı grafik sergilense de 1957 FA Cup finalinde Manchester United karşısında alınan 2-1'lik galibiyetle birlikte Villa, 37 yıl aradan sonra ilk kez lig kupasının sahibi oldu. Final maçında Villa'nın iki golü de McParland tarafından kaydedildi.[37] Houghton döneminde yapılan transferlerin başında ise 1956'da transfer edilen Villa tarihinin en iyi kalecilerinden olarak gösterilen Nigel Sims ve 1957'de takıma dahil olan forvet oyuncusu Gerry Hitchens gelmektedir.[10]
İnişli-çıkışlı yıllar
1958-59 sezonunun ortasında Houghton'un yerine Joe Mercer göreve gelse de ligi sondan ikinci sırada tamamlayan takım, ikinci kez küme düştü. 1960-61 sezonunu şampiyon tamamlayarak tekrar bir üst lige çıktı. Sezon sonunda Johnny Dixon'ın futbolu bırakması, Gerry Hitchens'ın da takımdan ayrılması üzerine kadroda gençleştirme çalışmalarına gidilerek Charlie Aitken, Alan Deakin, John Sleeuwenhoek ve Harry Burrows gibi isimler forma şansı bulmaya başladı.[10]Ertesi sezon, ilk kez düzenlenen EFL Cup'ta şampiyonluğa ulaşan Villa, kupanın ilk sahibi oldu.[38] Kupayı kazanan kadronun çoğunun genç oyunculardan oluşması sebebiyle kadroya, Mercer'ın minikleri anlamına gelen "Mercer's Minors ismi takıldı.[39] 1961-62 sezonu yedinci sırada tamamlamasına karşın; 1962-63 sezonunu 15, 1963-64 sezonunu ise sondan dördüncü olarak 19. sırada tamamladı. Temmuz 1964'te teknik direktör Mercer, alınan kötü sonuçlar ve yaşadığı sağlık sorunları sebebiyle görevinden ayrılmak zorunda kaldı.[40] Yerine gelen Dick Taylor yönetiminde 1964-65 sezonuna kötü bir başlangıç yapılmasının ardından lig, 16. sırada bitirildi.[41] Ertesi sezon da aynı şekilde 16. sırada tamamlandı.
Takım, 1966-67 sezonunun son maçında Everton'a 4-2 yenilerek üçüncü kez küme düştü. Yaşanan başarısızlık sebebiyle takımdan gönderilen Dick Taylor'ın yerine Tommy Cummings getirildi. Fakat başarısızlığın tek sorumlusunu teknik direktör olarak görmeyen kulüp, yönetim kurulundan beş üyenin görevine, "çağdaş futbola ayak uyduramadıkları" gerekçesiyle son verdi.[42] Bununla birlikte takımın en iyi oyuncularından gösterilen Phil Woosnam ve Tony Hateley, başka takımlara gönderildi.[10][43] Ertesi sezonu 16. sırada tamamlanmasının ardından taraftarlar, Cummings ve ekibini istifaya çağırdı.[44] Kasım 1968 itibarıyla ligin son sırasında bulunan takımın başındaki Cummings görevden alındı. 21 Kasım 1968'de, yönetim kurulu üyelerinden George Robinson istifa etti.[44] Birkaç hafta sonra ise, artan taraftar baskısı sebebiyle kulüp yönetimi istifa etti.[44] Kötü gidişat ve yaşanan finansal sıkıntılar üzerine satılığa çıkarılan kulüp, Londralı iş insanı Pat Matthews tarafından satın alındı. Matthews, 16 Aralık 1968'de oluşturulan yeni yönetim kurulunun başına Doug Ellis'i getirdi.[44] İki gün sonra ise teknik direktörlük pozisyonu için Tommy Docherty ile anlaşma sağlandı.[44]
Yeniden yapılanma
Yeni teknik direktör Docherty ile birlikte takıma olan güven tekrar yükseldi ve takım, oynanan ilk beş lig maçından galibiyetle ayrıldı. Önceleri maçlarına oldukça az seyirciyi çeken Villa'nın taraftar sayısında kısa zaman içinde artış gözlemlendi. Aralık'ta oynanan Charlton Athletic maçını 12.000'ün üzerinde kişinin seyretmesiyle tavan yaptı. 1967-68 ve 1968-69 sezonları sırasıyla 16. ve 18. sıralarda tamamlandı. 1969 yazında, kulüp hisseleri 1896'ya oranla 200.000 £ artarken, transfere harcanan para 140.000 £ olarak belirlendi.[45] 1969 sonlarında Second Division'da küme düşme hattından kurtulunamaması sebebiyle Docherty takımdan gönderildi ve yerine Vic Crowe getirildi. Takımın performansında bir artış kaydedilmedi ve 1969-70 sezonu sonunda tarihinde ilk kez Third Division'a düştü.
