1993 Yüksekova saldırısı

1993 Yüksekova saldırısı
Tarih15-16 Ağustos 1993
Bölge
Sebep İkiyaka Dağları Harekâtının başlatılması ve devam ettrilmesi.
Sonuç PKK Geri püskürtüldü.
Taraflar

Türk Silahlı Kuvvetleri Jandarma Genel Komutanlığı

Emniyet Genel Müdürlüğü
PKK
Komutanlar ve liderler
Türkiye Osman Pamukoğlu Bilinmiyor
Güçler
80-100 100-200
Kayıplar
Yok 1 ölü

1993 Yüksekova saldırısı, 15 Ağustos 1993'te Hakkari'nin Yüksekova İlçesinde PKK'nın başta 3'üncü Piyade Tümen Komutanlığı olmak üzere Jandarma Karakolu, Polis Karakolu ve Askerlik Şubesine düzenlediği saldırıdır.[1][2]

Arka Plan

Tuğgeneral Osman Pamukoğlu, 12 Ağustos 1993 Akşamı, PKK'nın İkiyaka Dağlarında ki kamplarına Kirpi Harekatını başlatmıştır. Yüksekova Şehir merkezinde ki PKK milisleri, Tuğgeneral Osman Pamukoğlu şehir merkezinde ki 3'üncü Piyade Tümen Komutanlığına geldiği günün akşamı harekata tepki amaçlı ve Tuğgeneral Osman Pamukoğlu'na harekatı durdur mesajı vermek için bu saldırıyı gerçekleştirmişlerdir.[1][2]

Saldırı

Saldırıya ait kroki

15 Ağustos 1993 Günü öğleden sonra Kirpi Harekatı devam ederken, harekatı düzenleyen ve yöneten Tuğgeneral Osman Pamukoğlu'nu, Hakkari'den Kurmay Başkan telsiz ile arayarak kendisi ile Genelkurmay başkanının görüşmek istediği bilgisini verir. İkiyaka Dağlarında bu tür bir görüşme yapılamayacağı için Tuğgeneral Osman Pamukoğlu, akşama doğru Yüksekova İlçe merkezinde ki 3'üncü Piyade Tümen Komutanlığına gider. Tuğgeneral Osman Pamukoğlu Genelkurmay Başkanını aradı, Tuğgeneral Osman Pamukoğlu Durumun iyiye gittiğini, PKK'nın çok kaybının olduğunu ve kötü vaziyete düştüklerini belirtti. Genelkurmay Başkanı, Tuğgeneral Osman Pamukoğlu'na teşekkür edip tebrik etti. Tuğgeneral Osman Pamukoğlu, Genelkurmay Başkanına şu ana kadar hiç zayiatın olmadığını arz ettiğinde ise böyle bir sonuçta hiçbir kaybın olmamasına inanmakta zorlandı.Tuğgeneral Osman Pamukoğlu Kışlada harekat için lojistik ikmal çalışmalarını planlarken, saat 22:00'de büyük bir gürültüyle kışlanın üzerine havan ve roketatar mermileri yağmaya başladı. Çok geçmeden bunlara makineli tüfek ve kalaşnikof sesleri de yoğun bir şekilde karıştı. Kışla, 150 x 200 metrelik bir arazinin üzerindeydi. Şehirle kışla arasında güneyde sadece bir asfalt yol vardı. Doğusu ve batısı da sivil evlerle çevrili, kuzeyinde ise gittikçe yükselen sırtlardan oluşan boş arazi vardı.Tuğgeneral Osman Pamukoğlu kışladan dışarı çıktı. Kışlaya ateşlerin büyük kısmı güneyden ve batıdan geliyordu. Şehirdeki binaların çatılarından, balkonlarından, yarım kalan inşaatlardan, bahçelerin duvarlarının arkasından ateş ediliyordu. Saldırı esas olarak Tuğgenereal Osman Pamukoğlu'nun bulunduğu kışlayı hedef almakla birlikte, İlçe ve Sınır Jandarma ile polislere ait tesislerin üzerine toplanmıştı. Kışla genel olarak prefabrik yapından oluşan bu tür atışlara dayanıksız bir şekilde inşa edilmişti. İkiyaka Dağları Harekâtı yapıldığı için kışlada sadece 100 asker vardı. Albay Bülent, Tuğgeneral Osman Pamukoğlu'nun yanına gelerek "Komutanım vurulacaksınız, içeri girmelisiniz" dedi.Tuğgeneral Osman Pamukoğlu "Bülent Albayım, bu görünen bildiğimiz bir çatışma değil. Şu şehrin haline ve üzerimize gelen ateşin yoğunluğuna bak. Bunun adı ayaklanmaya kalkışmadır. Kışladaki birkaç subay ve 80-100 asker bu cehennemle fiziksel olarak baş edemez. İçeriye girerek yapılacak bir şey yok" dedi. Mevzilerdeki askerler ateş edilen yerlere karşılık vermeye çalışıyorlardı. Kışlanın batısında Karayollarının şantiyesi ve bunun duvarları vardı. Oradan da kışlaya ateş açılmış, yola bakan nizamiyenin karşısında bulunan Süt Enstitüsü gibi devlete ait başka tesislerden de mermiler geliyordu. Saldırıyı yapanlar PKK'nın şehir milisleriydi, bu saldırıyı İkiyaka Dağları Harekâtına karşı ve Tuğgeneral Osman Pamukoğlu'na mesaj vermek amacıyla yapıyorlardı. Tuğgeneral Osman Pamukoğlu, kışlanın kıdemli emniyet subayını yanına çağırdı ve koşarak çevre deki mevzileri dolaştı, kısa kısa askerlerle görüştü. Kışlanın kuzeyindeki boş arazi tarafından bir tehdit olmadığı, en azından şimdilik olmadığı ortadaydı. Tuğgeneral Osman Pamukoğlu, Buradaki makineli tüfekler ile bir uçaksavarın hemen yol kenarındaki şehre bakan mevzilere götürülmesi emretti. Kışlanın ortasında bulunan üç tanksavar topunun da oraya gönderilmesini söylerken bir havan mermisi Tuğgeneral Osman Pamukoğlu'nun arkasına düştü. Bunu atanlar tam karşısında, evlerin bitip arazinin başladığı yerdeki ağılın kenarındaydılar. Havan mevzilerinden birinin burada olduğu anlaşılıyordu. Tuğgeneral Osman Pamukoğlu, Ağır silahların başındaki üsteğmene: "Bunlara ikinci bir mermi attırmayacaksın, elindeki iki dağ topunu aynı anda tek noktaya ateşleyeceksin, anladın mı? Ve ben emir verince, 3 havanla aydınlatma mermisi kullanarak şehrin bize yakın kısmını sürekli aydınlatacaksın" dedi. Emniyet subayına: "Birilerini görevlendir, depoda ne kadar el bombası sandığı varsa çıkartıp bütün askerlere dağıtsınlar" emrini verdi. İlçe Jandarma birliği kışlanın 50 metre uzağında aynı hizada bir binadaydı. Buradan gelen silah sesleri, bağrışmalar birden arttı. İrtibat yoktu. Birliğin başında Binbaşı Mehmet vardı, asker sayısı da kendi tesislerini koruyabilecek miktardaydı. Tuğgeneral Osman Pamukoğlu Yol kenarındaki mevzilerde bulunan üsteğmene, sağ tarafta ki karayolları kurumuna ait duvarlardan kışlaya ateş eden PKK'lılar için law silahı ile onları vurmasını emretti. İki tarafın karşılıklı ateş gücü doruk noktasına ulaşmıştı. Şehrin ışıkları daha PKK'lıların ilk ateşinde sönmüştü. Tuğgeneral Osman Pamukoğlu, çıplak gözle PKK'lıların her atıştan sonra karanlıkta yanıp sönen silahlarının namlu ağız alevlerinden, bazıları aynı evin değişik noktalarından olmak üzere, 86 yer den ateş edildiğini saydı. Tuğgeneral Osman Pamukoğlu, Havanların başındaki üsteğmene aydınlatma mermilerini kullanmaya başlaması için emir gönderdi. Aydınlatma önce orta bölgede, sonra sağ, daha sonra da sol kanada kaydırıldı. Hangi kesim aydınlatılıyorsa kışladaki askerler bütün ateşleri, PKK'lıların ateş ettiği noktada topluyordu. Bu plan balyoz tesiri yaptı. Aydınlatma altında, PKK'lıların inşası devam eden evlerin hemen hepsini tıpkı bir mevzi gibi kullandıkları görülüyordu. PKK'lıların ateşleri, her geçen saat azaldı ve gün doğmadan bir saat önce tek tüke düştü ve bitti. Kışlada ölü veya yaralı yoktu. Şehrin ortasında bulunan Askerlik Şubesinden herhangi bir haber alınamıyordu. Tuğgeneral Osman Pamukoğlu Bir timle birlikte Askerlik Şubesine gitti. Giriş kapısının hemen karşısındaki çöp bidonunun yanında bir ceset vardı. Tuğgeneral Osman Pamukoğlu İçeri girdi ve içeride etrafı düzenlemeye çalışan asker ile konuşarak durum hakkında bilgi aldı. Askerlik Şubesine 5-6 kişilik bir PKK grubu ateş açmıştı, Şube'de ki askerler karşı ateş ile karşılık vererek şube içerisinde ki önemli noktalara eşya yığarak PKK'lıların içeri girmesine engel olmuşlardı. Çatışma sonucunda Askerler, bir PKK'lıyı öldürmüştü geri kalan PKK'lılar ise kaçmıştı.[1][2]

