2022 İstanbul saldırısı, 13 Kasım 2022 tarihinde TSİ 16.20 sularında İstanbul'un Beyoğlu ilçesindeki İstiklal Caddesi üzerinde meydana gelen bombalı saldırı. Patlama nedeni ile 6 kişi öldü; 2'si ağır 81 kişi yaralandı. Patlama sonrasında İstiklal Caddesi yayalara kapatıldı, bölgeye çok sayıda polis, ambulans ve itfaiye ekipleri geldi. Yaklaşık 1 saat sonra Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından patlamaya ilişkin yayın yasağı getirildi.
Saldırının ertesi günü patlamanın faili gözaltına alındı. Saldırının Suriye uyruklu Ahlam Albashır tarafından gerçekleştirildiği anlaşıldı. Türk yetkililer, Albashır'ın Kobani şehrinden eylem talimatı aldığını itiraf ettiğini söyledi. Ancak PKK saldırıyı üstlenmedi ve PKK'nin silahlı kanadı olarak bilinen HPG, PKK'nın olayla ilgisi olmadığını söyledi. 20 Kasım'da Türkiye, Kuzey Suriye ve Irak'taki YPG güçlerine karşı Pençe Kılıç Hava Harekâtı'nı başlattı.
2010'ların ortalarında cihatçı örgüt IŞİD, 10 Ekim 2015'te düzenlenen ve 109 kişinin öldüğü Ankara Garı saldırısı da dahil ülkede birçok saldırı düzenledi.[10] 2010'ların sonunda IŞİD'in zayıflamasıyla saldırıların yoğunluğu azaldı.
Suriye İç Savaşı'ndan bu yana süren ve en çok Türkiye'yi etkileyen göç dalgası, Türkiye için hala büyük bir tartışma konusu olmaya devam etmektedir. 2019 verilerine göre yaklaşık 3.5 milyon göçmen kayıtlı gözükse de[11] farklı kaynaklar bu sayının 10 milyona kadar ulaşmış olabileceğini düşünmektedir.[12][13] Bazı göçmen grupları, kaçak taşıtlar aracılığıyla Türkiye'nin iç bölgelerine göç etmektedir.[14][15][16] Bazılarına göre bu, denetimsiz bir göç olduğu için gelen göçmenler arasında "tehlikeli" sayılabilecek suçlular olabilir ve bu kişiler ülkede saldırgan eylemler düzenleyebilir.[17] 13 Kasım 2022'deki bombalı saldırıyı da Suriye'den gelen kaçak bir göçmenin yapması, yeniden tartışma konusu olmuştur.[18][19]
Saldırı
Saldırı, 13 Kasım 2022 tarihinde yerel saatle 16.20'de İstanbul'a bağlı Beyoğlu ilçesindeki İstiklal Caddesi'nde Suriye uyruklu Ahlam Albashır tarafından saat 16.13'te bir banka bırakılan çantanın içerisindeki TNT bombasının patlaması sonucu meydana geldi.[20]OdaTV'ye göre patlama olay yerine bırakılan bombalı paket ile gerçekleşti ve paketi koyan şahsın 1.65 metre boyunda bir kadın olduğu rapor edildi.[21]
Patlamanın ardından bölgeye çok sayıda itfaiye, polis ve sağlık ekibi sevk edildi, polis kuvvetleri İstiklal Caddesi'ni boşalttı ve Taksim Camii kapatıldı. Güvenlik amacıyla helikopterlerin cadde çevresinde havadan denetim yaptığı rapor edildi. Kızılay, çevredeki hastanelere gerekli kan sevkiyatının yapılmış olduğunu ve acil kan ihtiyacının olmadığını Twitter üzerinden duyurdu.[22]
Patlamanın yaşandığı yerdeki mağazalar ve binalar hasar gördü.[24]
Sonrası
İstanbul Sulh Ceza Hakimliği tarafından, patlamayla ilgili görsel ve işitsel tüm haber ve sosyal paylaşım sitelerine yönelik toplumda korku, panik ve kargaşa oluşturabilecek, terör örgütlerinin amaçlarına hizmet edebilecek yayınlardan kaçınmaları çerçevesinde geçici yayın yasağı kararı verildi.[25][26] Yalnızca hükûmet yetkilileriyle yapılan görüşmelerin rapor edilmesine izin verildi.[27] Türkiye genelinde internet hızı yavaşlatıldı. Sosyal medyaların bant genişliği azaltıldı; Twitter, YouTube, Instagram, Facebook gibi sosyal medya platformlarına geçici olarak erişim kısıtlandı.[28]