Third Division'daki ilk sezonunu dördüncü sırada tamamlamasına karşın Lig Kupası'nda finale kadar yükseldi; fakat finalde Tottenham Hotspur'a 2-0'lık sonuçla boyun eğdi.[46] 1971-72 sezonunu 70 gibi rekor bir puanla şampiyon olarak tamamlayan takım tekrar Second Division'a yükseldi.[47] 1972 sonbaharında yönetimde çıkan huzursuzluklar sonucu, beş yönetim kurulu üyesinden dördü başkan Doug Ellis'in görevden alınmasını istedi. 43 gün içerisinde; kulübün en büyük ortağı Pat Matthews ve düzenlenen olağanüstü genel kurula katılan taraftarların çoğunun desteğini alan Ellis, başkanlık görevini sürdürmeye devam ederken, yönetim kurulunda değişikliğe gitti.[48] Second Division'a yükseldiği 1972-73 sezonunu üçüncü sırada bitiren Villa, bir üst lige yükselmeyi kıl payı kaçırdı. Ertesi sezonun ise 14 sırada tamamlanmasının ardından başkan Ellis Vic Crowe'u görevden alırken, yerine Ron Saunders'ı getirdi.[49]
1974-75 sezonunun sonunda ligi ikinci sırada tamamlayarak bir üst lige çıkmaya hak kazanan Villa, finaldeNorwich City'yi 1-0 yenerek ikinci kez Football League Cup şampiyonluğuna ulaştı. Kuruluşunun 100. yılında gelen bu başarıda, sezon başında transfer edilen Frank Carrodus ve Leighton Phillips ile genç oyunculardan John Gidman ve Brian Little'ın payı bulunmaktadır.[10] 1975-76 sezonu başında kulüp başkanı Ellis görevinden ayrılsa da yönetim kurulunda görev aldı.[50] Ellis'in başkanlığı bıraktığı sıralarda Villa, geçen yılki Football League Cupı şampiyonluğu sayesinde tarihi boyunca ilk kez UEFA Kupası'nda mücadele etmeye hak kazanmıştı. Avrupa'daki ilk maçına; UEFA Kupası birinci eleme turu kapsamında Belçika ekibi Royal Antwerp karşısında çıksa da, aldığı 5-1'lik mağlubiyetle kupadan elendi. 1975-76 sezonunu 16. sırada tamamlayan ekip, ertesi sezonu dördüncü sırada tamamlarken FA Cup'ta yarı finale kadar yükseldi. Üç maç olarak oynanan 1977 Football League Cup finalinde ise Everton karşısında toplamda 3-2 gibi bir skorla üstünlük sağlayarak iki yıl aradan sonra tekrar Football League Cup sevinci yaşadı.[51]Gordon Cowans, John Deehan, Gary Williams, Gary Shaw, Andy Gray ve Dennis Mortimer, bu tarihlerde kulüpte oynamış önemli oyuncular arasında gösterilmektedir.[10]
Lig ve Avrupa zaferleri
Villa, 1977-78 sezonunda ikinci kez katıldığı UEFA Kupası'nda çeyrek finale kadar yükselse de, bu turda Barcelona'ya toplamda 4-3'lük skorla yenildi. Ligde elde edilen sekizinciliğin ardından ise takım kadrosunda yenilemeler yapılmaya başlandı. Bu değişiklikler yönetim kuruluna da yansıdı ve Ellis, yönetimden birkaç kişinin gönderilmesi teklifinde bulundu. Fakat öneri başarılı bulunmadı ve Doug Ellis, kulüpteki görevinden tamamen ayrıldı.[50] Takımdaki yenilenme kapsamında kulüp tarihinin en verimli oyuncuları arasında gösterilen futbolcular transfer edildi.[52] Defansa Allan Evans, Ken McNaught, Kenny Swain; orta sahaya Des Bremner; forvete ise Tony Morley ve Gary Shaw takviyeleri yapıldı. 1980 yazında Newcastle United'tan alınan Peter Withe ile birlikte teknik direktör Saunders, ilerideki yıllarda başarılı olacak bir kadro oluşturdu.
Yeniden yapılanma sonrası ilk başarı 1980-81 sezonunda geldi. Bu sezonda ligi şampiyon olarak tamamlayan Villa, 71 yıl aradan sonra lig şampiyonluğuna ulaşmış oldu.[53] 22 Ağustos 1981'de FA Cup şampiyonu Tottenham Hotspur ile oynanan FA Charity Shield maçı ise 2-2 berabere sonuçlandı. Bu sonuçla kupa, her iki takım tarafından da ortak olarak kazanılmış kabul edildi.[54] Ertesi sezona iyi başlamadı ve yıl sonuna doğru kendine orta sıralarda yer buldu. Aynı zamanda Şampiyon Kulüpler Kupası'nda da mücadele eden Villa, kupa maçlarında iyi sonuçlar almaktaydı. Şubat 1982'de, takımın ligde 19. sırada yer alması üzerine gönderilen teknik direktör Saunders'ın yerine, geçici olarak yardımcısı Tony Barton getirildi. Şampiyon Kulüpler Kupası çeyrek finalinde takımın başına geçen Barton'ın yönetimindeki takım; çeyrek finalde Dinamo Kiev'i, yarı finalde ise Anderlecht'i yenerek finalde Bayern Münih'in rakibi oldu. 26 Mayıs 1982'de, Rotterdam'da oynanan final maçında, Almanya ekibi karşısında Peter Withe'ın golüyle alınan 1-0'lık galibiyetle kulüp tarihinin ilk Avrupa kupası elde edilmiş oldu.[7] Bu sayede kupayı kazanan dördüncü İngiliz takımı olan Villa, günümüzde de bu unvanını devam ettirmektedir.
