15 Ağustos 1993 Günü öğleden sonra Kirpi Harekatı devam ederken, harekatı düzenleyen ve yöneten TuğgeneralOsman Pamukoğlu'nu, Hakkari'den Kurmay Başkan telsiz ile arayarak kendisi ile Genelkurmay başkanının görüşmek istediği bilgisini verir. İkiyaka Dağlarında bu tür bir görüşme yapılamayacağı için TuğgeneralOsman Pamukoğlu, akşama doğru Yüksekova İlçe merkezinde ki 3'üncü Piyade Tümen Komutanlığına gider. TuğgeneralOsman Pamukoğlu Genelkurmay Başkanını aradı, TuğgeneralOsman Pamukoğlu Durumun iyiye gittiğini, PKK'nın çok kaybının olduğunu ve kötü vaziyete düştüklerini belirtti. Genelkurmay Başkanı, TuğgeneralOsman Pamukoğlu'na teşekkür edip tebrik etti. TuğgeneralOsman Pamukoğlu, Genelkurmay Başkanına şu ana kadar hiç zayiatın olmadığını arz ettiğinde ise böyle bir sonuçta hiçbir kaybın olmamasına inanmakta zorlandı.TuğgeneralOsman Pamukoğlu Kışlada harekat için lojistik ikmal çalışmalarını planlarken, saat 22:00'de büyük bir gürültüyle kışlanın üzerine havan ve roketatar mermileri yağmaya başladı. Çok geçmeden bunlara makineli tüfek ve kalaşnikof sesleri de yoğun bir şekilde karıştı. Kışla, 150 x 200 metrelik bir arazinin üzerindeydi. Şehirle kışla arasında güneyde sadece bir asfalt yol vardı. Doğusu ve batısı da sivil evlerle çevrili, kuzeyinde ise gittikçe yükselen sırtlardan oluşan boş arazi vardı.TuğgeneralOsman Pamukoğlu kışladan dışarı çıktı. Kışlaya ateşlerin büyük kısmı güneyden ve batıdan geliyordu. Şehirdeki binaların çatılarından, balkonlarından, yarım kalan inşaatlardan, bahçelerin duvarlarının arkasından ateş ediliyordu. Saldırı esas olarak TuğgenerealOsman Pamukoğlu'nun bulunduğu kışlayı hedef almakla birlikte, İlçe ve Sınır Jandarma ile polislere ait tesislerin üzerine toplanmıştı. Kışla genel olarak prefabrik yapından oluşan bu tür atışlara dayanıksız bir şekilde inşa edilmişti. İkiyaka Dağları Harekâtı yapıldığı için kışlada sadece 100 asker vardı. Albay Bülent, TuğgeneralOsman Pamukoğlu'nun yanına gelerek "Komutanım vurulacaksınız, içeri girmelisiniz" dedi.TuğgeneralOsman Pamukoğlu "Bülent Albayım, bu görünen bildiğimiz bir çatışma değil. Şu şehrin haline ve üzerimize gelen ateşin yoğunluğuna bak. Bunun adı ayaklanmaya kalkışmadır. Kışladaki birkaç subay ve 80-100 asker bu cehennemle fiziksel olarak baş edemez. İçeriye girerek yapılacak bir şey yok" dedi. Mevzilerdeki askerler ateş edilen yerlere karşılık vermeye çalışıyorlardı. Kışlanın batısında Karayollarının şantiyesi ve bunun duvarları vardı. Oradan da kışlaya ateş açılmış, yola bakan nizamiyenin karşısında bulunan Süt Enstitüsü gibi devlete ait başka tesislerden de mermiler geliyordu. Saldırıyı yapanlar PKK'nın şehir milisleriydi, bu saldırıyı İkiyaka Dağları Harekâtına karşı ve TuğgeneralOsman Pamukoğlu'na mesaj vermek amacıyla yapıyorlardı. TuğgeneralOsman Pamukoğlu, kışlanın kıdemli emniyet subayını yanına çağırdı ve koşarak çevre deki mevzileri dolaştı, kısa kısa askerlerle görüştü. Kışlanın kuzeyindeki boş arazi tarafından bir tehdit olmadığı, en azından şimdilik olmadığı ortadaydı. TuğgeneralOsman Pamukoğlu, Buradaki makineli tüfekler ile bir uçaksavarın hemen yol kenarındaki şehre bakan mevzilere götürülmesi emretti. Kışlanın ortasında bulunan üç tanksavar topunun da oraya gönderilmesini söylerken bir havan mermisi TuğgeneralOsman Pamukoğlu'nun arkasına düştü. Bunu atanlar tam karşısında, evlerin bitip arazinin başladığı yerdeki ağılın kenarındaydılar. Havan mevzilerinden birinin burada olduğu anlaşılıyordu. TuğgeneralOsman Pamukoğlu, Ağır silahların