241.000 ruble (2023 yılında yaklaşık 4.06 milyon $) çalındı
Dava
Kamo iki farklı duruşmada suçlu bulundu
1907 Tiflis banka soygunu 26 Haziran 1907 tarihinde[a]Rus İmparatorluğu'nun Tiflis Guberniyası bölgesindeki Tiflis şehrinde (günümüzde Gürcistan'ın başkenti) gerçekleşmiş silahlı bir soygundur. Sevk edilmekte olan yüklü miktarda nakit para, Bolşevikler tarafından devrimci faaliyetlerine kaynak oluşturmak üzere çalındı. Soyguncular, postaneden Rus İmparatorluğu Devlet Bankası'nın Tiflis şubesine gitmekte olan posta arabası ve korumalarına Erivan Meydanı'nda (şimdiki adı Özgürlük Meydanı) bomba ve silahlarla saldırdı. Resmî kaynaklara göre saldırı sonucu kırk kişi hayatını kaybetti ve elli kişi yaralandı. Soyguncular, 241.000 ruble ile birlikte kaçtı.
Saldırı Vladimir Lenin, Josef Stalin, Maksim Litvinov, Leonid Krasin, Alexander Bogdanov gibi üst düzey Bolşevikler tarafından düzenlendi ve Stalin'in uzun yıllardan beri iş birlikçisi olan Kamo'nun öncülüğünde Gürcü devrimcilerden oluşan bir çete tarafından gerçekleştirildi. Soygun ve cinayetler, Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin (RSDİP) Beşinci Kongresi'nde bu tür faaliyetler açıkça yasaklanmış olduğu için RSDİP içerisindeki bir grup olan Bolşevikler'e karşı öfke doğmasına neden oldu. Bunun sonucunda Lenin ve Stalin kendilerini olaydan uzak tutmaya çalıştılar.
Bu ve sonrasındaki soygunlar sonucu gelişen olaylar, Bolşevikler içinde Lenin'in ve Bogdanov ile Krasin'in destekçileri arasında bölünmeye neden oldu. Soygunun başarıyla gerçekleştirilmesi ve yüklü miktarda paranın ele geçirilmesine rağmen, çalınan paraların çoğununun seri numarası polis tarafından bilindiği için yüksek mebla banknotların çoğu Bolşevikler tarafından kullanılamadı. Lenin bu paraları kullanabilmek amacıyla Ocak 1908'de Avrupa'da paraları farklı yerlerde farklı kişiler aracılığıyla bozduracak bir plan yaptı fakat bu plan, başarılı olamadığı gibi birçok kişinin tutuklanmasına, olayın daha tanınır hâle gelmesine ve Avrupa'daki sosyal demokratların olumsuz tepkilerine neden oldu.
Kamo soygundan kısa süre sonra Almanya'da yakalandı fakat üç yıldan uzun bir süre deli taklidi yaparak yargılanmaktan kurtuldu. Tedavi gördüğü akıl hastanesinden kaçmayı başaran Kamo, iki yıl sonra tekrar bir soygunu planlarken yakalandı. 1907 yılındaki soygun ve diğer suçları yüzünden ölüme mahkûm edildi ancak cezası ömür boyu hapse çevrildi. 1917 Rus Devrimi'nin ardından serbest bırakıldı. Saldırıya katılan önemli figürlerden veya tasarlayanlardan hiçbiri asla yargılanmadı. Kamo'nun 1922'deki ölümünden sonra, Puşkin Bahçeleri'ndeki Erivan Meydanı yakınlarında onun için bir anıt dikildi ve Kamo bu anıtın altına gömüldü. Anıt daha sonra kaldırıldı ve Kamo'nun naaşı başka bir yere taşındı.