19 Ocak 1983'te, Kupa Galipleri Kupası şampiyonu Barcelona ile iki ayaklı olarak oynadığı Süper Kupa maçlarını da toplamda 3-1'lik skorla kazanarak bu kupayı da elde eden kulüp, tarihindeki en büyük başarısını elde etti.[7] Avrupa kupalarında gelen bu başarıların ardından iki sezon daha görevine devam eden Barton, 1983-84 sezonunda ligin 10. sırada tamamlanması üzerine kulüpten gönderildi. Yerine gelen Graham Turner yönetimindeki Villa, 1985-86 sezonunu küme düşme hattının iki basamak üstünde; 16. sırada tamamladı.[55] 1986-87 sezonuna kötü bir başlangıç yapılması üzerine ise Eylül 1986'da Turner kovuldu ve takımın başına Billy McNeill geçti. Fakat takımda bir toparlanma olmadı ve ligi sonuncu sırada tamamladı. Avrupa zaferlerinden sadece dört sezon sonra Villa, kendisini tekrar Second Division'da buldu.[56] Bunun üzerine teknik direktörlük görevi için; Watford'u çalıştıran Graham Taylor ile anlaşma sağlandı.[57]
Taylor, Vengloš ve Atkinson dönemleri
Taylor yönetimindeki ilk sezon olan 1987-88 sezonunu Millwall'un ardından ikinci sırada tamamlayarak First Division'a döndü. Ertesi sezon ise kötü bir performans sergileyen takımın sezondaki son maçının galibiyetle, diğer maçların ise Villa lehine sonuçlanmasıyla düşme potasının hemen üstünde, ligde kalmayı başardı.[58] 1989-90 sezonunun sonlarında sürpriz bir şekilde üç hafta boyunca liderlik koltuğuna otursa da ligi Liverpool'un 9 puan gerisinde ikinci sırada bitirdi. Sezon sonunda İngiltere millî takımının başına geçen Taylor Villa'daki görevinden ayrılırken, yerine Slovak teknik adam Jozef Vengloš getirildi. Vengloš, İngiltere'nin en üst seviye futbol ligleri tarihinde bir takımın başına geçen ilk yabancı teknik direktör olarak tarihe geçmiştir.[59]
1990-91 sezonu, Vengloš'un takımın başında bulunduğu tek sezon oldu. Geçen sezonki ikinciliğin ardından UEFA Kupası'nda mücadele etmeye hak kazanan ekip, Heysel Faciası sebebiyle İngiltere kulüplerinin beş yıl boyunca Avrupa kupalarından ihraç edilmesinin ardından, Avrupa kupalarına katılan ilk İngiltere takımlarından oldu.[60] Kupanın ilk turundaki rakipleri Baník Ostrava'yı, iki ayaklı oynanan maçlarda toplamda 5-2'lik skorla geçti. Bir üstteki turda karşılaşılan İtalya temsilcisi Internazionale Milano karşısında ilk maçta 2-0'lık galibiyet alınsa da ikinci maçta 3-0 yenilerek kupadan elendi.[60] Avrupa'daki başarısızlık, ligde de devam etti. Sezon sonunda takım, düşme hattının iki basamak üstünde sezonu tamamladı. Vengloš görevinden istifa ederken dönemin başarılı oyuncularından kabul edilen David Platt;[10] 5,5 milyon £ karşılığında Bari'ye satıldı.[61] Slovak teknik direktörün istifasıyla boşalan koltuğa ise West Bromwich Albion'ı UEFA Kupası'nda çeyrek final oynatan Ron Atkinson getirildi. Atkinson yönetimindeki ilk sezon olan 1991-92 sezonunu Villa, altıncı sırada tamamladı.[62]
Premier League'de Villa
1992'de kurulan Premier League'in kurucularından biri olan Villa, ligin açılış sezonu olan 1992-93 sezonunu Manchester United'ın 10 puan gerisinde ikinci sırada tamamladı. 27 Mart 1994'te Manchester United ile bu kez LFootball League Cup finalinde karşılaşan Villa, rakibini 3-1 gibi bir skorla yenerek kupanın sahibi oldu. Bu yıllarda forvette Dalian Atkinson ile Dean Saunders verimli bir ikili oluştururken, kalede görev alan Mark Bosnich göze çarpan oyuncular arasındaydı.[10] Orta saha oyuncuları arasında ise Kevin Richardson ve Steve Staunton dikkat çekmekteydi.[10] 1993-94 sezonunda elde edilen onunculuğun ardından, bir sonraki sezona kötü başlanması üzerine Kasım 1994'te Atkinson'un görevine son verildi. Kısa zamanda medyada takımın başına Leicester City teknik direktörü Brian Little'ın geleceği yönünde haberler yer almaya başladı. Bu sıralarda, 1997-98 sezonu sonuna kadar sözleşmesi bulunan Little, Leicester'daki görevinden istifa etti.[63] İstifadan sadece üç gün sonra Villa başkanı Ellis, takımın eski oyuncularından Little'ı takımın başına getirdi.
Crystal Palace forması giyen orta saha oyuncusu Gareth Southgate'i transfer eden ve defansın göbeğinde oynatmaya başlayan Little,[10] kulüpteki ilk sezonu olan 1994-95 sezonunu düşme hattının bir basamak üstünde, 18. sırada tamamlayarak takımın kümede kalmasını sağladı. Southgate ise 2001'e kadar sürdürdüğü Villa kariyerinde 42 millî maça çıktı ve Villa'da oynadığı sürede en çok millî olan oyuncu unvanını David Platt'ın elinden aldı.[10] Ertesi sene kadroda değişikliklere gidilerek tecrübeli birçok oyuncuyla yollar ayrılırken, genç oyuncularla anlaşıldı.[64] Bu bağlamda Alan Wright, Ian Taylor ve Gary Charles başta olmak üzere birtakım oyuncular takıma katıldı.[65] Yeni kadroyla ilk başarı 1996'da geldi ve Football League Cup finalindeLeeds United karşısında alınan 3-0'lık galibiyetle 1994'ten sonra ikinci kez bu kupaya ulaşılırken, FA Cup'ta yarı finale kadar gelindi. Aynı sezon, lig ise dördüncü sırada tamamlandı. Beşinci sırada sonlandırılan 1996-97 sezonu ve 15. sırada bitirilen 1997-98 sezonundan sonra Little'a olan güven azaldı.[66] Şubat 1998'de Little görevden ayrılırken, yerine takımın eski oyuncularından John Gregory getirildi.[66]
Yeni teknik direktörle birlikte yeniden canlanan takım, 1997-98 sezonunu yedinci sırada tamamladı ve UEFA Kupası'nda mücadele etmeye hak kazandı. Kupada 2. tura kadar yükselse de, bu turda Celta Vigo ile oynanan maçları kaybederek kupadan elendi. Gregory'nin göreve gelmesiyle genç oyunculardan Lee Hendrie, Gareth Barry ve Darius Vassell, takımda forma şansı bulmaya başladı.[10] Bunun yanında Dion Dublin ve Paul Merson gibi tanınmış oyuncular transfer edildi.[10] Ağustos 1998'de, kulüp formasıyla 232 maçta 73 gol kaydeden takımın golcüsü Dwight Yorke'un Manchester United'a 12,6 milyon £ karşılığında satılmasına rağmen 1998-99 sezonunun ortalarında ligin zirvesinde bordo-mavili ekip bulunmaktaydı. 2000'de, 1957'den beri ilk kez FA Cup'ta finale kadar yükseldi; fakat Chelsea ile oynadığı maçı 1-0 kaybetti.[67] 2000-01 sezonunun devre arasında River Plate'ten 9,5 milyon sterline transfer edilen Juan Pablo Ángel, zaman itibarıyla kulübün en pahalı transferi konumuna geldi.[68] Gregoy döneminde defansa ise George Boateng ve Olof Mellberg takviyeleri yapıldı.[10]2001 Intertoto Kupası'nı şampiyonlukla tamamlayarak UEFA Kupası'nda birinci turdan katılsa da, bu turda karşılaştığı Hırvatistan ekibi Varaždin'e elendi. Kasım 2001'de Gregory ve başkan Ellis arasındaki ilişkilerde gerginlikler yaşandı.[69] 24 Ocak 2002'de Gregory, orta sıralarda bulunan Villa'nın teknik direktörlük görevinden ayrıldı.
