2011 Türk futbolu şike davası ya da 3 Temmuz süreci, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekiplerin yapmış olduğu 8 aylık teknik ve fiziki takip inceleme neticesinde 3 Temmuz 2011 tarihinde Türkiye'nin 15 şehrinde eş zamanlı olarak gerçekleştirdiği operasyonla birçok aktif yönetici ile futbolcunun gözaltına alınması sonucu başlayan davadır. Türk futbol tarihinin en büyük skandallarından birisidir. 2010-11 sezonunda Süper Lig ve 1. Lig'in bazı müsabakalarında şike yapıldığı ve teşvik primi verildiği iddiası üzerine başlatılmıştır.
3 Temmuz 2011 tarihinde yapılan operasyonla halkın haberdar olduğu bu büyük dava, Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz tarafından başlatılmıştır. Daha sonra dava Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk'e devredilmiş ve bu savcı operasyonları başlatmıştır. İddianameyi yazdıktan sonra dava Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Ufuk Ermertcan'a teslim edilmiş ve Özel Yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılama sırasında bu savcı görev yapmıştır. Özel Yetkili Mahkemeler kapatıldığından ötürü, Yargıtay kararı sonrası İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılamada ise, Cumhuriyet Savcısı Abdullah Mirza Coşkun görev yapmıştır.
Savcı iddianameyi hazırlayana kadar soruşturmanın ilk evrelerinde 93 sanıktan 31'i tutuklanmış, daha sonra değişen yasa ve duruşmalar sonrasında tahliye edilmişlerdir. Şu anda bu davadan dolayı tutuklu sanık bulunmamaktadır.
Toplam 93 sanıklı dava, ilk olarak Özel Yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmüştür. 14 Şubat 2012 tarihindeki ilk duruşmayla başlayan dava, 2 Temmuz 2012 tarihindeki 23. duruşmada karara bağlanmıştır. Mahkeme Başkanı Hakim Mehmet Ekinci, Üyeler Hikmet Şen ve Bülent Kınay'dan oluşan Mahkeme Heyeti, sanıklara verdiği cezaları açıklamıştır. 93 sanıktan 48'i çeşitli cezalar alırken 45'i beraat etmiştir.
10 Ağustos 2012 tarihinde Özel Yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, 682 sayfalık gerekçeli kararını açıklamıştır.[1] Mahkemenin kararını önce savcı, arkasından da sanıklar temyiz etmiştir.
17 Ocak 2014 tarihinde Yargıtay 5. Ceza Dairesi kararını açıklamıştır.[2] Yargıtay 5. Ceza Dairesi, kararların belli bir kısmını onamış, bir kısmını düşürmüş, bir kısım hükümleri de bozmuştur.
6 Mart 2014 tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından onanarak yasalaşan "Özel Yetkili Mahkemelerin Kaldırılması" şeklindeki yeni yasa düzenlemesine göre Yargıtay 5. Ceza Dairesi tarafından hükümleri bozulan sanıklar, haklarında yapılacak yeniden yargılamada özel yetkili mahkemelerde değil, ağır ceza mahkemelerinde yargılanmıştır.[3][4] 2 Mayıs 2014 tarihinde ise HSYK tarafından verilen karara göre dava, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmüştür.[5]
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay tarafından cezası bozulan 31 sanık ve yeniden yargılanmasına karar verilen 6 sanığın dosyalarını birleştirerek toplam 37 sanığı davada tekrar yargılamıştır. Mahkeme Başkanlığını Hakim Ahmet Civelek'in yaptığı Mahkeme Heyeti 13 Ocak 2015'te başlayan davayı, 9 Ekim 2015 tarihindeki 6. duruşmayla sonlandırmıştır. Mahkeme, yargılanan tüm sanıkların beraatine ve kapatılmış olan Özel Yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından cezalandırılmış sanıkların ceza hükümlerinin bozulmasına karar vermiştir.[6]
Karara yapılan itiraz sonucunda dosya Yargıtay'a taşınmıştır. 27 Mart 2017 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı "Beraat kararlarının onaylanması ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararın onanması" yönünde tebliğ yaparak dosyayı davanın görüşüldüğü Yargıtay 5. Ceza Dairesi'ne göndermiştir.[7] Yargıtay 5. Ceza Dairesi, temyiz incelemesini hâlen sürdürmektedir.
19 Nisan 2016 tarihinde 28 ilde başlatılan operasyonla, şike adı altında spor kulüplerine kumpas olayına adı karışan çok sayıda gazeteci, avukat ve dönemin bazı emniyet teşkilatı üyeleri göz altına alınmaya başlandı.[8] İlerleyen süreçte, 3 Temmuz 2011'de yapılan operasyonla başlayan şike davasının kumpas olduğu iddiasına dair dava başlatıldı. Davanın ilk duruşması 20 Şubat 2017 tarihinde yapılmış olup,[9] dava 27 Aralık 2021 tarihinde sonlandırılmıştır.