1903 yılından itibaren RSDİP Bolşevikler ve Menşevikler olmak üzere iki büyük gruba ayrılmıştı.[3]1905 Devrimi'nin Rus İmparatorluğu tarafından bastırmasından sonra RSDİP, Londra'da Mayıs-Haziran 1907'de Bolşevikler ve Menşevikler arasındaki sorunları çözme umuduyla 5. Kongre'yi düzenledi.[4][5] İki grubun anlaşmaya varamadığı konu başta "el koymalar" olmak üzere saldırganca tavırlardı.[5] Beşinci Kongre'de Vladimir Lenin'in önderliğindeki saldırı yanlısı Bolşevikler soygunların devam etmesini desteklerken, Menşevikler devrime daha barışçıl ve kademeli bir yaklaşımı savunup militan operasyonlara karşı çıktılar. Kongrede, "el koymalar" da dâhil olmak üzere tüm militan faaliyetlere katılmayı veya bunlara yardım etmeyi "düzen ve moral bozucu" olarak kınayan ve tüm parti milislerinin dağıtılması çağrısında bulunan bir karar kabul edildi.[4][5] Bu öneri %65 oyla kabul edildi ve %6 tarafından reddedildi (diğerleri çekimserdi veya oy vermediler). Menşevik ve Bolşeviklerin hepsi bu öneriyi kabul etti.[4]
Birleşik partinin ayrı bir heyeti yasaklamasına rağmen 5. Kongre'de Bolşevikler, Bolşevik Merkez adını verdikleri yönetim kurulunu kurdular ve bunu RSDİP'in geri kalanından gizlediler.[3][4] Yönetim kurulu Lenin, Leonid Krasin ve Aleksandr Bogdanov'dan meydana gelen "Finans Grubu" tarafından yönetiliyordu. Beşinci Kongre sırasında Bolşevik yönetim kurulu parti etkinliklerinin yanı sıra Rusya'nın farklı yerlerinde "el koyma" planları yapmıştı ve Kongre'den sadece birkaç hafta sonra gerçekleşecek olan Tiflis'teki banka soygunu parti yönetimi tarafından beklenmekteydi.[4][6][7]
Hazırlık
Beşinci Kongre toplanmadan önce, üst düzey Bolşevikler Nisan 1907'de Berlin'de mühimmat satın almak için gerekli parayı bir soygun düzenleyerek elde etmeyi tartışmak üzere toplandı. Katılanlar arasında Lenin, Krasin, Bogdanov, Josef Stalin ve Maksim Litvinov vardı. Grup, o zamanki lakabı Koba[b] olan Stalin ve Kamo lakaplı ErmeniSemeno Ter-Petrossian'ın Tiflis şehrinde bir banka soygunu düzenlemesine karar verildi.[8]
29 yaşındaki Stalin, eşi Kato ve yeni doğmuş olan oğlu Yakov ile birlikte Tiflis'te yaşıyordu.[9] Soygun düzenlemekte deneyimli olan Stalin, el koymalar sonucu Merkez'in ana finansörü hâline geldi ve itibarını yükseltti.[10][3] Stalin'den dört yaş küçük olan Kamo, zalimliğiyle tanınıyordu ve hayatının ilerleyen zamanlarında bir adamın göğsünden kalbini çıkarmıştır.[11] Gizli tertip sırasında Kamo "Teçhizat" adlı bir suç örgütünü yönetiyordu.[12] Stalin ayrıca Kamo'nun "kılık değiştirme ustası" olduğunu söylemiştir[11] ve Lenin onu Stalin'in "Kafkas haydut" olarak tanımlanmıştır.[11] Stalin ve Kamo birlikte büyüdüler ve Kamo, Stalin'in sayesinde Marksist oldu.[11]
Nisan ayındaki toplantıdan sonra Stalin ve Litvinov, Kamo'yu bilgilendirmek ve baskını organize etmek için Tiflis'e gitti.[8][13] Roman Brackman'ın The Secret File of Joseph Stalin: A Hidden Life adlı kitabına göre Stalin, Bolşevikler ile suç faaliyetlerini organize ederken aynı zamanda Rus gizli polisiOhranka için muhbirlik yapmaktaydı. Brackman'ın iddiasına göre grup önce Tiflis'e gitti, Stalin Okhranka ajanı Muhtarov'a saldırı planları hakkında bilgi verdi ve ilerleyen zamanlarda daha fazla bilgi sağlamak için söz verdi.[8] Ancak tarihçi Geoffrey Roberts, Brackman'ın iddiasını bir "komplo teorisi" olarak nitelendirmiş ve Brackman'ın bu hipotezi desteklemek için öne sürdüğü tüm kanıtların ikinci dereceden ve spekülatif olduğunu belirtmiştir.[14]
Tiflis'te Stalin soygun için plan yapmaya başladı.[8]Devlet Bankası'nın işleyişiyle ilgili bilgi alabileceği iki kişiyle temas kurabildi: Gigo Kasradze adlı bir kâtip ve Voznesenski adında bankanın Tiflis postanesinde çalışan eski bir okul arkadaşı.[15][16] Voznesenski soyguna Stalin'in romantik şiirlerine olan hayranlığı yüzünden yardımda bulunduğunu belirtmiştir.[15][16] Voznesensky, bankaya ait olan postanede çalıştığı için paranın ne zaman arabayla Devlet Bankası'nın Tiflis koluna aktarılacağını gösteren bir programa erişebiliyordu.[13] Voznesensky, 26 Haziran 1907'de bankaya at arabasıyla büyük bir para sevkiyatı yapılacağını Stalin'e bildirdi.[15][16]
