Adalet Yürüyüşü, Gezi Parkı protestoları ile başlayan süreçte, emniyet kuvvetlerinin orantısız şiddetiyle ölen veya sakatlanan eylemcilerin faillerinin bulunmaması veya tespit edilen faillerin adil yargılanmadıkları gerekçesiyle, biri üniversite öğrencisi olan 4 kişi tarafından Antalya'dan başlatılan yürüyüş. 18 Temmuz'da Kadir Canbek, Batuhan Yücel, Ulaş Çakar ve Canberk Apiş tarafından başlatılan ve istikamet boyunca birçok kişinin katılarak devam ettirdiği yürüyüş, Burdur, Isparta, Afyonkarahisar, Eskişehir, Ankara, Bolu, Düzce, Sakarya, Kocaeli ile devam etmiştir.[1]Gezi Parkı'nda bir basın açıklamasıyla son verilmek istenen ve bu istikamette Antalya'dan İstanbul'a doğru uzanan yürüyüş, Gümüşsuyu'nda, Gezi Parkı'na yüzlerce metre kala tekrar polisin orantısız şiddetiyle engellenmiştir.[2][3]
Adalet için, Adaletten hızlı
20 Temmuz 2013 tarihinde, Antalya Halk Forumu, Cumhuriyet Meydanı'nda Yeryüzü Sofraları etkinliğini organize etti. Bu etkinliğin sonunda mikrofon alarak neden yürüdüklerini açıklayan yürüyüşçü sözcüsü, hazırladıkları bildiriyi "Adalet için, Adaletten Hızlı" başlığıyla okudu. Coşkulu kalabalık ile birlikte Adalet yürüyüşçüleri Cumhuriyet Meydanı'ndan Antalya'nın çıkışına kadar birlikte yürüdüler. Bu yürüyüş sırasında, Antikapitalist müslümanlardan İhsan Eliaçık da onlara eşlik ediyordu.[4]
Yürüyüşçüler yolculuğa çıkmadan önce aldıkları gece yürüme kararını ilk gün tüm gece yürüyerek uyguladılar. Yürüyüşün ilk günü, yürüyenlerin sayısı 8 kişiydi. Yürüyüşe her ne kadar 4 kişi başlayacağını açıklamış olsa da, Antalya'dan Burdur'un Bucak ilçesine kadar kendilerine eşlik eden arkadaşları oldu.
Bir grup insanın kendilerine karşı toplandığı bilgisini kolluk kuvvetlerinden öğrenen grup, kolluk kuvvetlerinin olayları iyi yönlendirmesiyle hiçbir olay yaşamadan o bölgeyi geçti. O gecenin sonrasında grup, yürüyüşü gündüz yapma kararı aldı ve son güne kadar yürüyüşlerine gündüz devam etti.
Burdur
Adalet yürüyüşçüleri Burdur'da bir grup tarafından karşılandı. Fakat Burdur'a ulaşmadan hemen öncesinde yürüyüşçülerden birinin dizinde oluşan ödem nedeniyle yürüyüşü bırakmak zorunda kaldı. Yürüyüşçüler, bu durumu arkadaşlarına haber vererek Antalya'dan bir ekibin gelip, yürüyemeyecek durumda olan yürüyüşçüyü alana kadar beklediler. 3 kişiye düşen ekip Burdur'a ulaştığında, kentin çıkışından içine kadar Burdur'lularla yürüdü. Yürüyüşçülerin kısa açıklamasından sonra geceyi onları karşılayanların evinde geçirip bir gün sonra yürüyüşe devam ettiler.
Burdur'daki kısa açıklama'nın satırbaşları şöyle idi:
İşlemeyen adaletin hızlandırılması için bu yürüyüşü gerçekleştiriyoruz. Eskişehir'e karanfil bırakacağız, Ankara'ya karanfil bırakacağız. Ardından İstanbul'a gideceğiz. Bu yürüyüş, dünyadaki bütün ezilen insanlar için. Polis şiddetine maruz kalanlar için, Cumartesi anneleri için, Roboski'de öldürülenler için.
Yürüyüşün hiçbir siyasi partiyi temsil etmediğini de altını çizerek belirttiler. Böylelikle yürüyüş, çok boyutlu bir şekil kazanmaya başladı.[5]
Keçiborlu/Isparta
Burdur'dan yola çıkan yürüyüşçülere yol üzerinden geçen insanların ilgisi büyüktü. Birçok insan yolda Adalet yürüyüşçüleri ile karşılaştıklarında araçlarını durduruyor, onlara su ikram ediyor ve hatıra fotoğrafı çektiriyordu. Isparta'nın Keçiborlu ilçesine yaklaştıklarına yol kenarında meyve-sebze satan insanların da büyük ilgisiyle karşılaşan yürüyüşçüleri, ilçe girişinde CHP Keçiborlu teşkilatı başkanı karşıladı. Başkan basına verdiği demeçte “Genç arkadaşlarımızı burada karşılama sebebim siyasi parti temsilcisi olarak değildir. Bir vatandaş olarak onları karşılıyorum. Ve ilçemizde dinlenmeleri için yardımcı oluyorum" diye konuştu.[6]
Eskişehir
Adalet yürüyüşçüleri, Afyonkarahisar'ın Sandıklı ilçesinde karşılandılar. Sandıklı'dan sonra Afyonkarahisar tarafında CHP Gençlik Kolları tarafından karşılandılar, kısa sohbetler sonrası Eskişehir yoluna koyuldular.