Sportif Tarafı
3 Temmuz 2011 tarihinde yapılan operasyonla davanın duyulması ülkede tam bir şok etkisi yaratırken dönemin Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, süreci yakından takip ettiklerini ve bu davanın sportif yargılamasını yapacaklarını açıkladı. 6 Temmuz 2011 tarihinde savcılıkla görüşen Mehmet Ali Aydınlar, "Durum vahim gözüküyor." açıklamasını yaptı.[10] Aynı günün akşamı İstanbul Emniyet Müdürlüğü soruşturmayla ilgili bir basın açıklaması yayınladı. Açıklamada 2010-11 sezonunda Süper Lig ve 1. Lig'de oynanan toplam 19 maçta şike ve teşvik primi faaliyetlerinin gerçekleştirildiğinin tespit edildiği ve delillendirildiği bildirildi.[11]
Süreç ilerledikçe tutuklamalar arttı. Çok fazla sayıda spekülasyon yapılmakla birlikte, pek çok spor kulübü çeşitli açıklamalarda bulundu. Fenerbahçe taraftarı, 10 Temmuz 2011 tarihinde Bağdat Caddesi'nde yaklaşık 400 bin kişiyle yürüyüş yaptı ve Polisle karşı karşıya geldi.[12] TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, 11 Temmuz 2011 tarihinde "Süper Lig, planlandığı gibi 5 Ağustos'ta başlayacaktır." açıklamasını yaptı.[13] Bu açıklamanın üzerine Galatasaray SK, "Bu ateş üfleyerek sönmez, çözüm zamana yayılamaz" başlıklı sert bir açıklama yayınlayarak, TFF'nin derhal karar alması gerektiğini açıkladı.[14] Ancak kulüplerin baskıları, UEFA ile temaslar, davanın ülkede yarattığı büyük sansasyon ve TFF'nin henüz bir karar alamaması sebebiyle Türkiye Futbol Federasyonu, 25 Temmuz 2011 tarihinde Süper Lig'in 9 Eylül 2011 tarihinde başlamasına ve Fenerbahçe ve Beşiktaş arasında oynanması gereken Süper Kupa maçının iptal edilmesine karar verdi.[15] Ülkede tam bir kaos hakimken Türk futbolunun içinde bulunduğu bu kaostan nasıl çıkacağı çok belirsizleşmişti.
15 Ağustos 2011 tarihinde TFF'nin şike davası ile ilgili ilk kararı şu şekildeydi:
"Soruşturmada şu an için gizlilik kararı olduğundan dolayı soruşturmayı yürüten savcı TFF'ye hiçbir belge ve bilgi vermemiştir. TFF hiçbir belge ve bilgi göremediğinden soruşturma başlatamamaktadır ve de savunma alamamaktadır. Savunma alınmadan ceza verilemez. Bu nedenle TFF dosyadaki gizlilik kararının kalkmasını bekleyecektir. Dosyadaki gizlilik kararı savcının iddianamesinin mahkemece kabulünden sonra kalkacağından TFF iddianamenin kabulünü bekleyecektir."
TFF, iddianame kabul olduktan sonra adı geçen kişiler ile kulüplerden savunma alınacağını ve kendi disiplin yargılamasını yapacağını kamuoyuna açıkladı. Buna rağmen soruşturmada adı geçen belli başlı kişileri PFDK'ya sevk ettiğini de duyurdu.[16] Galatasaray ve Trabzonspor kulüpleri başta olmak üzere birkaç spor kulübü kararı protesto eden açıklamalar yaptılar.[17][18]
Bu sırada soruşturmanın tam merkezinde bulunan, hakkında çok büyük şike ve teşvik suçlaması bulunan, başkanı ve pek çok kıdemli yöneticisi tutuklu bulunan Fenerbahçe, 2011-12 UEFA Şampiyonlar Ligi gruplarına katılmak üzereydi. UEFA, 25 Ağustos 2011 tarihinde yapılacak bu kura çekimine Fenerbahçe'nin katılmasını istemiyordu. UEFA, 22 Ağustos 2011 tarihinde dönemin UEFA Baş Hukuk Müşaviri Pierre Cornu'yu İstanbul'a göndererek süreç hakkında rapor istedi. Pierre Cornu, TFF yöneticileri ile yemek yedi, soruşturmayı yürüten savcı ile bir görüşme yaptı ve UEFA'ya bir rapor sundu. Bu raporda Fenerbahçe'nin kuvvetli suç şüphesine sahip olduğu, kulübün başkanının şike suçlamasıyla tutuklu olduğu ve Fenerbahçe'nin bu sezon UEFA Şampiyonlar Ligi'ne katılmasının mümkün olmayacağı yazmaktaydı. Bu rapor üzerine 23 Ağustos 2011 tarihinde UEFA, Fenerbahçe'nin turnuvadan çekilmesini, eğer kulüp bunu kabul etmezse TFF'nin kulübü şampiyonaya göndermemesini istediğini bir mektup ile TFF'ye iletti. Eğer