Krasin at arabasına saldırıda kullanılmak üzere bombaların üretilmesine yardım etti.[10] Kamo'nun çetesi bombaları bir kanepenin içine doldurarak Tiflis'e sokmayı başardı.[17] Soygundan sadece birkaç hafta önce, Kamo yanlışlıkla Krasin'in bombalarından birinin fünyesini kurmaya çalışırken fitilledi.[18] Patlama Kamo'nun gözünü ağır bir biçimde yaraladı ve kalıcı bir iz bıraktı.[19][20] Hissettiği yoğun acıdan dolayı bir ay yatakta kalmak zorunda kaldı ve soygun sırasında da tamamen iyileşmemişti.[11][20]1
Soygun günü
Saldırı günü olan 26 Temmuz 1907'de Stalin de dâhil saldırıyı düzenleyen yirmi kişi, Erivan Meydanı yakınlarında (okul, banka ve vali konağından iki dakikalık mesafede) planlarının son aşamalarını bitirmek için buluştular ve toplantının ardından saldırıya hazır bir biçimde önceden kararlaştırdıkları yerlere gittiler.[21] Rus yetkililer Tiflis'te devrimciler tarafından geniş bir eylem planlandığının farkına vardılar ve ana meydandaki güvenlik güçlerinin sayısını arttırdılar. Saldırıdan hemen önce, aldıkları bir ihbar sonucu Erivan Meydanı'nda her sokak başına bir görevli yerleştirildi.[12] Bu artırılmış güvenlik önlemleriyle başa çıkabilmek için çete üyeleri, saldırıdan önce her bir görevlinin yerini tespit etti ve yukarıdan meydanı izlemeleri için binaların üzerine gözcüler gönderdi.[11][12]
Çete üyelerinin çoğu köylü kılığında sokak köşelerinde altıpatlar ve el bombalarıyla bekledi.[11] Çetenin geri kalanından farklı olarak Kamo süvari yüzbaşısı kılığına meydana bir faytonla geldi.[11][22]
Komplocular soyguna hazırlık olarak meydanın hemen önündeki "Tilipuchuri" adlı meyhaneyi ele geçirdi. David Sagiraşvili adında bir şahidin ifadesine göre, daha sonra soygunculardan biri olduğu ortaya çıkan arkadaşı Baçua Kupriaşvili kendisini bir meyhaneye davet edip orada kalmasını istedi. Sagiraşvili meyhaneye girdikten sonra silahlı adamların insanların buradan çıkmasına engel olduğunu fark etti. Silahlı adamlar bankaya ait olan posta arabasının meydana yaklaştığını işaretini alınca silahlarını çekip binadan hızlıca ayrıldılar.[11]
Rus İmparatorluğu Devlet Bankası'nın Tiflis şubesi paranın postaneden Devlet Bankası'na posta arabasıyla taşınmasını kararlaştırmıştı.[23][24] Posta arabasında tüfekli iki koruma, bankanın kasiyeri ve muhasebecisi ve para vardı.[10][17][22] Korumalarla dolu başka bir fayton arabayı takip ederken, atlı korumalar da[25] arabaların önünde, yanında ve arkasında yolculuk ediyorlardı.[17][22]
Saldırı
Posta arabası sabah 10.30 civarında kalabalık meydana geldi. Kupriaşvili işareti verdikten sonra soyguncular arabaya el bombaları ile saldırıp at ve korumaların çoğunu öldürdükten sonra arabayı ve meydanı koruyan güvenlik görevlilerine ateş açtı.[10][17][26] Her yönden bombalar atıldı.[17][27] Gürcü gazetesi Isari'nin haberine göre "Korkunç saldırının top atışı mı yoksa bombaların patlaması mı olduğunu söylemek imkânsızdı ... Gürültü her yerde paniğe yol açtı ... Neredeyse şehrin tamamında insanlar koşuşturmaya başladı. At arabaları dörtnala kaçıyordu".[17] Patlamaların şiddeti, yakındaki evlerin bacalarını devirdi ve bir buçuk kilometre içerisindeki camları kırdı.[28][29] Stalin'in eşi Ekaterine Svanidze, meydana yakın olan evlerinin balkonunda küçük yaştaki oğluyla birlikteydi. Patlamaları duyduklarında korku içinde eve kaçtılar.[28]
Yaralanmış atlardan biri, bağlı olduğu posta arabasını kendiyle beraber çekmeye devam ediyordu. Kupriaşvilli, Kamo ve başka bir soyguncu olan Datiko Çibriaşvili bu atı takip ettiler.[15][22][28] Kupriaşvili atın ayaklarına isabet edip atı durduracak olan bir el bombasını fırlattı fakat bombanın etki alanında kendisi de vardı ve atından düşüp yere çakıldı.[15] Bilinci yerine gelip meydandan kaçtığında güvenlik güçleri henüz gelmemişti.[30] Çibriaşvili, Kamo atının üzerindeyken arabadan alabildiği kadar para destesini posta arabasından almaya çalıştı[15][22][31] ve Kamo ve başka bir soyguncuyla birlikte parayı Kamo'nun faytonuna fırlattılar.[30] Zamanları yetmediği için yirmi bin rubleyi istemeden arkalarında bırakmak zorunda kaldılar.[30] Bu paranın bir kısmı posta arabası sürücülerinden biri tarafından çalınmıştı fakat sürücü daha sonra hırsızlıktan tutuklandı.[30]