Ocak 2002'de Ellis, takımın başına ikinci kez Graham Taylor'u getirdi. Bir önceki sezon gibi 2001-02 sezonu da sekizincilikle tamamlandı. Ezeli rakibi Bİrmingham City ile oynanan iki maçında kaybedildiği 2002-03 sezonundaki 16.'lığın ardından Taylor, tekrar görevden ayrıldı. Yerine ise Leeds United'ı Şampiyonlar Ligi'nde yarı final oynatan David O'Leary getirildi. O'Leary'li takım, 2003-04 sezonunun son maçında Manchester United'a 2-0 kaybederek ligi altıncı sırada tamamlandı ve son anda UEFA Kupası'na katılma şansını elde edemedi.[70] 2005-06 sezonunda ise, bir önceki yıla oranla iyi bir performans sergileyemedi ve ligi 16. sırada tamamladı. Başarısızlığın ardından bir grup taraftar, 14 Temmuz 2006'da yerel bir gazeteye yaptığı açıklamalarla başarısızlığın suçlusunun başkan Ellis olduğunu, kendisinin aşırı tutumlu ve isteksiz olduğunu belirtti.[71] Olayın hemen ardından kulüp yönetimi açıklamayı "saçma" olarak değerlendirirken, birkaç gün sonra as takım oyuncularından bazıları O'Leary'nin görevde kalması halinde takımdan ayrılabilecekleri fikrine sahip oldukları ortaya çıktı.[72] Ertesi hafta O'Leary'nin sözleşmesi karşılıklı olarak feshedildi[73] ve yerine geçici olarak yardımcısı Roy Aitken geçti.[74] 4 Ağustos 2006'da düzenlenen basın toplantısıyla Ellis, takımın yeni teknik direktörü için Martin O'Neill ile anlaşıldığını açıkladı.[75]
Lerner dönemi
2006'da, kulüp tarihinin en büyük değişimlerinden biri yaşandı. 23 yıl boyunca başkanlık görevini sürdüren ve yaklaşık %38'lik hissesiyle kulübün en büyük hissedarı olan başkan Ellis, yaşadığı sağlık sorunları sebebiyle kendi hisselerini satışa çıkardı.[76] Taraftar gruplar, yıllar boyunca başkanlığı bırakması için Ellis'e baskı yapmış, çeşitli protestolar düzenlemişti.[77][78] 14 Ağustos'ta Amerikalı iş insanı Randy Lerner, kulübün %59,69'luk hissesini satın aldı.[79] 26 Eylül'de ise Lerner'ın hissesi %90'a çıktı.[79] Yeni yönetim ve yeni teknik direktör Martin O'Neill ile 2007 yazında kulübün logo, sponsor ve kadro gibi konularında değişime gidildi.[80][81] Sezon başında Stiliyan Petrov, devre arasında ise John Carew ve Ashley Young gibi isimler kadroya katıldı.[82] Sezona iyi bir başlangıç yapan Villa,[83] ligi 50 puanla 11. sırada tamamladı.
2007-08 sezonunda takım, performansını arttırarak ligi altıncı sırada bitirdi ve UEFA Intertoto Kupası'na katıldı. Kupada finale kadar yükselen ve iki ayaklı olarak oynanan finalde Danimarka ekibi Odense'yi toplamda 3-2'lik skorla yenerek yedi yıl sonra UEFA Kupası'nda mücadele etmeye hak kazandı. Kupadaki eleme ve grup turlarını geçerek son 32 takım arasına kalsa da bu turda CSKA Moskova'yla oynanan iki maç sonunda 3-1 yenilerek turnuvadan elendi. Sonraki iki sezonu da ligde altıncılıkla tamamlayan kulübün en çok forma giyen oyuncularından Gareth Barry, 2009 yazında Manchester City'ye satıldı.[10] Villa'nın, Lerner başkanlığı dönemindeki en büyük başarısı 2010 Football League Cup finali oynamak oldu. Wembley Stadyumu'nda oynanan finalde Villa, Manchester United'a 2-1'lik skorla mağlup oldu.[84] Aynı sezon FA Cup yarı finaline kadar yükselmesine rağmen Chelsea'ye 3-0'lık skorla yenilerek kupadan elendi. Takım kaptanı James Milner'ın takımdan ayrılmasıyla önemli oyuncularından birini daha kaybeden takımda,[10] 2010-11 sezonunun başlamasından beş gün önce teknik direktör O'Neill'ın görevine son verildi. Takımın kontrolü ise geçici olarak altyapı antrenörü Kevin MacDonald'a geçti.[85] 8 Eylül 2010'da ise takımın başına Fransız teknik adam Gérard Houllier'nin getirildiği açıklandı.[86] 2010-11 sezonunun 9. sırada bitirilmesinin ardından, 1 Haziran 2011'de Houllier'nin görevine son verildi.[87] 17 Haziran 2011'de, Birmingham City'den beş gün önce ayrılan İskoç teknik direktör Alex McLeish takımın başına getirildi. Bu değişimle birlikte ilk kez Birmingham City'i çalıştıran bir teknik direktör, direkt olarak Aston Villa'nın başına geçmiş oldu.