bu iki yoldan birisi yapılmaz ve Fenerbahçe, UEFA Şampiyonlar Ligi kuralarına gönderilirse UEFA tarafından Türkiye Futbol Federasyonu hakkında soruşturma başlatılabileceği bilgisi mektupta belirtildi. TFF, durumu hemen Fenerbahçe'ye bildirmesine karşın, Fenerbahçe kuraya 2 gün kalmışken böylesine önemli bir konuda bu kadar kısıtlı sürede karar alamayacağını, TFF'nin 15 Ağustos 2011'deki kararlarına uygun davranacağını ve UEFA Şampiyonlar Ligi'ne katılacağını TFF'ye belirtti. TFF, bunun üzerine UEFA'nın açabileceği soruşturmayı göz önünde bulundurarak UEFA'nın önerdiği 2. şıkkı yerine getirmiş ve Fenerbahçe'yi 2011-12 UEFA Şampiyonlar Ligi gruplarına katılmaktan men etmiştir.[19]
Bu karar üzerine derhal toplanan UEFA Acil Durum Heyeti, (UEFA Başkanı ve 4 Yönetim Kurulu Üyesinden oluşmaktadır) kura çekiminden çıkarılan Fenerbahçe yerine 2010-11 Süper Ligi 2. bitiren Trabzonspor'u 2011-12 UEFA Şampiyonlar Ligi grup kurasına dahil etti. Turnuvaya, bir Türk takımının yerine, başka bir Türk takımını alarak katılım parasının Türkiye'ye gitmesini istediklerini ve Türkiye'ye iyilik yaptıklarını belirten UEFA, bu hızlı ve cesur kararı için TFF'ye teşekkür ederken, TFF'nin yozlaşmaya ve şikeye karşı dik durduğunu savundu.[20]
Bu karar için önce TFF Tahkim Kuruluna itirazda bulunan Fenerbahçe'nin itirazı reddedildi.[21] Daha sonra Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi'ne (CAS) bir başvuru yapan Fenerbahçe, turnuvaya yeniden katılma talebini iletti. Bu talep kuralar çekildiği, UEFA Şampiyonlar Ligi'nin kurallarına ve prestijine zarar vereceği gerekçesiyle CAS tarafından reddedildi.[22] Fenerbahçe bunun üzerine hem UEFA'ya hem de TFF'ye karşı CAS nezdinde 45 milyon euroluk bir tazminat davası açtı. 18 Haziran 2012 tarihinde görüleceği açıklanan bu dava, daha sonra Fenerbahçe'nin bu davadan feragat etmesiyle düştü.[23]
Öte yandan soruşturmayı yürüten Savcı Mehmet Berk iddianamesini hazırladı ve mahkemeye sundu. 9 Aralık 2011 tarihinde Özel Yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kabul ettiği bu iddianameden sonra dava resmen başladı, gizlilik kararı da kalktı.[24] TFF, en kısa sürede adaletli, infial yaratmayacak, kamuoyu vicdanını tatmin eden ve uluslararası normlara uygun kararlar almak istediğini duyurdu.[25] Bu bağlamda TFF, konu ile ilgili 26 Ocak 2012 tarihinde bir kongre yapılmasına ve tüm Genel Kurul Üyeleri'nin konuya dair görüşlerinin alınmasına karar verdi.[26] TFF, bu Olağanüstü Genel Kurul kararı ve dosyanın akıbeti hakkında UEFA ile fikir alışverişinde bulunmak için randevu talep etti. 19 Ocak 2012 tarihinde dönemin TFF yetkilileri, Başkan Mehmet Ali Aydınlar'ın da katıldığı bir toplantıda UEFA yetkilileri ile görüştü.[27]
26 Ocak 2012 tarihinde Türkiye Futbol Federasyonu Olağanüstü Genel Kurulu yapıldı. Kongrede "Haklarında şike ve teşvik primi iddiası bulunan kulüplere uygulanması muhtemel yaptırımların değiştirilip değiştirilmemesi" şeklinde bir oylama yapıldı. Yapılan oylama sonucunda, haklarında şike ve teşvik primi iddiası bulunan kulüplere uygulanması muhtemel yaptırımların, bir kereye mahsus olarak değiştirilmesi kabul edilmedi.[28] Bu kongre sonrası istifa edeceğini ima eden bir konuşma yapan Mehmet Ali Aydınlar, çeşitli baskılar ve kulüplerin istekleri yüzünden kongreden birkaç gün sonra 2 TFF yöneticisi ile birlikte istifa etti.[29]
Bunun üzerine TFF tüzüğü gereği olağanüstü kongreye gidildi ve Beşiktaş Başkanlığından istifa edip aday olan Yıldırım Demirören TFF Başkanı seçildi.[30] TFF kurullarını tamamen değiştiren Yıldırım Demirören, derhal soruşturmasını başlattı. Belgeler ve bilgiler TFF Etik Kurulu'na gönderildi, TFF Etik Kurulu mütalaasını sundu.