Kaçış ve sonrası
Kamo parayı güvene aldıktan sonra meydanı hemen terk edecekken yolda bir polis vagonuyla karşılaştı. Süvari yüzbaşısı taklidi yaparak "Para güvende. Meydana koşun." diye bağırdı.[31] Vagondaki polisler emrine itaat etti ve bir soyguncu tarafından kandırıldıklarını anlamadılar.[31] Kamo çetenin karargâhına gidip kıyafetini değiştirdi.[31] Bütün soyguncular da hızlıca olay yerinden uzaklaştı ve hiçbiri yakalanmadı.[22][30]
Eliso Kupriaşvili hemen üzerini, çaldığı öğretmen kıyafetiyle değiştirdi ve meydana geri dönüp olay yerini izledi.[30][32] Ölen insan ve atlar dışında elli kişi yerde yaralı yatıyordu.[22][27][32] Yetkililer sadece üç kişinin öldüğünü bildirseler de Okhranka arşivleri gerçek sayının kırk civarında olduğunu ortaya çıkarmıştır.[32]
Devlet Bankası ne kadar paranın çalındığını tam olarak bilmese de yaklaşık 341.000 ruble (2008 yılında yaklaşık 3.4 milyon Amerikan doları değerinde) tutarında olduğu tahmin edilmektedir.[22][32] Yaklaşık 91.000 ruble küçük ve takip edilmesi zor banknotlardaydı, geri kalanı ise değerli 500 rublelerdi ve seri numaraları polis tarafından bilindiği için bunları kullanmak zordu.[22][32]
Stalin'in rolü
Stalin'in saldırı gününde tam olarak ne yaptığı belirsiz ve tartışmalıdır.[15] P. A. Pavlenko, Stalin'in arabaya fiilen saldırdığını ve el bombalarının patlamalarından yaralandığını iddia etmektedir.[15] Kamo daha sonra Stalin'in soygunda etkin olarak yer almadığını ve sadece uzaktan izlediğini belirtmiştir.[22][31] Polis raporlarından edinilmiş başka bir ifadeye göreyse Stalin "bir konağın bahçesinden, elinde sigarasıyla acımasız katliamı izledi".[31] Başka bir kaynağa göre de Stalin soygun sırasında meydanda değil, tren istasyonundaydı.[31] Stalin'in yengesi, soygundan sonraki gece Stalin'in eve geldiğini ve ailesine soygunun başarılı geçtiğini söylediğini anlattı.[32]
Stalin'in rolü Boris Nikalayevski ve Lev Troçki gibi devrimciler tarafından eleştirildi. Lenin'in ölümünden sonra Stalin'in rakibi Troçki, Stalin'in emriyle gerçekleşen suikast sonucu ölürüldü. Troçki, Stalin: An Appraisal of the Man and His Influence adlı kitabında Tiflis soygunu ve dönemin diğer Bolşevik saldırgan eylemlerini anlatan yayınları çözümlemiş ve "diğerleri mücadeleyi gerçekleştirdi; Stalin onları uzaktan yönetti" çıkarımında bulunmuştur.[1] Nikalayevski'ye göre "Stalin'in Kamo'nun çetesi ile dâhil olduğu etkinliklerdeki rolü daha sonra genelde hep abartılmıştı".[4] Kun daha sonra resmî arşivlerde kesin olarak "1904'ün sonları ve 1905'in başlarından itibaren Stalin'in el koymalar için plan yaptığını gösteren belgeler" bulmuştur. Tiflis soygunundaki "çetenin saldırı planlarının bizzat Stalin'in kontrolünde" olduğunun kesinleştiğini eklemiştir.[33]
Güvenlik güçlerinin tepkisi ve soruşturma
Soygundan dünya genelinde ana başlıklarda bahsedildi; Londra'da Daily Mirror'da "Rain of Bombs: Revolutionaries Hurl Destruction among Large Crowds of People" )"Bomba Yağmuru: Devrimciler Kalabalık Arasında Yıkıma Yol açtı") ve The Times'da "Tiflis Bomb Outrage" ("Tiflis'te Bomba Öfkesi") ifadeleri geçerken, Paris'te Le Tempste "Catastrophe!" ("Facia!"), Amerika Birleşik Devletleri'nde ise The New York Times'da "Bomb Kills Many; $170,000 Captured" ("Bombalar Birçok Kişiyi Öldürdü; 170.000$ Çalındı) manşetleri basıldı.[22][27][30]