[88] 11 ay kadar görevini sürdüren McLeish, takımın sezonu 16. sırada, düşme hattının bir basamak üstünde tamamlamasının ardından gönderildi ve yerine, en son Norwich City'de görev yapan Paul Lambert getirildi.[89] Lambert yönetiminde geçen 2012-13 ve 2013-14 sezonlarında takım, Premier League'i 15. sırada tamamladı. 2014-15 sezonu ikinci yarısında yönetim tarafından İskoç teknik adamın görevine son verildi.[90][91] 14 Şubat 2015 tarihinde kulüpten yapılan açıklamada Tim Sherwood'un takımın başına getirildiği ve sözleşmenin 2017-18 sezonunun sonuna kadar imzalandığı belirtildi.[92][93] 2014-15 sezonunda ligi 17. sırada, düşme hattının bir sıra önünde tamamlayan takım, FA Cup'ta finale kadar yükseldi ve Arsenal ile oynadığı maçı 4-0 kaybederek kupada ikincilik elde etti. 24 Ekim 2015 tarihinde sezonunun 10 haftasının sonrasında 4 puanla son sırada yer alınca Sherwood'un görevine son verildi.[94][95] Teknik direktörlüğü geçini olan yardımcı antrenör Kevin MacDonald sürdürürken, 2 Kasım'da kulüpten yapılan açıklamada teknik direktörlüğe Fransız Rémi Garde'ın getirildiği ve kendisiyle 3,5 yıllık sözleşme imzaladığı belirtildi.[96] Ancak 29 Mart 2016 tarihinde kulüp tarafından Garde'nin görevine son verildi.[97][98] Sezonu, Eric Black'in geçici teknik direktörlüğünde tamamlayan takım, ligde son sırada yer alarak 1987'den sonra ilk kez ligden düştü.[99] Haziran ayında takımın teknik direktörlüğüne Roberto Di Matteo'nun getirildiği açıklandı.[100]
Renkler ve forma
Villa'nın 1887'de yeni renkleriyle tasarlanan ilk forması[101]
1874'te kurulan kulübün ilk renkleri; bordo ile kraliyet mavisi olarak belirlendi.[101] Ertesi sezon siyah-beyaz forma kullanan kulüp, 1878'de, göğüs kısmının ortasında şaha kalkmış kırmızı bir aslan bulunan siyah bir forma kullandı.[101]William McGregor tarafından İskoçya'dan satın alınan aslan figürleri, kulüp sekreterinin kız kardeşi tarafından formalara dikildi.[101] Forma, yaklaşık üç yıl boyunca kulübün iç saha forması olarak kullanıldı.[101] 1881'de, Hearts ile yapılan maça Villa, beyaz zemin üzerine enine mavi çizgilerden oluşan formayla çıktı. Bu tasarım Nisan 1883'e kadar kullanımda kaldı.[101] 1886'ya kadar siyah, beyaz, kırmızı, yeşil ve mavi gibi renklerden oluşan çeşitli desenlerde formalar kullanıldı.[101] Kasım 1886'da kulüp tarafından yapılan açıklamayla; kulüp renklerinin çikolata rengi ile açık mavi olması kararlaştırıldı. Kararın ardından üretilen ilk forma, çikolata rengi üzerine dikey mavi çizgilerden oluşmaktaydı.[101]
Ertesi yıl çikolata renginin yerini, benzer bir renk olan bordo aldı. Bordo ve mavi renklerin yer aldığı forma ilk kez 1887'de kullanıldı. 1890'ların başlarında iki parçalı formalar kullanılsa da, sonraları genellikle kolları mavi, düz bordo formalar tercih edildi.[101][102] 1894'ten beri yünlü kumaştan üretilen formalar, 1956'dan itibaren pamuklu kumaştan üretilmeye başlandı. Ertesi yıl, 1878'deki aslanlı tasarımdan sonra ilk kez kulüp arması formadaki yerini aldı.[101]
Deplasman maçlarında kullanmak üzere ilk kulüp forması 1892'de üretildi. Bu forma, düz beyaz renkten oluşmaktaydı.[103] Bu tarihten sonra kulübün ikinci ve üçüncü formaları için siyah, mavi, beyaz, sarı, gri ve bordo gibi çok sayıda renkten ve biçimden oluşan, çeşitli formalar üretildi.[103]
2 Haziran 2008'de kulüp, Acorns Children's Hospice ile imzaladığı sponsorluk anlaşmasıyla birlikte Premier League tarihinde bir hayır kurumuyla sponsorluk anlaşması yapan ilk kulüp oldu.[104] Anlaşmadan hiçbir şekilde para kazancı olmayan kulübün, 2008 ile 2010 yılları arasındaki formalarının ön kısmında kurumun logosuna yer verildi.[101]
2013-14 sezonundan beri Macron tarafından üretilen takım formalarının ön kısmında, 2013-14 sezonundan itibaren Dafabet'in reklamı yer almaktadır.