- Türkiye Futbol Federasyonu, 30 Nisan 2012 tarihinde "Futbol Disiplin ve Müsabaka Talimatlarında" değişiklik yaptı.[31] TFF Yönetim Kurulu, Futbol Disiplin Talimatının "Müsabaka sonucunu etkileme" maddesinde çeşitli değişiklikler yaparken aynı zamanda "Yaptırımın Ertelenmesi" adlı bir maddeyi de yürürlüğe koydu. Ardından davada adı geçen tüm kişi ve kulüpleri Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'ya sevk ettiğini, UEFA'nın istediği şekilde dosyayı tamamen disiplin kuruluna gönderdiğini açıkladı. Bu kararlar kamuoyunda TFF karşıtı ciddi tepkilere yol açtı. Galatasaray, TFF yönetimini "Şikeyi örtbas etmek" sebebiyle istifaya davet etti.[32] Binlerce Galatasaray taraftarı Taksim'de protesto yürüyüşü yaptı.[33] Kararın açıklandığı günün akşamı eski futbolcu ve hakem Erman Toroğlu bir televizyon programında cacık yapmış ve "Türk futbolunun hali budur, bir cacık olmaz" diyerek TFF yönetimini protesto etmiştir.[34] Aynı eylemi Bursaspor taraftarları bir lig maçından önce stadyum önünde cacık dağıtarak gerçekleştirmiştir.[35]
- Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, 6 Mayıs 2012 tarihinde Süper Lig dosyası hakkındaki kararlarını açıkladı.[36] "Müsabaka Sonucunu Etkileme" suçlamasıyla sevk olunan 16 Süper Lig kulübüne hiçbir ceza vermeyen PFDK, aynı nedenle sevk edilen 55 kişiden 45'ini suçsuz buldu. 2'si futbolcu 10 kişiye ise hak mahrumiyetleri ve müsabakalardan men cezaları verdi. Ceza alan kişiler itiraz ettiler, dosya TFF Tahkim Kurulu'na taşındı.
- TFF Tahkim Kurulu, 4 Haziran 2012 tarihinde dosyayı karara bağladı. 7 kişinin cezalarını onayan Kurul, hak mahrumiyeti alan bir kişinin cezasını müsabakalardan men olarak düzeltti. Diğer cezaları ise belirli oranlarda azalttı.[37]
- Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, 20 Haziran 2012 tarihinde de 1. Lig dosyasıyla ilgili kararları açıkladı. Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, gene sevk olunan 1 kulübü akladı.[38] Sevk edilmiş 8 kişi arasından ceza alan 3 kişi vardı. Bu kişilerin itirazı sonucu TFF Tahkim Kurulu, 19 Temmuz 2012 tarihinde bu dosyayı da karara bağladı. Kurul, 1 kişinin cezasını kaldırdı, diğer 2 kişinin cezasını onadı.[39]
Böylece sonuç olarak 3 Temmuz 2011 tarihinde patlak veren şike skandalı ile ilgili Türkiye Futbol Federasyonu tarafından yapılan sportif yargılamanın neticesinde verilen tüm sportif cezalar şu şekildedir:
Süper Lig Kararları
Mehmet Şekip Mosturoğlu - 1 yıl hak mahrumiyeti (Cezası bitti)
İlhan Yüksel Ekşioğlu ----- 3 yıl hak mahrumiyeti (Cezası bitti)
Cemil Turhan ----------------- 1 yıl hak mahrumiyeti (Cezası bitti)
İbrahim Akın ------------------ 2 yıl müsabakalardan men (Cezası bitti)
Ahmet Çelebi ----------------- 2 yıl hak mahrumiyeti (Cezası bitti)
Ümit Karan -------------------- 2 yıl müsabakalardan men (Cezası bitti)
Serdar Kulbilge ------------- 3 maç müsabakalardan men* (Cezası bitti)
Cengiz Demirel -------------- 1 yıl hak mahrumiyeti (Cezası bitti)
Yavuz Ağırgöl ---------------- 1 yıl hak mahrumiyeti (Cezası bitti)
Mehmet Şen ------------------ 1 yıl hak mahrumiyeti (Cezası bitti)
TFF 1. Lig Kararları
Ömer Ülkü ------------------------ 1 yıl hak mahrumiyeti (Cezası bitti)
Serdar Berkin ------------------- 1 yıl hak mahrumiyeti (Cezası bitti)
NOT: Aktif futbolcu Serdar Kulbilge'ye PFDK tarafından "Müsabaka sonucunu etkilemeye teşebbüs" gerekçesiyle 2 yıl müsabakalardan men cezası verildi. TFF Tahkim Kurulu bu cezayı kaldırdı ve bunun yerine "Sportmenliğe aykırı hareket" gerekçesiyle 3 maç ceza verdi.