Saldırının ertesi günü, İstiklal Caddesi'ne cadde boyunca toplam 1200 Türk bayrağı asıldı.[30] Aynı gün İstiklal Caddesi'nde bulunan ağaçlı banklar kaldırıldı.[31]
24 Şubat 2023 günü, saldırının failleri Ahlam Albashır ile Bilal Hassan'ı yönlendirdiği ve Bilal Hassan'ın yurt dışına kaçmasını sağladığı iddia edilen Halil Menci, 22 Şubat 2023 günü YPG'nin kontrolü altında olan Kamışlı'da MİT unsurlarınca öldürüldü.[33]
Soruşturma
Saldırı soruşturması
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından patlamaya ilişkin soruşturma başlatılarak 8 savcı ve 2 başsavcı vekili görevlendirildi.[34] Başsavcılığa bağlı Terör Suçları Soruşturma Bürosu, patlamayla ilgili yapılan "dezenformatif sosyal medya paylaşımlarına" soruşturma başlattı.[35]
Cumhurbaşkanı Erdoğan, olayın ardından yaptığı açıklamada olayın bir bombalı saldırı olabileceğini ancak henüz belli olmadığını ve valilikten gelen bilgiye göre bir kadının olayla bağlantılı olduğunu açıkladı.[36]
Patlamanın yaşandığı noktadaki güvenlik kameralarına bakılarak bir kadının TSİ 16.13'te bir banka çanta bıraktığı ve ardından patlamanın gerçekleştiği görüldü. Patlamanın kaynağının bırakılan çanta olup olmadığı belli değilken çantayı bırakan kişinin olaydan sorumlu olduğu değerlendirildi.[37] Ayrıca Fuat Oktay da bahsedilen kişinin patlamayı gerçekleştirmiş olabileceğini söyledi.[38] İncelenen kamera kayıtları sayesinde olayın faili olarak değerlendirilen kadının patlamanın ardından herkes panik yaşarken bölgeden koşarak kaçtığı anlaşıldı.[39]Emniyet Genel Müdürlüğü saldırıda kullanılan patlayıcının el yapımı TNT olduğunu açıkladı.[40]
Yapılan araştırmalarla şüpheli kadının irtibat kurduğu tespit edilen 21 adrese operasyon düzenlendi. Düzenlenen operasyonlarda 46 kişi gözaltına alınarak sorgulandı. Sorgulamanın ardından bombayı koyan kadının Küçükçekmece'deki evi tespit edildi.[3] Gece saatlerinde olayın faili olan kadın Küçükçekmece'de saklandığı evinden polis ekiplerince alındı. Evinde, saldırı eylemini gerçekleştirirken giyindiği kıyafetler bulundu.[41]
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ertesi gün yaptığı açıklamada olayın failinin gözaltına alındığını açıkladı.[42] Ayrıca Soylu, eylemin talimatının Kobani'den geldiği ve eylemi yapanın Afrin'den geçtiği konusunda değerlendirmelerinin olduğunu söyledi.[43] Soylu, Eylül 2022'de Mersin'de bir polis karakoluna düzenlenen silahlı saldırıdan ABD'yi sorumlu tutmuş ve ABD'nin PYD'ye 2019'dan bu yana 2 milyar dolara kadar yardım sağladığını söylemişti.[44][45]
Tutuklanan failin Suriye uyruklu ve Ahlam Albashır adında bir kadın olduğu tespit edildi.[4] Henüz hiçbir örgüt saldırıyı üstlenmese de, saldırgan kadın kendisinin "özel istihbarat elemanı" olarak yetiştirildiğini, ülkeye Afrin üzerinden kaçak yollarla geldiğini ve Kobani'den eylem yapma talimatı aldığını itiraf etti.[4] Ancak PKK saldırıyı üstlenmedi ve PKK'nin silahlı kanadı olarak bilinen HPG, Fırat Haber Ajansına verdiği açıklamada örgütün olayla ilgisi olmadığını söyledi. Açıklamada ayrıca, “Bu açıdan Türkiye zemininde sivil insanları herhangi bir biçimde hedeflememiz söz konusu olamaz” denilerek, olayla ilgili “Karanlık planın devreye sokulmak istendiği görülmektedir” yorumu yapıldı.[5][6]Mazlum Kobani ise sosyal medya hesabından güçlerinin İstanbul saldırısıyla ilgisinin olmadığını söyledi.[46]