Arma
Kulübün ilk arması; William McGregor ve George Ramsay tarafından, şaha kalkmış kırmızı bir aslan olarak üretildi. Bu arma, kulübün 1878-80 yılları arasında kullandığı formalarda yerini aldı.[102] Eylül 1906'daki bir maç öncesinde verilen maç programında, bordo zemin üzerine beyaz şaha kalkmış aslan ile kulüp sloganı "prepared"in yazılı olduğu bir arma kullanıldı.[105] 1956'da modern formaların üretilmeye başlamasıyla yenilenen kulüp arması formada yer alarak, 1878'deki tasarımdan sonra formada yer alan ilk arma oldu.[101] 1969-70 sezonu sonlarına doğru teknik direktör Tommy Docherty, yeni ve daha basit bir arma tasarladı.[101] 1969'da üretilen bu tasarımda mavi renkte şaha kalmış alsan figürü ile aslanın altında kulüp adını temsilen AV harfleri yer almaktaydı.[106] 1973'te, teknik direktör Ron Saunders dönemindeki yeni tasarımda ise bordo renkteki aslan, yuvarlak bir çerçeve içinde bulunmakta, çerçevenin çevresinde ise kulübün adı yer almaktaydı.[101][106] 1992'de, Premier League'in kurulmasının ardından kullanılmaya başlanan arma ise sarı renkli aslan ile dikine bordo-mavi çizgilerden oluşan ve üstünde Aston Villa, alt kısmında ise kulüp sloganı "prepared" yazan çerçeveden meydana gelmekteydi. İleriki yıllarda bu tasarımın küçük değişikliklere uğramış bir versiyonu da kullanıldı.[106]
2 Mayıs 2007'de, 2007-08 sezonu ve sonrasında kullanılmak üzere yeni bir arma tasarlandığını duyurdu.[107] Yeni armada önceki versiyonda bulunmayan ve 1982'deki Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonluğunu temsil eden beyaz bir yıldız ile açık mavi arka plan üzerinde kulübün ilk armasındakine benzer bir aslan figürü yer almaktaydı. Kulüp sloganı prepared ve kulüp adının kısaltması AVFC de armada yer almaktaydı.[80] 17 Temmuz 2007'de yeni armanın bulunduğu üç forma, Birmingham'da tanıtıldı.[108]
1874-1876 yılları arasında Aston Park, 1876-1897 yılları arasında ise Perry Barr'ın ev sahipliği yaptığı Aston Villa, 1897'den beri iç saha maçlarını, UEFA 4 yıldızlı stadyumlardanVilla Park'ta oynamaktadır.[109] 42.788 kişi kapasitesiyle Villa Park,[2] İngiltere'deki en büyük sekizinci stadyum konumundadır.[110] İlki 1899'da, sonuncusu ise 2005'te olmak üzere, uluslararası düzeyde toplamda 16 maça ev sahipliği yapan stad, her üç yüzyılda da İngiltere millî futbol takımına ev sahipliği yapan tek stad konumundadır.[111] 2 Mart 1946'da, Derby County ile oynanan ve Villa'nın 4-3 kaybettiği FA Cup yarı finalini izleyen 76.588 seyirciyle tarihinin en yüksek seyirci sayısında ulaşan Villa Park,[7] yaptığı 55 FA Cup yarı finali ev sahipliği ile bu konuda liderliği elinde bulundurmaktadır. Kuzey tribünlerinde genişletme yapılması planlanan stadyumun; kapasitesinin, çalışmalardan sonra yaklaşık 51.000'e kadar ulaşması beklenmektedir.[112]
Kulüp, antrenmanlarını Warwickshire'ın kuzeyindeki Bodymoor Heath Antrenman Sahası'nda yapmaktadır. 1970'lerde, zamanın kulüp başkanı Doug Ellis tarafından bir çiftçiden satın alınan arazide bir antrenman sahası yapılması kararlaştırıldı. 1970'lerin en modern tesisleri olan Bodymoor Heath, 1990'lara doğru eskimeye başladı.[113] Kasım 2005'te, Ellis ve Aston Villa yönetimi tarafından yapılan açıklamayla tesislerin yenilenmesi için 13 milyon sterlinlik bir bütçe ayrıldığı bildirildi.[114] Fakat, yenileme çalışmaları başkan Ellis tarafından finansal problemler yüzünden durduruldu. Kulübün yeni sahibi Randy Lerner, dünyanın en iyi antrenman tesislerinden birini yaratmak amacıyla yarım kalan çalışmaları devam ettirdi. Yenilenmiş olan tesisler 6 Mayıs 2007'de, teknik direktör Martin O'Neill, takım kaptanı Gareth Barry ve 1982 Avrupa Kupası şampiyonu takımın kaptanı Dennis Mortimer tarafından resmî olarak açıldı.[115]
Mülkiyet
Kulübün mülkiyetiyle ilgili ilk tartışmalar; 19. yüzyılın sonlarında, profesyonel futbol kulüpleri ve oyuncularının sayısındaki artışının ardından bu gibi işleri sistemleştirmek amacıyla yapılan yasal düzenlemelerin ardından başladı. Federasyona bağlı kulüpler, kendi aralarındaki ilişkilerin federasyona bağlı kalınmadan yapılması için mülkiyetlerinin belli yatırımcılar arasında bölüştürülmesini talep eti. 1960'larda kulübün hisselerini satın almaya başlayan ve kısa sürede kulübün önemli bir pay ortağı olan Doug Ellis, 1968-1975 ve 1982-2006 yılları arasında kulübün başkanlık görevini de yürüttü. 1996'da Londra Borsası'na girerek halka açılan kulübün hisse fiyatlarında on yıl süreyle dalgalanmalar görüldü.[116] 2006'da başkan Ellis'in yaşadığı saplık sorunları sebebiyle kulüp hisselerinin satışa sunulduğu açıklandı.[117]