Antalya'dan yola çıktıktan 9 gün sonra Eskişehir'e ulaşan grubu şehir girişinde 40 kişilik bir grup karşıladı. Daha sonra hep birlikte Espark'ın önüne yürüyen grup burada toplanan kalabalığın önüne geçerek sloganlar eşliğinde polisin Ali İsmail Korkmaz'ı katlettiği yere doğru yürümeye başladı. Ali İsmail Korkmaz'ın darp edildiği yere ulaşıldığında yere beyaz karanfiller bırakan grup, yürüyüşlerinin sadece Gezi Parkı ile sınırlı olmadığını; aynı zamanda Denizlere, Mahirlere, İbolara, Necdet Adalı'ya ve Erdal Eren'e adanan bir yürüyüş olduğunu; Gezi direnişi sırasında katledilen Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Medeni Yıldırım'ın katledilmelerine ve polis saldırılarına dikkat çekmek ve faşist baskılara dikkat çekmek amacıyla yaptıklarını belirtti. Geceyi Eskişehir'de geçirdikten sonra Ankara'ya doğru yola çıkma kararı alan grup, bazı sağlık problemleri yüzünden 2 gün Eskişehir'de beklemek zorunda kaldı. Grup Ankara'ya doğru yola çıkarken, Eskişehir'den 3 kişi daha yürüyüşe katıldı.[7]
Ankara
Adalet Yürüyüşçüleri Ankara'da Ethem Sarısülük'ün polis tarafından vurulduğu yerde kalabalık tarafından karşılandı. Burada polis terörü kınandı. Adalet yürüyüşçüleri, Ethem'in vurularak düştüğü yere de karanfiller bıraktıktan sonra Ethem Sarısülük'ün ailesini ziyaret etti. Yürüyüşe Antalya'dan bu yana devam edenlerden bir kişinin ayağında oluşan ciddi bir sorun nedeniyle, yürüyüşçüler o kişiyi Antalya'ya gönderdiler ve 1 gün sonra, Ankara'dan aralarına katılan 1 arkadaşlarıyla birlikte yürüyüşe devam ettiler.[8]
Bolu, Düzce, Sakarya, Kocaeli ve İstanbul
Yürüyüşçüler Kızılcahamam istikametinden yürüyerek Düzce'ye kadar geldiklerinde, Sakarya'dan yola çıkan bir grup destekçi tarafından Düzce'de karşılandı. Düzce'den Sakarya'ya kadar yürüyüşe 3 kişi daha katılmış oldu. Yürüyüşçülere Sakarya'da 2, Gebze'de 1 kişi daha katıldı. Yürüyüşçüler 18 Ağustos günü, Kadıköy'de bulunan Yoğurtçu Parkı'na ulaştılar.
2 gün dinlenme kararı alan grup, 20 Ağustos günü vapurla karşıya geçerek Beşiktaş'tan Taksim Meydanı'na doğru ilerleme kararı aldı. Bu istikamette kendilerini Antalya'dan uğurlayan İhsan Eliaçık da yürüyüşçülere katıldı. Kısa süre sonra yürüyüşe BDP milletvekili Ertuğrul Kürkçü de katıldı. Bir süre yürüyen grubun önünü, Gümüşsuyu'nda çok sayıda polis kapattı. Polis yürüyüşün yasak olduğunu öne sürdü. Yürüyüşçüler kamu düzenini aksatan bir hareket içinde olmadıklarını söyleyerek, polise bu yapılanın yasalara aykırı olduğunu söyledilerse de polis İstanbul Valiliği'nden aldıkları talimatla grubun yürüyüşüne izin vermeyeceğini söyledi.
Böylece grup, kaldırım üzerinde oturma eylemi kararı aldı. Henüz hiç kimse yere oturamadan polis saldırısı gerçekleşti. Gruptan bir kişinin sara krizi geçirmesiyle son bulan müdahalede, yürüyüşçülerin en az 30 dakika yoğun bir şekilde polis şiddetine maruz kaldıkları, yakın mesafeden çok fazla biber gazına maruz bırakıldıkları gözlendi. Polis müdahaleden sonra hiç kimseyi gözaltına almadı. Bulunduğu konumu koruyarak yürüyüşü engellemeye devam etti. Adalet yürüyüşçülerinin hepsi, aldıkları darp etkisiyle veya soludukları gaz nedeniyle hastaneye gittiler.[2][9][10]
Galatasaray Lisesinin önüne çağrı
Müdahalenin ertesi günü, 21 Ağustos'ta yürüyüşçüler
Antalya’dan başlayan ve Gümüşsuyu’nda yerlerde sürüklenen adalet arayışımıza yapılan insanlık dışı müdahaleyi kınamak ve hesabını sormak için Galatasaray Lisesi önünde 23 Ağustos 2013’te saat 19:00 da basın açıklaması için toplanıyoruz. Adalet arayan tüm insanlığı bu basın açıklamamızda yanımızda olmaya çağırıyoruz.
23 Ağustos günü toplanan kalabalık içerisinde CHP ve BDP milletvekilleri vardı. Polis yine yoğun bir güvenlik önlemi almıştı. Yürüyüşçüler uğradıkları insanlık dışı saldırıyı kınayan bir açıklamada bulundular. Yürüyüşçülerden sonra BDP ve CHP milletvekilleri de açıklamalar yaparak yürüyüşçülere yapılan saldırıyı kınadıklarını ifade ettiler.[12] Açıklamalardan sonra kalabalık sık sık polise karşı sloganlar atmaya başladı. Toplantı yürüyüşçülerin protest sloganlarıyla sonlandırıldı.[3]
Adalet yürüyüşçülerinin Gümüşsuyunda uğradıkları polis saldırısı, birçok ilde tepki çekerken Antalya ve Eskişehir'de kalabalık gruplarca protesto edildi.[13]