Saldırgan bir sonraki ifadesinde; abisinin Özgür Suriye Ordusunda üst düzey yetkili olduğunu, 2017 yılında ablası ile YPG kontrolündeki Münbiç'e geçtiklerini, burada YPG'nin "üst düzey yöneticilerinin" kendisini YPG aleyhine casusluk yaptığı gerekçesiyle tutukladıklarını ve hapse attıklarını söyledi. Sonrasında ise YPG'nin "üst düzey sorumlusu" ile yüz yüze görüştürüldüğünü ve kendisine Özgür Suriye Ordusu için casusluk yaptığını söyleyerek korkuttuğunu söyledi.[47] Ayrıca saldırgan daha önce birkaç kez Taksim'e gidip video çektiğini, çektiği videoları Hacı denilen YPG'li militan'a gönderdiğini bildirdi. Saldırıdan önce ise kendisine cesaret hapı verildiğini, saldırının hemen öncesinde de kendisine refakat eden kişi tarafından çanta verildiğini, bu çantayı alıp İstiklal Caddesi'ne geldiğini söyledi.[48]
Süleyman Soylu yaptığı bir diğer açıklamada olayın faili kadının yakalanmasaydı Yunanistan'a kaçırılacağını söyledi ve olay sonrası yapılan teknik bir dinleme sayesinde saldırganın terör örgütü tarafından olayın çözülmesini engellemek amacıyla öldürüleceğini öğrendiklerini belirtti.[49] Saldırgan Ahlam Albashir ile beraber bu olayı düzenleyen ve PKK tarafından saldırganı öldürme emri alan kişinin de yakalandığını açıklandı.[50] Ahlam Albashir'in önceden çalıştığı bir tekstil atölyesindeki birkaç çalışan da gözaltına alındı.[51] Saldırganı Bulgaristan'a kaçırmaya çalıştıklarından şüphelenilen iki insan kaçakçısının da gözaltına alındığı bildirildi.[51]
Dava
Ahlam Albashır'a "Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak" ve 6 kişiye karşı "Kasten öldürme" suçlarından toplam 7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Albashır ayrıca "Kasten öldürmeye teşebbüs", "Tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurmak" suçlarından dolayı toplam bin 794 yıl hapis cezası ve 22 bin lira adli para cezası aldı. "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan ise beraat etti.[52]
Mahekemede son söz hakkında ise cezasını kabul ettiğini ve Ammar Jarkes'in olaylardan haberi ve suçu olmadığını söyledi.[52]
Diğer olaylar
Saldırının şüphelisi Alham Albashır ile MHP'nin Şırnak Güçlükonak İlçe Başkanı Mehmet Emin İlhan'ın üzerine kayıtlı bir hat üzerinden iki görüşme yapıldığı tespit edildi.[53] Bunun üzerine İlhan, Şırnak Adliyesine ifadeye çağrıldı.[54] İlhan, ifadesinden sonra yaptığı basın açıklamasında 2019 yılında kendisi adına çıkarılmış bir hat üzerinden bilgisi dışında görüşme yapıldığını söyledi.[55] Daha sonra Şırnak Valiliği'nin yaptığı basın açıklamasında da İlhan'a ait hattın GSM bayisi tarafından izinsiz çıkarıldığı, 3. şahsa verildiği ve hattın İlhan tarafından kullanılmadığı söylendi.[56]
Tepkiler
Ulusal