14 Ağustos 2006'da, Cleveland Browns'un sahibi Amerikalı iş insanı Randy Lerner ile, 62,6 milyon sterlin karşılığında Aston Villa'yı satın alması konusunda anlaşıldığı bildirildi. 25 Ağustos'ta Londra Borsası'na gönderilen bildiride Lerner'ın, Villa hisselerinin %59,69'unu satın aldığı ve bu sayede kulübün en büyük hissedarı olduğu belirtildi.[118] Ellis'in yönetimindeki bir önceki yılda -vergilerden önce- 8,2 milyon sterlin zarar eden ve ondan önceki yılda elde edilen 3 milyon sterlinlik kar ile kıyaslandığında kulübün yıllık geliri 51,6 miyon sterlinden 49 milyon sterline düştü.[117]
Lerner, 18 Ekim itibarıyla kulüpteki hissesini %89,69'a çıkardı. 19 Ekim 2006'da, Ellis ve ekibi yönetimden çekilerek yerini Lerner'a bıraktı.[117] Lerner, eski ABD Deniz Piyade Kolordusu generali Charles Krulak, Bob Kain ve Michael Martin'i bağımsız yönetim kurulu üyeleri olarak atarken, Steve Stride yönetim kurulu üyeliğine getirildi.[119] Ellis ise sonradan kulüp onursal başkanlığıyla onurlandırıldı.[120]
Sosyal sorumlulukları
Acorns Children's Hospice adındaki vakıfla sponsorluk anlaşması bulunan Villa, Premier League kulüpleri arasında bir hayır kurumunun sponsor olduğu ilk ve tek kulüp konumundadır.[121] Kulüp, formalarının ön yüzünde vakfın logosunu hiçbir ücret almadan bulundurarak kurumun tanıtımını yapmaktadır.[122] Forma sponsorluğunun yanı sıra vakfa bağışlar da yapan kulüp, oyuncular ve teknik ekiple birlikte sık sık kimsesiz çocuklara ev sahipliği yapan kuruma ziyaretler düzenlemektedir.[123]
Aston Villa, Midlands ve çevresinde yaşayanlar başta olmak üzere dünya üzerinde birçok taraftara sahiptir. Eski kulüp yöneticilerinden Richard Fitzgerald'ın yaptığı araştırmaya göre taraftarların %98'ini beyaz etnik gruplar oluşturmaktadır. Randy Lerner'ın kulübü satın almasından sonra, çeşitli etnik gruplarının da takımı desteklemesi için çalışmalar başlatıldı. Bu bağlamda Aston Pride başta olmak üzere birçok yerel kurum açıldı.[124] Bununla birlikte, Villa in the community adında bir program oluşturularak bölgedeki gençlerin Villa taraftarı olması için çalışmalar yürütüldü.[125] Yeni yönetim, taraftarların fikirlerini öğrenmek ve kulüp hakkındaki kararların verilmesinde taraftarların da fikirlerini almak doğrultusundaki çalışmalara da önayak oldu. Üç ayda bir düzenlenen toplantılara da katılabilen taraftarlar burada fikirlerini belirtebilmekte ve yönetime sorular yöneltebilmektedir.[126]
İngiltere'deki çoğu futbol kulübü gibi Aston Villa'nın da başta Villa Youth, Steamers, Villa Hardcore ve C-Crew olmak üzere, özellikle 1970'ler ile 80'lerden itibaren aktif olan holigan grupları vardır.[127] Şimdilerde ise tüm İngiliz kulüplerindeki gibi bu taraftar grupları da marjinalize olmuştur.[128] 2004'te, Queens Park Rangers ve Villa taraftarlar grupları arasında, Villa Park'ın hemen dışında yaşanan kavgada bir güvenlik görevlisi öldü.[129] Günümüzde ise kulübün ana taraftar grubu; bölgesel ve uluslararası uzantıları da bulunan Resmî Aston Villa Taraftarları Kulübü'dür.[130] Ellis döneminde birbirinden bağımsız birçok taraftar grubu olsa da Ellis'in görevi bırakmasının ardından bu gruplar da dağılmıştır.[131] Kulüp taraftarı ayrıca Heroes and Villains, The Holy Trinity, Witton Wisdom ve The Villa Bugle gibi fanzinler de yayımlamışlardır.[132]
Aston Villa'nın en büyük rakibi, aynı şehrin bir diğer takımı olan Birmingham City olarak gösterilir. İki takım arasında oynanan maçlar, Birmingham derbisi olarak adlandırılmaktadır.[139] Birmingham taraftarlarınca kulübe; kulübün isminden türetilen The Vile ve Aston Village ile Villa Park'taki en eski tribün olan Trinity Caddesi tribünündeki taraftarların ayaklarını yere vurarak takımlarını alkışlamasından ötürü Seals (Foklar) lakabı takılmıştır.[140] Birbirleriyle ilk maçlarına 27 Eylül 1879'da çıkan takımlar, 2010-11 sezonu itibarıyla toplamda 120 kez karşılaştı.[141] Bu maçların 51'ini Villa, 38'ini Birmingham kazanırken, 30 maçta taraflar birbirlerine üstünlük sağlayamadı.[141] Tarihte West Bromwich Albion ile de büyük bir rekabet içinde bulunsa da, 2003'te taraftarlar arasında yapılan araştırma neticesinde günümüzde böyle bir rekabetin varlığını korumadığı saptandı.[140]
Wolverhampton Wanderers ile Coventry City de, Birmingham kadar önemli olmasa da Villa'nın diğer rakipleri arasında gösterilebilir. 2005-06 sezonunda West Bromwich ve Birmingham'ın küme düşmesiyle Villa, 2006-07 sezonunda tek Midlands kulübü olarak Premier League'de mücadele etti. Aynı sezon Villa'nın, kurulduğu yer bakımından en yakın rakibi; yaklaşık 100 km ilerideki Güney Yorkshire takımı Sheffield United idi.[142] 2008-09 sezonunda Birmingham ile Wolverhampton, 2010-11 sezonunda ise West Bromwich Albion tekrar Premier League'e yükselerek Aston Villa'ya katıldı. Bu sayede 1983-84 sezonunun ardından ilk kez West Midlands'ın dört büyük kulübü aynı anda Premier Laegue'de oynama fırsatını elde etmiş oldu.[143]