"Müsabaka Sonucunu Etkileme" Suçlamasıyla PFDK'ya Sevk Edilen Kulüpler[40]
- Beşiktaş ------------------------------- (2 maçtan sevk edildi, ceza almadı)
- Bucaspor ------------------------------ (3 maçtan sevk edildi, ceza almadı)
- Bursaspor ----------------------------- (1 maçtan sevk edildi, ceza almadı)
- Eskişehirspor ------------------------- (2 maçtan sevk edildi, ceza almadı)
- Fenerbahçe --------------------------- (19 maçtan sevk edildi, ceza almadı)
- Galatasaray --------------------------- (2 maçtan sevk edildi, ceza almadı)
- Gençlerbirliği -------------------------- (2 maçtan sevk edildi, ceza almadı)
- Giresunspor --------------------------- (5 maçtan sevk edildi, ceza almadı)
- İstanbul Büyükşehir Belediyespor - (4 maçtan sevk edildi, ceza almadı)
- Kardemir Karabükspor -------------- (2 maçtan sevk edildi, ceza almadı)
- Kasımpaşa ----------------------------- (1 maçtan sevk edildi, ceza almadı)
- Kayserispor ---------------------------- (1 maçtan sevk edildi, ceza almadı)
- Konyaspor ----------------------------- (1 maçtan sevk edildi, ceza almadı)
- Manisaspor ---------------------------- (1 maçtan sevk edildi, ceza almadı)
- MKE Ankaragücü --------------------- (1 maçtan sevk edildi, ceza almadı)
- Sivasspor ------------------------------ (1 maçtan sevk edildi, ceza almadı)
- Trabzonspor --------------------------- (7 maçtan sevk edildi, ceza almadı)
- PFDK'ya "Müsabaka sonucunu etkileme" sebebiyle sevk olmuş 17 kulübe hiçbir ceza verilmedi. Aynı sebeple sevk edilmiş 63 kişiden 12'si ceza alırken, 51 kişi suçsuz bulundu.
Kararlara Yönelik İtirazlar
- Trabzonspor, 2010-11 Süper Lig şampiyonluk unvanının ve kupasının Fenerbahçe'den alınarak, kendi lehlerine tescilini istedi. TFF'nin aldığı bu kararlar üzerine "Yargılamanın yeniden yapılması" başvurusunda bulundu. Ancak bu başvuru TFF Tahkim Kurulu tarafından reddedildi.[37]
- Trabzonspor, TFF'ye "2010-11 sezonunda oynanan 12 maçın tescilinin iptali" talebiyle başvuru yaptı.[41] Bu başvurusu önce TFF Yönetim Kurulu daha sonra TFF Tahkim Kurulu tarafından reddedildi.[42]
- Trabzonspor bunun üzerine "2010-11 sezonunun tamamının tescilinin iptali" talebiyle başvuru yaptı.[43] Ancak bu başvurusu da önce TFF Yönetim Kurulu daha sonra TFF Tahkim Kurulu tarafından reddedildi.[44][45]
- Trabzonspor, 4 Ekim 2012 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin adil yargılanma ve mülkiyet haklarıyla ilgili maddelerinin ihlal edildiği" şikayetiyle başvuruda bulundu.[46] Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 15 Kasım 2012 tarihinde bu başvuruyu "kabul edilebilirlik şartlarını yerine getirmediği" gerekçesiyle reddetti.[47]
- Trabzonspor, tüm iç hukuk yollarını tükettiğinden ve TFF'nin tüm yargılaması bittiğinden ötürü; TFF ve Fenerbahçe aleyhine Mayıs 2014'te UEFA'ya başvuruda bulundu.[48] Ancak bu başvurusu önce UEFA Kontrol, Etik ve Disiplin Kurulu daha sonra da UEFA Temyiz Kurulu tarafından reddedildi.[49]
- Trabzonspor, UEFA'nın başvurusunu reddetmesi üzerine 16 Ocak 2016 tarihinde UEFA, TFF ve Fenerbahçe'ye karşı CAS nezdinde dava açtı. CAS, 27 Mart 2017 tarihinde Trabzonspor'un başvurusu reddetti.[50]
- Trabzonspor, TFF ve UEFA sürecini bitirdikten sonra buradan sonuç alamayınca konuyu FIFA'ya taşıdı. 3 Temmuz 2017'de FIFA'ya, UEFA, TFF ve Fenerbahçe aleyhine başvuran Trabzonspor'un başvurusu 12 Şubat 2018 tarihinde reddedildi.[51]