PKK'nın Yüksekova Planı

PKK, İkiyaka Dağlarına Harekat yapılmasını beklemiyordu çünkü Türk tarafı her zaman savunma pozisyonunda kalıyordu. Hakkari Dağ ve Komando Tugayı'na Tuğgeneral Osman Pamukoğlu'nun atanması ile birlikte Türk tarafı ilk kez savunma pozisyonundan saldırı pozisyonuna geçti. Tuğgeneral Osman Pamukoğlu eğer bu harekatı gerçekleştirmeseydi Yüksekova ilçesinde PKK'nın bir isyan çıkarma planı vardı. PKK'nın planı Topal Nasır kod adlı Faruk Bozkurt'a bağlı 400 kişilik bir PKK grubu ile 15 Ağustos gecesi Yüksekova şehir merkezine inip şehirde ki binlere ulaşan milis grubu ile birleşerek şehirde belirli bir süre hakimiyet kurmayı planlıyorlardı. 15 Ağustos gününün seçilmesinin nedeni ise bu gün PKK'nın Türk Güvenlik Güçlerine ilk saldırı düzenlediği gün olmasından dolayı PKK açısında önemli bir anlam taşıyordu. Tuğgeneral Osman Pamukoğlu'nun yaptığı bu harekat sayesinde Yüksekova ilçesinde PKK'nın bir isyan hareketi de engellenmiştir.[1][2]

Kaynakça

  1. ^ a b c d Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok. Osman Pamukoğlu. İnkılap Kitabevi. 2004. ss. 71-94. 
  2. ^ a b c d Kan Uykusu Belgeseli

Strategi Solo vs Squad di Free Fire: Cara Menang Mudah!