Pek çok siyasi lider, patlamanın bir terör saldırısı olduğunu öne sürerek olayı kınadı ve sosyal medya hesapları üzerinden taziye mesajları yayımladı.[57]
Devlet yetkilileri ve belediye başkanları
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hain saldırının ardından olay yerine emniyet mensuplarımız gitmiş, yaralılarımız çevredeki hastanelere gönderilmiştir. Türkiye'yi ve Türk milletini terörle teslim alma çabaları bugün ve yarın olduğu gibi hedefine ulaşamayacak." ifadelerinde bulundu.[58]
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Allah milletimizin yardımcısı olsun" diyerek saldırıyı andı ve ABD büyükelçisinin taziyesini reddettiğini açıkladı.[59]
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, patlamanın gerçekleştiği yere gidip incelemelerde bulundu ve Twitter hesabından korku ve paniğe yol açabilecek paylaşımlardan uzak durulmasını söyledi.[60][61]
Siyasi partiler
Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu "Her türlü teröre karşı gönül birliği yapmak zorundayız. Her türlü teröre karşı ortak ses çıkarmak zorundayız ve terörü lanetlemek zorundayız. Terör nereden, kimden gelirse gelsin, kaynağı ne olursa olsun teröre karşı bu ülkede yaşayan 85 milyonun aynı şeyi seslendirmesi lazım. Terörü, terörü yapanları, onlara destek verenleri lanetlemesi lazım. Bunu yaptığımız zaman gönül birliğimiz olur, kucaklaşmamız daha güzel olur." ifadelerinde bulundu.[62]
İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener, Ankara'da yaptığı açıklamada "Bu alçakça saldırıyı şiddetle kınıyorum. En kısa sürede faillerinin bulunması için ne gerekiyorsa yapılmasına biz de yardımcı olmak isteriz. Bunun da takipçisi olacağız. Arkadaşlarımızı bu konuyla ilgili görevlendirdik." ifadelerini kullandı.[63]
Zafer Partisi genel başkanı Ümit Özdağ patlama nedeniyle yapacağı programı iptal etti ve Taksim'e gideceğini açıkladı.[64]
Demokrasi ve Atılım Partisi genel başkanı Ali Babacan "İstanbul'da İstiklal Caddesi'nde meydana gelen patlamada hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılarımıza acil şifa diliyorum. Çok üzgünüm. Can kaybının artmamasını umut ediyorum." ifadelerinde bulundu.[67]
Gelecek Partisi genel başkanı Ahmet Davutoğlu "Başımız sağ olsun. İstiklal Caddesi'nde yaşanan patlamada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifa diliyorum. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz" ifadelerinde bulundu.[68]
Ezilenlerin Sosyalist Partisi Twitter hesabından "Bu katliam bir kontrgerilla faaliyetidir. Faili Suruç'ta ve Ankara'da halkları katleden faşist rejimdir." ve "Katledilenlerimizin hesabını bu alçak rejimden soracağız." açıklamasında bulundu.[69]
Diğerleri
Fener Rum PatriğiBartholomeos, "İnşallah memleketimize daimi barış, birlik ve beraberlik en kısa zamanda döner ve insanlar mesut, refah yaşarlar. Temennimiz ve dualarımız bu istikamettedir. Dünkü olayı nefretle kınıyoruz, şiddetle kınıyoruz," açıklamasını yaptı.[70]
Saldırı, uluslararası çapta geniş yankı uyandırdı. Çoğu ülkenin yetkilileri, saldırıyı kınayarak ölenlerin yakınlarına başsağlığı ve yaralılara acil şifalar diledi.[72] Aynı zamanda Avrupa Konseyi,[73]NATO[74] ve Türk Devletleri Teşkilatı[75] gibi çeşitli organizasyonlar da saldırıyı kınadı.