- Trabzonspor, FIFA Disiplin Kurulu kararına itiraz için FIFA, UEFA, TFF ve Fenerbahçe aleyhine CAS nezdinde dava açtı. CAS, 30 Temmuz 2019 tarihinde Trabzonspor'un başvurusunu reddetti.[52]
- Trabzonspor, TFF, UEFA ve FIFA'nın tüm yargı yollarını tükettiğinden ve bunlara karşılık CAS davalarını da kaybettiğinden dolayı, CAS kararlarının sportif yargı için kesin ve bağlayıcı olması sebebiyle, başvurabileceği tek yer olan İsviçre Federal Mahkemesine gitmeye karar verdi. "CAS'ın verdiği kararın iptali ve yürütmenin durdurulması" talebiyle CAS aleyhine dava açan Trabzonspor'un davası 27 Ağustos 2020 tarihinde sonuçlandı. İsviçre Federal Mahkemesi, Trabzonspor'un talebini reddetti ve Trabzonspor'u Fenerbahçe kulübüne 17.000 İsviçre Frank tutarında mahkeme masraflarını ödemeye mahkûm ederek davayı sonlandırdı.[53]
UEFA, CAS ve İFM Yargılamaları
UEFA, 24-25 Mayıs 2013 tarihinde Londra'da gerçekleştirdiği kongresinde "Irkçılık ve şikeye karşı sıfır tolerans" prensibi çerçevesinde çok ciddi kararlar aldı. Bu tür eylemlerde geriye dönük zaman aşımını kaldıran UEFA, eğer yerel federasyon bu olaylara kamu vicdanını tatmin edici cezalar vermezse kendi soruşturmasını başlatabileceğini açıkladı.[54]
Nitekim Türkiye'deki şike davası için TFF'nin yaptığı sportif yargılama neticesinde çıkan kararları tatmin edici bulmayan UEFA, şike davasında adı geçen birçok takımı yargılamış ve bu kulüplere cezalar vermiştir.
2012 Yılı Fenerbahçe Dosyası
Fenerbahçe, 2011-12 Süper Lig'i 2. sırada bitirdi ve 2012-13 UEFA Şampiyonlar Ligi ön elemelerine katılma hakkı kazandı. Kamuoyu, Fenerbahçe'nin UEFA tarafından yürütülen soruşturmada ceza almasını bekliyordu.
2013 Yılı Fenerbahçe ve Beşiktaş Dosyaları
UEFA, 10 Haziran 2013 tarihinde Fenerbahçe ve Beşiktaş kulüpleri hakkında "Doğrudan veya dolaylı olarak maç sonucuna etki etmek" suçlamasıyla disiplin soruşturması başlattı ve bu kulüpleri UEFA Kontrol, Etik ve Disiplin Kuruluna sevk etti. Ayrıca Fenerbahçe kulübünün başkanı Aziz Yıldırım, yöneticileri Mehmet Şekip Mosturoğlu, İlhan Yüksel Ekşioğlu, eski asbaşkanı Ali Yıldırım ve kulüp çalışanı Cemil Turhan ile Beşiktaş kulübünün eski asbaşkanı Serdal Adalı ve eski teknik direktörü Tayfur Havutçu hak mahrumiyeti cezası alma talebiyle aynı suçlamaya dayanarak disiplin müfettişi tarafından kurula sevk edildiler.[56]
- UEFA Kontrol, Etik ve Disiplin Kurulu, 25 Haziran 2013 tarihinde Fenerbahçe'yi katılım hakkı elde ettiği 3 sezon (3. sezonu 5 yıllık deneme süresine tabi tutularak ertelenmiş), Beşiktaş'ı katılım hakkı elde ettiği 1 sezon UEFA turnuvalarından men etti. Fenerbahçe ve Beşiktaş kulüplerinden toplamda 7 kişi hak mahrumiyeti cezası alma talebiyle sevk edilmesine karşın kurul, bu kişiler hakkında karar vermemiş ve disiplin müfettişinden ek rapor istemiştir.[57]
- Kulüplerin yaptığı itiraz sonucunda dosya UEFA Temyiz Kuruluna taşındı. UEFA Temyiz Kurulu, 15 Temmuz 2013 tarihinde Fenerbahçe'nin cezasını 2 sezona düşürdü, Beşiktaş'ın 1 sezonluk cezasını onadı.[58]
UEFA soruşturması sonucunda Fenerbahçe katılım hakkı elde ettiği 2 sezon, Beşiktaş katılım hakkı elde ettiği 1 sezon UEFA turnuvalarından men edildi. İki kulüpte UEFA Temyiz Kurulunun verdiği bu cezalara karşı Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi'ne (CAS) başvurdu.[59]