Günümüz itibarıyla İngiltere futbolundaki en üst seviye ligde 100 sezon boyunca mücadele eden Aston Villa, bu konuda 107 yıldır en üst seviye liglerde oynayan Everton'ın ardından ikinci konumda bulunmaktadır.[144] Aston Villa, Arsenal, Chelsea, Everton, Liverpool, Manchester United ve Tottenham Hotspur ile birlikte Premier League'in her sezonunda oynayan yedi kulüpten biridir. Tüm zamanların Premier League puan tablosunda ise beşinci sırada bulunmaktadır. İngiliz kulüpleri için büyük kupaları kazanan kulüpler sıralamasında ise 20 şampiyonlukla dördüncü sırada bulunmaktadır.[6]
Aston Villa, bir sezonda en çok gol atan kulüp unvanını, 1930-31 sezonunda attığı 128 golle elinde bulundurmaktadır.[145] FA Cup tarihindeki iç saha maçlarında en uzun süre namağlup kulüp unvanını da taşıyan Villa, bu rekoru 1888 ile 1901 yılları arasında oynadığı 19 maçla elinde bulundurmaktadır.[146]
Aston Villa, tarihi boyunca ulusal ve uluslararası alanda pek çok başarı elde etti. Kulüp son büyük kupasını 1996'da, EFL Cup şampiyonluğuyla elde etti.[148]
Günümüze kadar, kulüpte forma giydiği zaman İngiltere'de Yılın Futbolcusu ödülünü kazanan üç oyuncu olmuştur. 1977'de Andy Gray, 1990'da David Platt, 1993'te ise Paul McGrath, Villa formasıyla bu başarıya ulaşan oyunculardır. 23 yaşın altındaki oyunculara verilen İngiltere'de Yılın Genç Futbolcusu ödülünü ise Villa oyuncularndan 1977'de Andy Grey, 1981'de Gary Shaw, 2009'da Ashley Young ve son olarak 2010'da James Milner kazandı. Preston'daki Ulusal Futbol Müzesi tarafından belirlenen, İngiliz futbol tarihinin en iyilerinin yer aldığı English Football Hall of Fame, iki Villa takımı ile iki Villa oyuncusu ve bir teknik direktörü içermektedir. Temmuz 2009'da güncellenen listede 1890'ların ve 1982'nin Villa kadrosu yer aldı. Danny Blanchflower ve Peter Schmeichel oyuncu, Joe Mercer ise teknik direktör olarak listede kendine yer buldu.[151]
2006'da kulüp, tarihinin gelmiş geçmiş en iyi oyuncularının yer aldığı "Aston Villa Hall of Fame" adında bir liste yayınladı. Taraftarların oylarıyla oluşturulan listede, 2006 yılına kadarki süreçte kulüp forması giymiş 12 oyuncu yer aldı.[11]
Not: Uyruk bilgisi futbolcuların FIFA uygunluk kurallarınca oynayabileceği millî takımı gösterir. FIFA kuralları haricinde başkaca uyruğa da sahip olabilirler.
1874'ten 1934'e kadar takım, sekreteri bugünkü teknik direktörle eşdeğer olan bir komite tarafından seçilirdi. Bu dönemde George Ramsay ve W. J. Smith olmak üzere iki sekreter bulunmaktaydı. Kulübün en başarılı teknik direktörü, 42 yıllık sekreterlik hayatında 6 FA Cup ve 6 Football League First Division kupası kazanan George Ramsay'dir. Kulübün ilk tam zamanlı teknik direktörü, 1934'te takımın başına geçen Jimmy McMullan oldu. 1990'da Jozef Vengloš'un göreve getirilmesiyle Aston Villa, Birleşik Krallık ve İrlanda dışından teknik direktör getirten ilk büyük kulüp oldu.[59]
şimdiye kadar 24 teknik direktörün görev yaptığı kulüp, özellikle son 30 yılda birçok teknik direktör değiştirdi. Kulüp tarihinde 37 yıl yönetimde bulunan Doug Ellis, kulüp tarihindeki 24 teknik direktörün 13'ünü işe alıp kovdu.[154] Takımın günümüzdeki teknik direktörü ise Kasım 2015'ten beri bu görevi yapan Fransız Rémi Garde'dır.
Aşağıda, herhangi bir kupa kazanma başarısını göstermiş ya da bir rekora imza atmış teknik direktörler listelenmiştir.
Geçmişte birçok televizyon programında Aston Villa teması kullanılmıştır. Porridge adlı dizideki Lennie Godber karakteri Villa taraftarıdır.[167]Emret Bakanım'ın ilk bölümünde Jim Hacker, Aston Villa'nın maçını kaçırmamak için erken kalkmaları gerektiğini söyler. Sonraki bölümlerde ise yerel takımı "Aston Wanderers"ı kurtarmak için yardım kampanyası düzenler. Dad's Army'nin çekimleri sırasında Villa taraftarı Ian Lavender'e canlandırdığı karakter için kıyafet seçmesi söylenirken, Lavender, Aston Villa renklerini temsil eden bordo-mavi renkli kıyafet seçer.[168]Gavin & Stacey 'deki karakterlerden Nessa, 10 Aralık 2009'da yayımlanan üçüncü sezonun üçüncü bölümünde Villa formasını giymektedir.[169]
Aston Villa teması birçok yazıda da kullanılmıştır. Joseph Gallivan'ın kitabı Oi, Ref, Villa taraftarı olan bir hakemin FA Cup yarı final maçında takımının lehine kararlar vermesini konu almıştır.[170]Derek Robinson'ın romanı Goshawk Squadron 'daki Stanley Woolley karakteri ise eski bir Villa oyuncusu olan Villa taraftarıdır.
Notlar
A. ^ 1992'ye kadar İngiltere'nin en üst seviye futbol ligi Football League First Division'dı. 1992'de yapılan değişiklikle Premier League, First Division'ın yerine geçerek birinci sıraya yükseldi. Bu sebepten dolayı First Division ikinci, Second Division ise üçüncü sıraya geriledi. First Division şimdilerde EFL Championship, Second Division ise EFL League One olarak adlandırılmaktadır.
B. ^Saunders Aston Villa'da futbol oynamamış; ancak 1974 ile 1982 yılları arasında takımın teknik direktörlük görevini üstlenmiştir.
^Tim Adams (5 Mart 2006). "Aston Villa, 1981". Observer Sport Monthly. Londra. 18 Ocak 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ocak 2008.