Ahmed Hasan el-Bekir (Arapça: أحمد حسن البكر) (d. 1 Temmuz 1914 - ö. 4 Ekim 1982), Iraklı asker ve siyasetçi. 1968-1979 yılları arasında Irak cumhurbaşkanı olarak görev yaptı.
Altı yıl ilkokul öğretmenliği yaptıktan sonra 1938'de Irak Askeri Akademisi'ne girdi. 1958'de monarşiyi deviren askerî darbeye katılmış olmasına rağmen Arap Sosyalist Baas Partisi üyesi olarak giriştiği devrimci etkinliklerden dolayı 1959'da ordudan emekliye sevk edildi. Baas'ın 1963 Darbesi'ni izleyen 10 ay süresince başbakanlık görevinde bulundu. 17 Temmuz 1968'de Baas Partili subaylar tarafından düzenlenen darbeyle Cumhurbaşkanı Abdurrahman Arif'in yerine geçti.[1] Yetkileri cumhurbaşkanlığı ile sınırlı kalmadı. Başbakanlığı ve savunma bakanlığını da üstlendi.[2] Sert ve hırçın dış politikasıyla Irak'ı Müslüman komşuları arasında yalnızlığa itti. Arap-İsrail uyuşmazlığında uzlaşmaya karşı bir tutum aldı. Farklı bir yol izleyen bir kısım Arap devlet başkanıyla anlaşmazlığa düştü.
İran Şahı Muhammed Rızâ Pehlevî'nin Şattülarap su yolunun paylaşılmasında çıkan sorunlar sonrası Irak'ın içişlerine karışması ve Kürtleri kışkırtması sebebiyle 1975'te yapılan Cezayir Antlaşması'na değin Irak Kürtlerini denetim altına almakta güçlük çekti. Ekonomik alanda, eski yönetimin beş yıllık kalkınma planını başlangıçta ihtiyatlı bir tutumla sürdürdü. Daha sonra Irak petrollerinin millileştirilmesi ile birlikte Irak ekonomisi gelişince sanayide büyüme politikasına yöneldi. 1976'da geçirdiği kalp krizinden sonra, birçok yetkisini yardımcısı Saddam Hüseyin'e devretti. 16 Temmuz 1979'da devlet başkanlığı ve Devrim Komuta Konseyi başkanlığını Baas'ın yeni önderi Saddam Hüseyin'e bıraktı. Saddam Hüseyin daha sonra verdiği röportajlarda Hasan el-Bekir'i lider olarak gördüğünü, artık Hasan el-Bekir'in sağlığının elvermediği süreçte bu değişimin gerçekleştiğini söylese bile bazı Iraklı uzmanlara göre Saddam Hüseyin yıllar içerisinde Bağdat'taki bürokratik gücü ele geçirmiş, Hasan el-Bekir'in gölgesinde ülkeyi yönetmiş ve nihayetinde de değişimi Hasan el-Bekir'e dayatarak kansız bir darbeyle iktidarı ele geçirmiştir.[3]
Kaynakça