Yetkililer orduyu seferberlik hâline geçirip yolları kapattı ve çalınan parayı geri almak ve suçluları yakalamak umuduyla meydanı çevreledi.[30] Özel bir dedektif birimi polisi yönetmesi için sevk edildi,[22][27][30] ancak soruşturmacıların görgü tanıklarından edindiği ifadeler kafa karıştırıcı ve birbiriyle çelişmekteydi.[30] Yetkililer, saldırıdan kimin sorumlu olduğunu bilmiyordu. Polonyalı sosyalistler, Ermeniler, anarşistler, Sosyalist-Devrimciler ve hatta Rus Devleti bile suçlanmaktaydı.[30]
Brackman'a göre, soygundan birkaç gün sonra Ohrana ajanı Muhtarov, Stalin'i gizli bir dairede sorguladı. Stalin'in soygunu edilgen bir biçimde izlerken görüldüğü söylentileri Ohrana ajanlarının kulağına gitmişti. Muhtarov, Stalin'e neden Ohrana'yı bilgilendirmediğini sordu. Stalin de soygunu önlemek için yeterli bilgileri yetkililere sağladığını belirtti. Sorgulama kızışarak sert bir tartışmaya dönüştü. Muhtarov Stalin'in yüzüne vurdu ve diğer Ohrana görevlileri tarafından sakinleştirildi. Bu olaydan sonra Muhtarov, Ohrana'dan uzaklaştırıldı. Stalin'in de Tiflis'ten ayrılıp Bakü'de davanın sonucunu beklemesi emredildi. Stalin, Temmuz 1907'de Bakü'ye yola çıktığında yanında soygundan elde ettiği 20.000 ruble vardı.[22] Brackman bu olayın kanıtlarını bulduğunu iddia etse de, Stalin'in gençliğinde Ohrana ile iş birliğinde bulunması uzun yıllar boyunca tarihçiler arasında tartışma konusu olmuş ve hâlâ çözümlenememiştir.[34]
Paranın taşınması ve Kamo'nun tutuklanması
Soygundan elde edilen para, başlangıçta Stalin'in Tiflis'teki arkadaşları Miha ve Maro Boçoridze'nin evinde tutulmaktaydı.[31] Para bir döşeğin içine dikilmiş olduğundan dolayı dikkat çekmeden kolayca taşınabilir ve saklanabilirdi.[35] Daha sonra döşek, büyük olasılıkla Stalin orada çalıştığı için,[22][32] Tiflis Meteorolojik Gözlemevi müdürünün divanına koyuldu.[22][32] Bazı kaynaklara göre paranın gözlemevine koyulmasına Stalin bizzat yardım etmiştir.[32] Müdür daha sonra çalınan paranın kendi çatısı altında saklanmış olduğundan hiçbir zaman haberi olmadığını söylemiştir.[32]
Çalıntı paranın büyük bir kısmı son olarak, o zamanlar Rus İmparatorluğu'nun bir parçası olan Finlandiya'da bulunan Lenin'e götüren Kamo tarafından taşınmaktaydı. Kamo yazın geri kalanını Lenin'le, onun daçasında geçirdi. Sonbaharda Paris ve Belçika'ya silah ve cephane, Bulgaristan'a da 200 adet fünye almak için gitti.[19] Daha sonra Berlin'in seçkin doktorlarından biri ve bir Bolşevik olan Yakov Zhitomirski'ye Lenin'den bir mektup ileterek patlamalar sonucu yaralanmış ve hâlâ iyileşmemiş olan gözünü tedavi etmesini istedi.[19] Lenin'in güvendiği Zhitomirski, Rus hükûmeti için çalışan bir ajandı[19] ve derhâl Berlin polisi ile irtibata geçip[19] durumu Kamo'yu yakalatacak olan Ohrana'ya ihbar etti.[19] Kamo yakalandığında üzerinde sahte bir Avusturya pasaportuyla başka soygunlarda kullanmayı planladığı fünyelerle dolu bir valiz vardı.[36]
Banknotların bozdurulması
Kamo'nun tutuklanmasından sonra Lenin tutuklanmaktan endişe ettiği için eşiyle birlikte Finlandiya'dan ayrıldı.[37] Takip edilmeyi önlemek amacıyla yakın adalardan birindeki vapura binebilmek için gece vakti donmuş bir gölün üzerinde beş kilometre yürümek zorunda kaldı.[38] Buz üzerindeki yolculuğu sırasında Lenin ve birlikte yolculuk ettiği iki kişi altlarındaki buzun kırılması sonucu az kalsın boğulacaktı. Lenin daha sonra bu olayın gerçekleşse "ölmek için aptalca bir yol" olacağını belirtmiştir.[38] Lenin ve eşi Finlandiya'dan ayrılıp İsviçre'ye gittiler.[37][38]
Soygunda elde edilen işaretsiz banknotları bozdurmak kolaydı, fakat 500 rublelik banknotların seri numaraları yetkililer tarafından bilindiği için Rus bankalarında bozdurulmaları imkânsızdı.[22] 1907'nin sonuna doğru Lenin 500 rublelik banknotları ülke dışında bozdurmaya karar verdi.[37] Krasin bir kalpazana bazı banknotların seri numarasını değiştirtmeye çalıştı.[39] İki yüz adet beş rublelik banknot, Martin Liadov tarafından Stalin ve Bogdanov'un eşlerinin Lenin'in Kuokkala'daki evinde diktiği yeleğin içinde ülke dışına kaçırıldı.[4] Lenin'in planına göre ele geçirilen 500 rublelik banknotların aynı anda farklı kişiler tarafından Avrupa'daki farklı bankalarda bozdurulmalıydı.[37] Zhitomirski bu plandan haberdar oldu ve Ohrana'ya bildirdi.[37] Ohrana, Avrupa genelinde polis karakolları ile iletişim kurup, seri numarası bilinen banknotları bozdurmaya çalışan herkesin tutuklanmasını istedi.[37]