başındaki üsteğmene: "Bunlara ikinci bir mermi attırmayacaksın, elindeki iki dağ topunu aynı anda tek noktaya ateşleyeceksin, anladın mı? Ve ben emir verince, 3 havanla aydınlatma mermisi kullanarak şehrin bize yakın kısmını sürekli aydınlatacaksın" dedi. Emniyet subayına: "Birilerini görevlendir, depoda ne kadar el bombası sandığı varsa çıkartıp bütün askerlere dağıtsınlar" emrini verdi. İlçe Jandarma birliği kışlanın 50 metre uzağında aynı hizada bir binadaydı. Buradan gelen silah sesleri, bağrışmalar birden arttı. İrtibat yoktu. Birliğin başında Binbaşı Mehmet vardı, asker sayısı da kendi tesislerini koruyabilecek miktardaydı. TuğgeneralOsman Pamukoğlu Yol kenarındaki mevzilerde bulunan üsteğmene, sağ tarafta ki karayolları kurumuna ait duvarlardan kışlaya ateş eden PKK'lılar için law silahı ile onları vurmasını emretti. İki tarafın karşılıklı ateş gücü doruk noktasına ulaşmıştı. Şehrin ışıkları daha PKK'lıların ilk ateşinde sönmüştü. TuğgeneralOsman Pamukoğlu, çıplak gözle PKK'lıların her atıştan sonra karanlıkta yanıp sönen silahlarının namlu ağız alevlerinden, bazıları aynı evin değişik noktalarından olmak üzere, 86 yer den ateş edildiğini saydı. TuğgeneralOsman Pamukoğlu, Havanların başındaki üsteğmene aydınlatma mermilerini kullanmaya başlaması için emir gönderdi. Aydınlatma önce orta bölgede, sonra sağ, daha sonra da sol kanada kaydırıldı. Hangi kesim aydınlatılıyorsa kışladaki askerler bütün ateşleri, PKK'lıların ateş ettiği noktada topluyordu. Bu plan balyoz tesiri yaptı. Aydınlatma altında, PKK'lıların inşası devam eden evlerin hemen hepsini tıpkı bir mevzi gibi kullandıkları görülüyordu. PKK'lıların ateşleri, her geçen saat azaldı ve gün doğmadan bir saat önce tek tüke düştü ve bitti. Kışlada ölü veya yaralı yoktu. Şehrin ortasında bulunan Askerlik Şubesinden herhangi bir haber alınamıyordu. TuğgeneralOsman Pamukoğlu Bir timle birlikte Askerlik Şubesine gitti. Giriş kapısının hemen karşısındaki çöp bidonunun yanında bir ceset vardı. TuğgeneralOsman Pamukoğlu İçeri girdi ve içeride etrafı düzenlemeye çalışan asker ile konuşarak durum hakkında bilgi aldı. Askerlik Şubesine 5-6 kişilik bir PKK grubu ateş açmıştı, Şube'de ki askerler karşı ateş ile karşılık vererek şube içerisinde ki önemli noktalara eşya yığarak PKK'lıların içeri girmesine engel olmuşlardı. Çatışma sonucunda Askerler, bir PKK'lıyı öldürmüştü geri kalan PKK'lılar ise kaçmıştı.[1][2]
PKK'nın Yüksekova Planı
PKK, İkiyaka Dağlarına Harekat yapılmasını beklemiyordu çünkü Türk tarafı her zaman savunma pozisyonunda kalıyordu. Hakkari Dağ ve Komando Tugayı'na Tuğgeneral Osman Pamukoğlu'nun atanması ile birlikte Türk tarafı ilk kez savunma pozisyonundan saldırı pozisyonuna geçti. TuğgeneralOsman Pamukoğlu eğer bu harekatı gerçekleştirmeseydi Yüksekova ilçesinde PKK'nın bir isyan çıkarma planı vardı. PKK'nın planı Topal Nasır kod adlı Faruk Bozkurt'a bağlı 400 kişilik bir PKK grubu ile 15 Ağustos gecesi Yüksekova şehir merkezine inip şehirde ki binlere ulaşan milis grubu ile birleşerek şehirde belirli bir süre hakimiyet kurmayı planlıyorlardı. 15 Ağustos gününün seçilmesinin nedeni ise bu gün PKK'nın Türk Güvenlik Güçlerine ilk saldırı düzenlediği gün olmasından dolayı PKK açısında önemli bir anlam taşıyordu. TuğgeneralOsman Pamukoğlu'nun yaptığı bu harekat sayesinde Yüksekova ilçesinde PKK'nın bir isyan hareketi de engellenmiştir.[1][2]
Kaynakça
^abcdUnutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok. Osman Pamukoğlu. İnkılap Kitabevi. 2004. ss. 71-94.