- CAS, 18 Temmuz 2013 tarihinde UEFA'nın verdiği kararın yürütmesini durdurdu ve her iki takımın da CAS'taki yargılama bitene kadar turnuvalarda oynamasına karar verdi.[60][61] 2 kulüp ve UEFA'nın karşılıklı anlaşmaları sonucu hızlandırılmış yargılama yapan CAS, 28 Ağustos 2013 tarihinde Fenerbahçe'nin, 30 Ağustos 2013 tarihinde de Beşiktaş'ın davalarını karara bağladı. CAS, her iki kulübün de itirazlarını reddetti ve UEFA Temyiz Kurulu'nun verdiği cezaları onadı.[62][63]
Bu doğrultuda Fenerbahçe ve Beşiktaş takımları katılım hakkı elde ettikleri 2013-14 UEFA Avrupa Ligi gruplarından ihraç edildiler. Fenerbahçe'nin yerine UEFA'nın kurayla belirlediği APOEL takımı ve Beşiktaş'ın yerine Play-Off turunda elemiş olduğu Tromsø takımı gruplara alındı.[63][64]
- Fenerbahçe SK, 27 Mayıs 2014 tarihinde İsviçre Federal Mahkemesine "CAS'ın verdiği kararın iptali ve yürütmenin durdurulması" talebiyle dava açtı.[65] İsviçre Federal Mahkemesi, 24 Temmuz 2014 tarihinde Fenerbahçe SK'nün yürütmeyi durdurma talebini UEFA'nın Fenerbahçe Spor Kulübü'nün davayı kazanması halinde her türlü tazminatı ödemeye hazır olduğuna dair beyanı kapsamında, bu aşamada ileride telafisi imkânsız zararların oluşmadığı gerekçesiyle reddetti.[66] 16 Ekim 2014 tarihinde ise Fenerbahçe SK'nün itirazını reddederek davayı sonlandırdı.[67]
2014 Yılı Eskişehirspor ve Sivasspor Dosyaları
UEFA, 21 Mayıs 2014 tarihinde Eskişehirspor ve Sivasspor kulüpleri hakkında "Doğrudan veya dolaylı olarak maç sonucuna etki etmek" suçlamasıyla disiplin soruşturması başlattı. Dosyanın aciliyeti sebebiyle kulüpler direkt olarak UEFA Temyiz Kuruluna sevk edildi.[68]
- UEFA Temyiz Kurulu, 6 Haziran 2014 tarihinde Eskişehirspor ve Sivasspor'u katılım hakkı elde ettiği 1 sezon UEFA turnuvalarından men etti. İki kulüpte UEFA Temyiz Kurulunun verdiği bu cezalara karşı Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi'ne (CAS) başvurdu.[69]
- CAS, 7 Temmuz 2014 tarihinde iki kulübün davalarını karara bağladı. CAS, her iki kulübün de itirazlarını reddetti ve UEFA Temyiz Kurulunun verdiği cezaları onadı.[70]
2014 Yılı TFF, Fenerbahçe ve Trabzonspor Dosyaları
UEFA, 9 Mayıs 2014 tarihinde Trabzonspor'un şikayeti doğrultusunda Türkiye Futbol Federasyonu ve Fenerbahçe hakkında, 18 Haziran 2014 tarihinde de Fenerbahçe'nin şikayeti doğrultusunda Trabzonspor kulübü hakkında disiplin soruşturması başlattı. 2 kulüp ve Türkiye Futbol Federasyonu, UEFA Kontrol, Etik ve Disiplin Kuruluna sevk edildi.
Böylelikle UEFA, soruşturma sonucunda Trabzonspor, Fenerbahçe ve Türkiye Futbol Federasyonu'na bir yaptırım uygulamadı.
2015 Yılı İstanbul Başakşehir Dosyası
UEFA, 12 Haziran 2015 tarihinde İstanbul Başakşehir FK kulübü hakkında "Doğrudan veya dolaylı olarak maç sonucuna etki etmek" suçlamasıyla disiplin soruşturması başlattı. Dosyanın aciliyeti sebebiyle kulüp direkt olarak UEFA Temyiz Kuruluna sevk edildi.[76]
Adli Tarafı
Özel Yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, 93 sanığın yargılandığı şike davasını 2 Temmuz 2012 tarihindeki, 23. duruşmayla sonlandırmıştır. Mahkeme 48 kişiye şike, teşvik primi ve örgüt suçlarından çeşitli cezalar verirken 45 sanık beraat etmiştir.[1]
17 Ocak 2014 tarihinde Yargıtay 5. Ceza Dairesi tarihinde kararını açıklamıştır.[2] Hükümlerin büyük bir kısmını onayan daire, 1 sanığın ölümü nedeniyle bu sanık hakkında düşme kararı vermiştir.