Ocak 1908'de birkaç kişi para bozdurmaya çalışırken tutuklandı.[40][41][42]The New York Times 'ın haberine göre 500 rublelik bir banknotu bozdurmaya çalışan bir kadın, polis tarafından tutuklanınca polisler geldikten sonra suç ortaklarıyla buluşma planına ait delilleri yutmaya çalıştı. Polis memurları kadının boğazını sıkarak kâğıtları yutmasını engelleyerek kâğıttaki bilgiler üzerine suç ortaklarını tren istasyonunda tutukladılar. Bu kişilerden en çok tanınanı, Paris'te Gare du Nord'daki trenine metresi ile ve üzerinde Londra'da bozdurmayı planladığı 12 adet 500'lük banknotlarla yakalanan Maksim Litvinov'du.[43][44]Fransa Adalet Bakanı, Litvinov ve metresini Fransız topraklarından sınır dışı etti ve bu durum, Litvinov'un iadesini talep eden Rus hükûmetini tarafından öfkeyle karşılandı.[43] Resmî olarak Fransız hükûmeti, Rusya'nın iade için geç başvurmuş olduğunu belirtse de, bazı kaynaklara göre iadenin gerçekleştirilmemesinin nedeni Fransız sosyalistlerin Litvinov'un güvenli bir şekilde serbest bırakılması için uyguladığı siyasi baskıdır.[43]
Lenin'in eşi Nadejda Krupskaya, anılarında olaydan böyle bahsetmektedir:
Tiflis baskınında ele geçirilen para, devrimci amaçlar için kullanılmak üzere Bolşevikler'e teslim edilmişti. Fakat paranın kullanımı mümkün olmadı. Bütün para 500 rublelik bozdurulması gereken banknotlardaydı. Banknotların üzerindeki numaralar bütün bankalar tarafından bilindiği için bu işin Rusya'da yapılması olanaksızdı ... Paraya çok ihtiyaç vardı. Bizim varışımızdan sadece birkaç gün sonra bazı yoldaşlar paraları aynı anda yurt dışındaki farklı şehirlerde bozdurmaya teşebbüs etti ... Zhitomirski paraları bozdurmaya çalışacak olan devrimciler hakkında polise ihbarda bulunmuş olduğu için bazı yoldaşlar tutuklandı. Zürih grubundan bir Letonyalı Stockholm'de yakalanmıştı ve Cenevre ekibinden ve Rusya'dan henüz gelmiş olan Olga Raviç, Bogdassariyan ve Hocamiryan ile birlikte Münih'te tutuklanmıştı. Cenevre'de N. A. Semaşko'nun evine tutuklulardan birinin gönderdiği kartpostal teslim edildiğinde o da tutuklanmıştı.[45]
Brackman, tutuklamalara rağmen Lenin'in 500 rublelik banknotları bozdurma girişimlerini sürdürdüğünü ve bir kısmını Moskova'da bilinmeyen bir kadından 10.000 ruble karşılığında takas etmeyi başardığını iddia ediyor.[41] Nikolayevski'ye göre ise Lenin tutuklanmalardan sonra hiçbir bozdurma teşebbüsünde bulunmadı ancak Bogdanov Kuzey Amerika'da birkaç banknotu bozdurmaya çalıştı ve başarısız oldu.[4] Krasin ise paraların üzerindeki seri numaları değiştirmeyi başarıp birkaç banknotu daha bozdurabildi.[4] Bir müddet sonra Lenin'in iş birlikçileri geri kalan 500'lük banknotların hepsini yaktılar.[4][46]
Kamo'nun yargılanması
"Ölüme teslim olmuş, tamamen sakin. Mezarımda çoktan iki metre çim çıkıyordur. Ölümden sonsuza dek kaçılamaz. Bir gün herkes ölecektir. Ama ben şansımı tekrar deneyeceğim. Kaçmak için her yolu. Belki bir kez daha güleceğiz düşmanlarımıza ... Ellerim kelepçeli. Ne isterseniz yapın. Her şeye hazırım"
- Kamo'nun 1912 yılında ölüm cezasını beklerken başka bir mahkûma yazdığı not.[47]
Kamo Berlin'de yakalanıp duruşmayı beklerken Krasin, avukatı Oscar Kohn aracılığıyla gönderdiği mektupta Kamo'dan deli taklidi yapmasını istedi. Böylece Kamo duruşmaya elevrişsiz olduğu için yargılanmayacaktı. Deliliğini ispatlamak için Kamo yemek yemeyi reddetti, kıyafetlerini yırtıp saçını yoldu, intihar etmeye kalkıştı, bileklerini yaladı ve kendi dışkısını yedi.[48][49][50] Kamo'nun deli taklidi yapmadığından emin olmak için Alman doktorlar Kamo'nun sırtına ve tırnağının altına iğne batırmak, kızgın demirle yakmak gibi deneyler uyguladılar fakat Kamo açık vermedi.[49][51] Bütün deneylerden sonra Berlin akıl hastanesinin başhekimi Haziran 1909'daki notunda Kamo'dan "[Kamo'nun] deli taklidi yaptığını düşünmek için hiçbir neden yoktur. Kendisi şüphesiz bir akıl hastası; mahkemeye çıkmaya veya hapis cezasını çekmeye uygun değildir. Tamamen iyileşip iyileşmeyeceği ise oldukça belirsizdir." şeklinde bahsetmiştir.[52]
1909 yılında Kamo ülkesine iade edilip Rus hapishanesine gönderildi ve orada da deli taklidi yapmaya devam etti.[40][53] 10 Nisan 1910'da mahkeme önüne çıkarılıp[54] Tiflis soygununda görev almış olduğu iddialarını reddederek gömleğinin içine saklayarak mahkemeye getirdiği kuşa beslemekteydi.[54] Duruşma askıya alındı ve yetkililer Kamo'nun akıl sağlığının yerinde olduğunu kararlaştırdılar.[54][55] Mahkeme en sonunda Kamo'nun Tiflis soygununa katıldığında akıl sağlığının yerinde olduğunu, fakat daha sonrasında aklını yitirmiş olduğu için iyileşene kadar hapsedilmesi gerektiğine karar verdi.[56] Ağustos 1911'de, 3 yıldan daha uzun bir süredir deli numarası yapan Kamo, Tiflis'te kaldığı akıl hastanesinden penceresindeki parmaklıkları kesip kendi yaptığı iple kaçmayı başardı.[40][53][57]
Kamo daha sonra yaşadıklarından şöyle bahsetmiştir:
Size ne diyebilirim ki? Beni oradan alıp buraya savurdular, bacaklarıma, her yerime vurdular. Adamlardan biri beni aynaya bakmaya zorladı. Aynada kendi yansımamı değil, ince, maymun gibi ürkütücü adamın birini ve berbat gıcırdayan dişlerini gördüm. Kendi kendime "Belki gerçekten de delirmişimdir!" diye düşündüm. İğrenç bir andı fakat kendimi toparlayıp aynaya tükürdüm. Bence bu hoşlarına gidiyordu ... "Kurtulacak mıyım yoksa gerçekten delirecek miyim?" diye düşündüm. Pek güzel değildi bu. Kendime inancım yoktu, anlamışsınızdır ki ... [Yetkililer] kesinlikle, işlerini, bilimle, nasıl yapacaklarını bilseler de Kafkasyalıları bilmiyorlar. Belki de bütün Kafkasyalılar kaygılı oldukları sürece delidir. Kim kimi delirtecek? Hiçbir şey değişmedi. Onlar kendi silahlarına kaldı, ben kendiminkine. Tiflis'te bana işkence yapmadılar. Belli ki Almanların hata yapabileceğini düşünmediler.[58]
Kaçtıktan sonra Kamo Paris'te Lenin'le buluştuktan sonra ve Lenin, Bogdanov ve Krasin'in aralarının bozulduğunu öğrenince üzüldü. Kamo Lenin'e tutuklanmasını ve hapishanede yaptığı deli taklidinden bahsetti.[46] Paris'ten ayrıldıktan sonra Kamo en sonunda Krasin'le buluştu ve başka bir silahlı soygun için hazırlıklara başladı.[40] Soygun gerçekleşmeden yakalanan Kamo 1913 Yılında Tiflis'te mahkeme önüne çıkarılıp Tiflis'teki banka soygunu dâhil birçok suçtan yargılandı.[47][40][59] Bu sefer Kamo hapisteyken deli taklidi yapmadı fakat önceden "deli" iken olan her şeyi unutmuş gibi davrandı.[59] Kısa süren dava sonucunda dört idam cezasına çarptırıldı.[60]
Ölüme mahkûm görünen Kamo'nun şansı, diğer tutsaklarla birlikte yaver gitti ve Romanov Hanedanı'nın 1913'teki üç yüzüncü yıl kutlamaları dolayısıyla idam cezası uzun süreli hapis cezasına çevrildi.[40][61] 1917 yılındaki Şubat Devrimi'nden sonra ise Kamo hapisten çıkarıldı.[40][62]
Sonrası
Bolşevikler'e etkisi
Kamo dışında soygunu organize eden hiç kimse mahkeme önüne çıkarılmadı[63] ve ilk başta saldırının arkasında kimin olduğu belli değildi. Kamo, Litvinov ve diğerlerinin tutuklanmasından sonra olaydıki Bolşevik ilişkisi açıkça ortaya çıktı.[4] Menşevikler ihanete uğradıklarını düşünüp sinirlendiler; soygun Bolşevik Merkez'in çalışmalarını Merkez Komitesi'nden bağımsız yürüttüğünü ve parti kongresinde yasak olduğu açıkça belirtilen eylemleri gerçekleştirdiğini kanıtlıyordu.[4] Bunun üzerine Menşevikler'in lideri Georgi Plehanov, Bolşevikler'den ayrılmak istedi. Plehanov'un yakın arkadaşı Julius Martov, Bolşevik Merkez'in gizli örgütsel bir komiteyle suç örgütü arasında bir şey olduğunu söyledi.[4] Partinin Tiflis Komitesi, soygun yüzünden Stalin ve birkaç üyeyi partiden ihraç etti.[63][64] Partinin soygunda Lenin'in parmağı olup olmadığını araştırmasına Bolşevikler tarafından izin verilmedi.[4]