6 Mart 2014 tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından onanarak yasalaşan "Özel Yetkili Mahkemelerin Kaldırılması" şeklindeki yeni yasa düzenlemesine göre Yargıtay 5. Ceza Dairesi tarafından hükümleri bozulan sanıklar, haklarında yapılacak yeniden yargılamada özel yetkili mahkemelerde değil, ağır ceza mahkemelerinde yargılanmıştır.[3][4] 2 Mayıs 2014 tarihinde ise HSYK tarafından verilen karara göre dava, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmüştür.[5]
Yargıtay tarafından onanıp kesinleşen cezaların infazı için dava dosyası İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir. Cezası onanan 6 sanık mahkemeye "infazın durdurulması ve yeniden yargılama yapılması" talebiyle itiraz etmiş, mahkeme de bu itirazlar hakkında mütalaa vermesi için dava savcısı Abdullah Mirza Coşkun'u görevlendirmiştir. Savcı, 7 Haziran 2014 tarihinde verdiği mütalaada sanıkların itirazlarının kabulünü, infazın durdurulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını istemiştir.[78]
23 Haziran 2014 tarihinde İstanbul 13 Ağır Ceza Mahkemesi, itirazda bulunan 6 sanığın itirazını haklı bulmuş ve infazı durdurarak bu sanıklar hakkında yeniden yargılamaya hükmetmiştir. 13 Ocak 2015 tarihindeki duruşmada bu 6 sanık ve Yargıtay tarafından cezası bozulup, yeniden yargılanan sanıkların dosyaları birleştirilmiş ve 37 sanığın yeniden yargılanmasına başlanmıştır.[79][80]
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay tarafından cezası bozulan 31 sanık ve yeniden yargılanmasına karar verilen 6 sanığın dosyalarını birleştirerek toplam 37 sanığı davada tekrar yargılamıştır. Mahkeme başkanlığını hakim Ahmet Civelek'in yaptığı mahkeme heyeti 13 Ocak 2015'te başlayan davayı, 9 Ekim 2015 tarihindeki 6. duruşmayla sonlandırmıştır. Mahkeme, yargılanan tüm sanıkların beraatine ve kapatılmış olan Özel Yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından cezalandırılmış sanıkların ceza hükümlerinin bozulmasına karar vermiştir.[6]
İlk yargılamada verilen bazı cezalar
- Aziz Yıldırım, şike ve teşvik primi 3 yıl 9 ay hapis, örgüt kurmak 2 yıl 6 ay hapis ve 1 milyon 312 bin TL para cezası (Beraat etti)
- Bülent Uygun, teşvik primi 11 ay hapis
- Bülent İşçen şike ve teşvik primi 2 yıl 4 ay hapis
- Ali Kıratlı şike 1 yıl 10 ay hapis
- Gökçek Vederson teşvik primi 5 ay hapis
- Ali Yıldırım 1 yıl 1 ay hapis
- İbrahim Akın, teşvik primi 1 yıl 6 ay
- İlhan Ekşioğlu, şike ve teşvik primi 3 yıl 1 ay hapis, 900 bin lira adli para
- Mecnun Otyakmaz örgüt üyeliği, 10 ay hapis, Sivasspor-Fenerbahçe maçı şike eylemi 1 yıl 6 ay hapis
- Şekip Mosturoğlu, örgüt üyeliği 1 yıl 3 ay ertelemeli hapis, şike ve teşvik primi 1 yıl 10 ay hapis
- Mehmet Yıldız 1 yıl 3 ay hapis
- Sami Dinç 1 yıl 14 ay hapis
- Samet Güzel 2 yıl 2 ay hapis
- Serdal Adalı 1 yıl 3 ay hapis
- Tamer Yelkovan 1 yıl 3 ay hapis
- Ümit Karan 7 ay hapis
- Yavuz Ağırgöl şike 1 yıl 8 ay ertelemeli hapis
- Yusuf Turanlı örgüt üyeliği ertelemeli 1 yıl 3 ay, şike 1 yıl 18 ay hapis
- Tayfur Havutçu 1 yıl 3 ay hapis
Operasyonlar
I. Dalgada Tutuklananlar
Operasyon kapsamında tutuklanan isimler şöyle:
|
- Abdullah Eker - Giresunspor Taraftarı
- Selim Kımıl - Giresunspor
- Hakan Karaahmet - Giresunspor Eski Yöneticisi
- Abdullah Karakuş - Giresunspor Eski Yöneticisi
- Abdurrahman Yakut - Diyarbakırspor Başkanı
- Haldun Şenman - TFF Eski Yetkilisi
- Yusuf Turanlı - Rizespor Eski Yöneticisi
- Emre Talat Koçak -
- Sami Dinç - Fenerbahçe Avukatı
- Ali Kıratlı -
- Abdullah Başak - Menajer
- Bülent İşçen - Armatör[81]
|
II. Dalgada Tutuklananlar
Serdal Adalı - Beşiktaş Futbol Komitesi Başkanı
Tayfur Havutçu - Beşiktaş Teknik Direktörü
Ahmet Ateş - Beşiktaş Futbol A Takımı Güvenlik Müdürü
İbrahim Akın - İstanbul BB Futbolcusu
İskender Alın - İstanbul BB Futbolcusu[81]
Serbest Bırakılanlar
1. ve 2. Dalga Operasyonlarında sorgulanıp serbest bırakılan isimler şöyle:
III. Dalgada Gözaltına Alınıp Serbest Bırakılanlar
IV. Dalgada Gözaltına Alınıp Serbest Bırakılanlar
Kaynakça