Soygun Gürcistan'da Bolşeviklerin itibarını düşürdüğü gibi etkili bir şekilde yönetilmelerini engelledi. Eşi Ekaterine Svanidze'nin Kasım 1907'de doğal nedenlerden ölümünden sonra Stalin Tiflis'e nadiren uğradı. Mihail Tskhakaya ve Filipp Makharadze gibi önde gelen Bolşevikler 1907'den sonra Gürcistan'da pek bulunmadı. Diğer önemli Tiflis Bolşeviklerinden Stepan Şaumyan, Bakü'ye taşındı. Bolşevikler'in Tiflis'teki itibarı düşmeye devam etti ve 1911 yılında şehirde sadece 100 civarında Bolşevik kalmıştı.[65]
Soygun ayrıca Bolşevik Merkez'in Avrupa'daki sosyal demokratların gözünden düşmesine neden oldu.[4] Lenin'in kendisini soygundan ve sonuçlarından soyutlaması Bogdanov ve Krasin'in aralarının açılmasının nedenlerinden biridir.[4] Kendisini Kamo'nun çetesi ve olaydan uzak tutan Stalin ise soygundaki rolünü asla açıklamamıştır.[63][66]
Soyguncuların akıbeti
Ekim 1917'deki Bolşevik Devrimi'nin sonucu olarak, soyguna karışan Bolşevikler'in çoğu yeni Kurulan Sovyetler Birliği'nde siyasi güce sahip oldu. Lenin, 1924'teki ölümüne dek Sovyetler Birliği'nin başbakanlığını yaptı. Arkasından Stalin aynı şekilde ölüm tarihi olan 1953'e kadar bu görevi devraldı. Maksim Litvinov 1930-1939 yılları arasında Dışişleri Komiseri olarak görev yaptı. Leonid Krasin 1909'da Lenin'le yaşadığı düşünce çatışmasının ardından siyaseti bıraktı fakat 1917 Devrimi'nden sonra Bolşevikler'e katılarak Londra'da ölümüne kadar sürecek olan Dış İşleri Bakanlığı'nın ticaret temsilciliği yaptı.[4]
Kamo hapisten çıktıktan sonra Sovyet gümrük idaresinde çalışmaya başladı. Bazı kaynaklara göre gizli poliste çalışmak için fazla elverişsizdi.[40] 1922'de bisiklete binerken bir kamyonun ona çarpması sonucu öldü.[40] Hiçbir kanıt olmamasına rağmen, sessiz kalması için Stalin'in emriyle öldürüldüğü bazılarınca düşünülmüştür.[67][68]
Bogdanov 1909 yılında felsefi düşünce farklılıkları yüzünden partiden ihraç edilmişti. Bolşevik Devrimi'nden sonra yeni bir proleterya kültürü oluşturmayı amaçlayan Proletkult'ün öncü ideolojisti oldu.
Anıt
Soygunun gerçekleştiği Erivan Meydanı'nın adı 1921 yılında Sovyet yetkilileri tarafından "Lenin Meydanı" olarak değiştirildi. 1956 yılında ise Lenin'in büyük bir heykeli meydana dikildi.[69][70] Kanlı soygun için suçlu bulunmasına rağmen, Kamo'nun bedeni Erivan Meydanı yakınlarında bulunan Puşkin Bahçeleri'nde heykeltıraş Iakob Nikoladze tarafından yapılmış bir anıtla birlikte gömülüydü.[63][71] Stalin'in yönetimi sırasında bu heykel kaldırıldı ve Kamo'nun kalıntıları başka bir yere taşındı.[68] Lenin'in heykeli ise Sovyetler Birliği'nin son birkaç ayından biri olan 1991'in Ağustos'unda yıkılarak 2006 yılında yerine Özgürlük Anıtı dikildi. Meydanın adı da 1991 yılında Lenin Meydanı'ndan "Özgürlük Meydanı"na çevrildi.[69][72]
Popüler kültürde
2022 yapımı Andor dizisinin yaratıcısı Tony Gilroy, dizideki bir soygun sekansının Tiflis banka soygunundan esinlenildiğini belirtmiştir.[73]
Notlar
a Soygunun tarihi kaynaklarda eski usul Jülyen takvimi veya yeni usul Miladi (Gregoryen) takvimin kullanılmasına bağlı olarak 13 Haziran 1907[8][29] veya 26 Temmuz 1907[27][74] olarak geçmektedir. Rus hükûmeti Şubat 1918'de o yılın 13 gününü atlayarak Miladi takvime geçmiştir ve o yıl 1 Şubat 1918'den sonraki gün 15 Şubat 1918 olmuştur.[75] Bu madde Miladi takvim baz alınarak yazılmıştır.
b Joseph Stalin hayatı boyunca birçok isim kullanmıştır. Doğduğunda adı İosif Vissariyonoviç Çugaşvili olan Stalin'e arkadaşları ve ailesi "Soso" demekteydi.[76][77] 1907 Tiflis banka soygununu da kapsayan ilk devrimci yıllarında çoğunlukla Aleksandre Kazbegi'nin romanı Baba Katili'ndeki bir karakterden aldığı takma ad olan "Koba"yı kullandı.[76][78] Şiirlerini "Soselo" adıyla yayınlad..[76] 1912'de Stalin ismini kullanmaya başladı ve Ekim 1917'den sonra bunu soyadı olarak benimsedi.[76] Stalin adı "Çelikten adam" olarak çevrilebilir.[76][79] Bu maddede anlaşılırlık önemsenerek dünyada en çok bilindiği "Josef Stalin" adı kullanılmıştır.